Türkiye Yüzyılı: Tarihsel Bir Mirastan Küresel Aktörlüğe
Lisede okuduğum yıllarda Türk ve dünya tarihini incelemiştim ve Türk milletinin tarihteki yeri dikkatimi çok çekmişti. Tarihe baktığımızda, Türk milleti en eski milletlerden biriydi; Çin'den Avrupa'nın ortasına kadar yayılmış, dünyaya hükmeden, çağının ötesinde pek çok devlet kurmuştu. Müslüman olduktan sonra ise asırlarca İslam dininin sancaktarlığını yapmışlardı.
Lise yıllarımda (1980'lerin başı) bağımsız tek bir Türk devleti vardı: Türkiye Cumhuriyeti. Ancak bu devlet, kendi kabuğuna çekilmiş ve Batı dünyasına gereğinden fazla bağımlı bir durumdaydı. Orta Asya Türk devletleri ise Sovyetler Birliği'nin sömürgesiydi. Her dönemde dünyada söz sahibi büyük devletler kuran Türkler, 20. yüzyılda neden bu gücü gösterememişti?
Türklerin Tarih Sahnesindeki Yeri ve 20. Yüzyılın Ayrışması
Halen varlığını sürdüren en eski milletler arasında özellikle Çinliler, Hintliler, İranlılar, Mısırlılar, Yunanlılar, Yahudiler, Türkler, Japonlar ve Ermeniler öne çıkıyor. Bu milletlerin her biri binlerce yıllık kültürel devamlılığa sahiptir. Türklerin coğrafi olarak çok geniş bir alana yayılarak sayısız devlet kurduğunu görüyoruz. Bu noktada, devlet kurma geleneği açısından Türkler benzersiz bir durumdadır: 16 büyük imparatorluk ve 100'den fazla devlet kurmuşlardır.
Hem doğudan batıya hem de kuzeyden güneye yayılan Türkler, binlerce yıl boyunca kesintisiz devlet kurma geleneğini sürdürmüştür. Türklerin her yüzyılda yeni bir büyük devlet kurduğunu söylemek tam anlamıyla doğru olmasa da, 20. yüzyıl hariç neredeyse her yüzyılda güçlü bir Türk devletinin sahnede olduğunu söylemek mümkündür.
"Türk Asrı"ndan "Türkiye Yüzyılı"na
Bazı tarihçiler, 15. ve 16. yüzyılları “Türk Asrı” olarak adlandırır. Bunun ana sebebi, bu dönemde Türk devletlerinin dünya üzerinde sahip olduğu büyük güç ve etki alanıdır. Osmanlı Devleti, küçük bir beylikten kısa sürede bir cihan imparatorluğuna dönüşerek Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya ve Yemen'e kadar geniş toprakları fethetti. Ayrıca Preveze Deniz Zaferi gibi olaylarla Karadeniz ve Akdeniz'deki hâkimiyetini pekiştirdi.
Ancak 20. yüzyılda bağımsız tek Türk devleti Türkiye Cumhuriyeti idi. Soğuk Savaş’ın iki kutuplu düzeninde Türkiye’nin küresel etkisi sınırlı kalmıştı. Bu açıdan 2023’te 100. yılını dolduran Türkiye’nin “Türkiye Yüzyılı” vizyonunu ortaya koyması önemlidir.
Türkiye Yüzyılı Vizyonunun Temel Hedefleri
- Ekonomi: Türkiye'yi yüksek gelirli ve üretken bir ekonomi haline getirmek.
- Savunma & Teknoloji: Silah sanayi, uzay ve yapay zekâ gibi alanlarda bağımsızlık.
- Dış Politika: Bölgesel ve küresel etkinin artırılması, diplomasi ve ticaretle rolün güçlendirilmesi.
- Toplumsal Kalkınma: Eğitim, sağlık, altyapı ve dijitalleşmeyle yaşam kalitesinin artırılması.
- Küresel Marka: Bilim, kültür, spor ve ekonomi alanlarında görünürlük ve etkinlik.
Güncel Durum ve Gelecek Projeksiyonu
Türkiye bugün, küresel bir süper güç olmasa da bölgesel bir lider ve küresel dengelerde önemli bir aktör olma yolunda ilerlemektedir. Türk dünyasında ve İslam dünyasında öne çıkan Türkiye, pek çok ülkede doğal lider olarak görülmeye başlanmıştır.
Özlüce söylemek gerekirse, “Türkiye Yüzyılı” vizyonu; ekonomik, teknolojik, diplomatik ve kültürel alanlarda Türkiye’nin küresel ölçekte daha etkin bir güç olmasını hedeflemektedir.
YORUM YAP