Geçenlerde bir yazı yazmıştım. Yazıda Mevlana’ya atfen “Ey Allah’ım benim ne büyük derdim var deme. Ey derdim benim Büyük Allah’ım var de.” Arkadaşın biri bu sözün Said-i Nursi’ye ait olduğunu hatırlıyorum. Bunu bir araştırsan” dedi.
İnternet üzerinden araştırma yaptım. Hep Mevlana’ya atfedilmiş ancak hiçbirinde kaynak yoktu. Söz Hz. Aliye ait bir anekdotta geçiyordu. Ancak yine kaynak verilmemişti. Sözün asli kaynağı nedir, tatmin edici bir sonuca ulaşamadım.
Marquez’in “Yüzyıllık Yalnızlık” romanında Bir Albay Buendia karakteri var. Albay Buendia hayatın inişlerinden çıkışlarından yorulmuş ve artık bir köşeye çekilerek her sabah ortaya döktüğü gümüş balıkları yeniden yapmaya çalışmaktadır. Günler birbirinin fotokopisi gibi her gün aynı şeyler tekrarlanmaktadır. Bir gün yanındakilere “bugün günlerden ne” diye sorar. “Salı” diye cevap verirler. Albay “dünün bugünden bugününün yarından ne farkı var? Hiçbir farkı yok. O zaman her gün Salı’dır. Dün de Salı’ydı bugün de Salı yarın da Salı” diye karşılık verir.
Hükümranlık duygusu, insanın hayatta var olması, sosyal olarak organize olması ve devletler kurabilmesi için gerekli bir duygudur. Bu duygu ucu açık bir duygudur. Bir yanda insanlığın tekamülü için devletler ve medeniyetler kurulmasının temeli olurken diğer yandan kötüye kullanıldığında Nemrutlaşmanın, insanları köle yapmanın, sömürünün ve zulmün de kaynağı olabilir.
Felaket sözcüğü Arapça kökenlidir. Felek sözcüğünden üretilmiştir. Felek gök ve gökte dönen gök cisimlerine verilen isimdir. Kadim topluluklarda gök cisimleri tanrı olarak bilindiğinden iyiliğin de kötülüğünde felekten kaynaklandığına inanılırdı. Felek bir yanda iyilik olarak, şans, talih, baht anlamında kullanılırken, diğer yanda kötülük olarak zalim felek, kahpe felek gibi isimlerle anılır.
Yıllar önce bir gazetede okumuştum. İngiltere’de, insan düşüncelerinin ve davranışlarının nasıl yönlendirildiğini belirleyen sosyal bir deney yapılmıştı. Aslında kendi tercihimiz gibi görünen şeylerin arkasında, yönlendirilmiş bir irade yatıyor ve biz bunun farkına varmıyorduk.
EĞER, okullarda ahlakı sadece bilgi olarak öğretir, davranışa dayalı ahlak öğretemezsek toplumda hep ahlaksızlık olacaktır.
Doğru konuşma, insanlar arası iletişimin en önemli ayağı iken, boş konuşma zaman öldürmenin ve anlaşmazlığın adresidir.
Bilgi olmadan kişi ne konuşur? Ya günlük hayatın pratiklerini, yani yediğini içtiğini yattığını anlatır, ya da “Ali ne dedi?” “Veli ne dedi?” şeklinde dedi kodu üretir.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.