YAZARLAR

  • 09 Aralık 2025, Salı
  • Yeni Yazı

2026 Yılında Eğitimde Yapay Zekânın Yol Açacağı Büyük Kırılmalar ve Yüksek Olasılıklı Trendler

2026 yılı, eğitim tarihinde yalnızca teknolojik bir eşik değil; aynı zamanda pedagojik değerlerin yeniden yazıldığı bir yıl olarak anılacak. Yapay zekâ, artık sınıfların kapısından içeri temkinli adımlarla giren bir yenilik değil; öğrenmenin doğasını yeniden tanımlayan belirleyici bir aktör hâline geliyor. Aşağıda, 2026 boyunca eğitim ekosisteminde yüksek olasılıkla yaşanacak en büyük kırılmaları, saha gözlemleri ve güncel teknolojik eğilimlerin ışığında başlıklar halinde öngörülerde bulunmaya çalışacağım.

  • 08 Aralık 2025, Pazartesi
  • Yeni Yazı

Yaratıcı Yapay Zekânın Geleceği: Dijital Dünyada İkinci Bir Zekâyla Yaşamak

2025 yılı, insanlık tarihinde yalnızca yeni bir teknolojinin ortaya çıkışına değil; bilgi üretiminin, ekonomik değer zincirinin ve toplumsal karar mekanizmalarının yeniden tasarlandığı köklü bir dönüşüme işaret ediyor. Birkaç yıl öncesine kadar sınırlı girdilere karşılık metin, görüntü veya kod üreten sistemler olarak tanımlanan yapay zekâ; bugün tahmin yürüten, strateji geliştiren, çok değişkenli problem çözen, senaryolar üreten ve kendi performansını optimize edebilen bir zihinsel aktöre dönüşmüş durumda. Artık yapay zekâ yalnızca bir araç değil; bilim, tasarım, üretim ve yönetim süreçlerinde görünmez bir iş ortağıdır.

  • 07 Aralık 2025, Pazar
  • Yeni Yazı

Berlin’in Kalbinde Bir Türk Bilim İzinin Hikâyesi: Prof. Dr. Fatma Deniz

Bugünlerde bilim dünyasının gündemine düşen haber, yalnızca bir rektör seçimi sonucundan ibaret değildir; sınırları aşan bir başarı hikâyesinin, inancın, azmin ve bilimin evrensel sedasının, güçlü ve anlamlı bir hatırlatıcısıdır.

  • 06 Aralık 2025, Cumartesi

Vav Gibi Başlayıp Elif Gibi Bitirmek: İki Harf Arasında Bir Ömür

Dünyaya “vav” gibi geliriz. Eğri, bükük, kendi içine kapanık, henüz anlamını arayan bir hâl üzere… Vav, insanın doğarken aldığı şekildir; acizliğini, ihtiyacını ve öğrenmeye açıklığını temsil eder. Sonra büyür, yürür, doğrulur, kendi varlığını kavramaya başlar. Hayatın içinde yol yürüdükçe, bilgiyle, tecrübeyle, sorumlulukla doğrulur; kimi zaman kırılır, kimi zaman toparlanır. Yolun sonunda ise hepimiz “elif” gibi düz gideriz. Dosdoğru, tek ve sade…

  • 05 Aralık 2025, Cuma

Veri Odaklı Psikiyatrik Değerlendirmede Yapay Zekâ Vizyonu Gazi’de Masaya Yatırıldı

Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi Taşkent Konferans Salonu, 4 Aralık 2025 tarihinde geleceğin sağlık hizmetlerini yakından ilgilendiren kritik bir akademik buluşmaya ev sahipliği yaptı. Sunuculuğunu, Gazi Siber Güvenlik ve ARGE topluluğu üyesi, Teknoloji Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğrencisi Gülfem Erva Altun'un yaptığı “Veri Odaklı Psikiyatrik Değerlendirmede Yeni Yaklaşımlar: Yapay Zekâ Perspektifi” başlıklı sempozyum; psikiyatri, mühendislik, veri bilimi alanlarında uzman akademisyenleri, sektör temsilcilerini, araştırmacıları ve öğrencileri bir araya getirerek, yapay zekâ temelli yöntemlerin ruh sağlığı hizmetlerinde oluşturduğu dönüşümü kapsamlı biçimde değerlendirdi.

  • 04 Aralık 2025, Perşembe

Gülümsemenize Katkısı Olmayanı, Hayallerinize Ortak Etmeyiniz

Hayat, çoğu zaman büyük kırılmalarla değil; yanından sessizce geçip gittiğimiz küçük ayrıntılarla şekillenir. Sabahın ilk ışığında pencereden süzülen huzur, yolda karşılaştığımız bir yabancının içten gülümseyişi, bir dostun sesine gizlenen güven, kalbimizin derin koridorlarında sakladığımız geleceğe dair umutlar… Bütün bunlar, yaşamın ince dokusunu oluşturur. Fakat bu dokuyu birlikte ördüğümüz insanlar, hayatımızın gerçek mimarlarıdır. Çünkü insan, kimi zaman yanına aldıklarıyla büyür; kimi yanında taşıdıklarıyla da küçülür.

  • 03 Aralık 2025, Çarşamba

Gücün Zekâ, Şiddetin Ahlâk, Cehaletin Büyüklük Sanılması Üzerine Bir Değerlendirme

İnsanın kendisine dair geliştirdiği yanılgılar, çoğu zaman yalnızca bireysel bir iç çatışmanın değil, aynı zamanda toplumsal ilişkilerde ortaya çıkan kırılmaların da temel nedenidir. İnsan, iç dünyasındaki boşluklarla yüzleşmek istemediğinde, bu boşluğu farklı kavramların ardına gizleme eğilimi gösterir. Gücü zekâ ile karıştırmak, şiddeti ahlâk diye meşrulaştırmak, cehaleti büyüklük olarak sunmak; tüm bu tutumlar, egosantrik savunma mekanizmalarının dışa vurmuş hâlleridir. Böyle durumlarda ne politik bir yönelim ne de ideolojik bir çerçeve aramak gerekir; zira bu yanılgılar, insanın olduğu her yerde var olabilen, evrensel, yalın ve süreklilik taşıyan birer "insani" problemdir.

  • 02 Aralık 2025, Salı

Akademide Yolculuk: Genç Akademisyenler İçin Rehber

Akademik dünyaya adım atmak, birçok genç araştırmacı için hem heyecan verici hem de zaman zaman zorlayıcı bir süreçtir. Bu yolculuk yalnızca bilgi birikimiyle sınırlı değildir; aynı zamanda sabır, strateji ve bilinçli rehberlik gerektirir. Her adımı bilinçle atmak, kariyerin ilerleyen dönemlerinde karşılaşılacak zorluklara karşı hazırlıklı olmayı sağlar. Akademide başarı, yalnızca bireysel çabayla değil, doğru planlama, etik sorumluluk ve merak ile şekillenir. Bu yazıda, genç akademisyenler için akademik yolculuğu anlamlı ve verimli kılacak temel prensipler maddeler halinde ele alınmaktadır.

  • 01 Aralık 2025, Pazartesi

İnsan İnsanın Aynasıdır: Toplumsal Algı, Etiketleme ve Bireyin Algısal İnşası Üzerine Bir İnceleme

İnsan doğasına dair yapılan her tartışma, bizi ister istemez aynı soruyla karşı karşıya bırakır: Bir birey aynı anda hem iyi hem de kötü olabilir mi? İlk bakışta ahlaki bir karşıtlık gibi görünen bu soru, aslında toplumsal algının nasıl oluştuğunu, bireyin başkalarının gözünde nasıl yeniden inşa edildiğini ve insan ilişkilerindeki yansıtma mekanizmalarının ne kadar güçlü olduğunu anlamayı gerektirir. Çünkü çoğu zaman bir insanı “iyi” ya da “kötü” olarak nitelendirmemiz, onun gerçek kişiliğinden çok, bizim onu görmek istediğimiz biçimle ilgilidir. İnsan, çoğu durumda kendi gerçekliğinin değil; ona yönelen bakışların toplamının bir yansıması hâline gelir. Bu nedenle denir ki: İnsan insanın aynasıdır.

  • 30 Kasım 2025, Pazar

Küçük insanlar kişiler hakkında konuşur, normal insanlar olaylar hakkında konuşur, büyük insanlar ise fikirler hakkında tartışır

Zihin Ufku, Tartışmanın Değeri ve Toplumsal Olgunluk: Sosyal Psikoloji ve Siyaset Sosyolojisi Perspektifi Açısından Bir Değerlendirme Toplumların olgunluğu, yalnızca ekonomik göstergeler veya teknolojik altyapı ile ölçülemez; bu olgunluk, esas olarak toplumsal zihnin derinliği ve tartışmaların niteliğiyle belirlenir. Modern toplumlarda gündem, çoğu zaman yüzeysel tartışmalar, dedikodular ve küçük anlaşmazlıklarla meşguldür. Oysa tarih, büyük toplumsal dönüşümlerin ancak özgür ve cesur fikirlerin tartışıldığı ortamlarda ortaya çıktığını defalarca göstermiştir. Sosyal psikoloji, bireylerin davranış ve düşüncelerinin toplumsal normlar ve grup dinamikleri tarafından şekillendiğini öne sürer; bu bağlamda, tartışmaların niteliği, bireysel bilinç kadar kolektif bilinç düzeyini de yansıtır.