YAZARLAR

19 Ekim 2025 Pazar, 09:45

YÖK 2030 Hedefleri Kapsamında: Ulusal ve Uluslararası Yükseköğretim Mezun Bilgi Entegrasyon Sistemine İhtiyaç Var mı?

Bir Dönüm Noktasında Türk Yükseköğretimi

Türkiye Cumhuriyet’inin ikinci yüzyılına adım atan Türk yükseköğretimi, artık yalnızca diploma veren bir yapı değil; bilginin, insan kaynağının ve toplumsal etkinin ölçüldüğü bir ekosistem haline geliyor. Yükseköğretim Kurulu’nun yayımladığı “2030’a Doğru Türk Yükseköğretiminin Yol Haritası” bu dönüşümün ana eksenini tanımlıyor: Veriye dayalı yönetişim, kalite güvencesi ve sürdürülebilir kalkınma.
Ancak bu hedeflerin en kritik halkası hâlâ eksik: Mezun verisinin kurumsal, ulusal ve uluslararası ölçekte entegrasyonu. 

Mevcut Durum: Dağınık Veriler, Kısıtlı Etki

Bugün Türkiye’de mezun verilerine ilişkin çok sayıda platform ve sistem bulunuyor: YÖKSİS (Yükseköğretim Bilgi Yönetim Sistemi), e-Devlet mezuniyet doğrulama modülleri, üniversitelerin kendi mezun portalları, kariyer merkezlerinin bölgesel veri tabanları… Ancak bunların hiçbiri ulusal ölçekte bütünleşik bir veri akışı sağlamıyor. Her biri kendi doğrultusunda çalışsa da mezun profilini dinamik, uzun vadeli, uluslararası geçerliliği olan biçimde izleme kapasitesine sahip değil. Bu durum hem politik karar alıcılar için ölçülebilir veri eksikliğine, hem de üniversiteler için stratejik planlama zafiyetine yol açıyor.

Dünya Örnekleri: Veriyle Yönetilen Mezun Ekosistemleri

Yükseköğretim verisi alanındaki küresel uygulamalara bakıldığında, mezun izleme ve analiz sistemleri artık bazı ülkelerde standart hâle gelmiş durumda. Örneğin Birleşik Krallık’ta “Graduate Outcomes Survey” adlı sistem, mezunların 15 ay sonra ne yaptığını izliyor — istihdamda mı, yüksek lisansa mı devam ediyor mu, ne kadar kazanıyor ve mezuniyetinin ardından hangi sektörde yer alıyor gibi önemli verileri topluyor(graduateoutcomes.ac.uk). Amerika Birleşik Devletleri’nde ise “National Student Clearinghouse” yükseköğretim kurumlarının, mezunların ilerleyen yıllardaki konumlarını, geçişlerini ve hareketliliklerini takip eden sistemleri barındırıyor(studentclearinghouse.org). Bu tür sistemler, sadece mezun sayısını bildirmekle kalmıyor; mezunların yol haritasını, üniversite ile işgücü piyasası arasındaki ilişkiyi, hatta ülke içi ve uluslararası öğrenci hareketliliğini görünür kılıyor. Örneğin Birleşik Krallık örneğinde, mezunların yaklaşık %88’i iş veya yüksek lisans gibi bir faaliyette bulunurken, %59’u tam zamanlı istihdamdaydı(graduateoutcomes.ac.uk). Bu veriler, üniversitelerin programlarının etkinliğini ve mezunlarının ekonomik katkısını ölçmede başlıca referans kaynağı haline gelmiş durumda.

Türkiye İçin Stratejik Soru: Ulusal Entegrasyona Hazır mıyız?

YÖK’ün 2030 hedefleri arasında “veri temelli kalite yönetimi”, “büyük veri analitiği” ve “öğrenci/mezun izleme sistemi” başlıkları zaten yer alıyor. Ancak bu hedefin gerçekleşebilmesi için tekil sistemlerden bütünleşmiş(entegre), kurumsal, güvenli ve çok katmanlı bir ulusal veri platformuna geçilmesi gerekiyor. Bu sistem:

  • Üniversite–mezun–işveren üçgenini dijital olarak eşleştirmeli,
  • Uluslararası akademik kimlik sistemleri (ör. ORCID, Europass, EHEA) ile uyumlu olmalı,
  • Yapay zekâ destekli analizler ile mezunların sektörel yerleşimi, maaş düzeyi, yurtdışı geçişi ve akademik ilerlemesini yorumlayabilmeli,
  • Ve en önemlisi, mezunun kendi verisi üzerindeki kontrol hakkını koruyarak etik veri yönetişimi sağlamalıdır.

Bu doğrultuda, mezun izleme sistemi yalnızca “mezun sayısını takip” eden bir araç değil, yükseköğretim sisteminin performans göstergesi haline gelmelidir.

YÖK 2030 Vizyonuyla Uyum: Veriye Dayalı Yönetişim

YÖK’ün “2030’a Doğru Türk Yükseköğretimi” belgesi, “ölçmediğin şeyi yönetemezsin” ilkesini temel alıyor. Bu anlayışta, mezun verisi yalnızca bir istatistik değil, bir performans göstergesidir.
Ulusal Mezun Bilgi Entegrasyon Sistemi (UMBES) bu açıdan:

  • Üniversitelerin istihdam başarısını ölçebilir,
  • Akademik programların güncelliğini ve etkinliğini değerlendirebilir,
  • Mezun memnuniyetini dijital kalite göstergesi haline getirebilir.

Bu sistem, YÖKAK (Yükseköğretim Kalite Kurulu), ÖSYM, İŞKUR, TÜİK ve YTB gibi kurumların veri tabanlarıyla senkronize edildiğinde Türkiye sadece ulusal değil, uluslararası izlenebilir yükseköğretim sistemi kurmuş olur.

Uluslararası Boyut: Mezun Diploması Pasaportu

Gelecekte “diploma”, artık yalnızca bir kâğıt belge değil; dijital bir kimlik kartı haline gelecek. Avrupa Yükseköğretim Alanı (EHEA) “Digital Credentials for Europe” gibi projelerle bu dönüşümü destekliyor.
Türk yükseköğretimi de bu sisteme entegre olursa, her mezun için:

  • Dijital diploma doğrulama yapılabilir,
  • Küresel akreditasyon görünürlüğü sağlanabilir,
  • Uluslararası iş gücü uyumluluğu güçlenebilir.

Bu süreçte Türkiye’nin öncülük edeceği “Ulusal–Uluslararası Mezun Bilgi Entegrasyon Sistemi”, hem akademik diplomasi açısından hem de eğitim ihracatı açısından stratejik bir atılım olacaktır.

Sonuç: Bilgiye Dayalı Gelecek İçin Mezunu Görmek

Eğer yükseköğretimin hedefi “bilgiyi üretmek” kadar “bilgiyi izlemek” de olacaksa, Türkiye’nin 2030 vizyonunda eksik kalan en kritik halka budur: Mezun bilgisinin stratejik entegrasyonu.

Ulusal Mezun Bilgi Entegrasyon Sistemi, yalnızca bir veri platformu değil; Türkiye’nin insan kaynağı haritasını çıkaracak bir “akademik navigasyon sistemidir.
YÖK’ün dijitalleşme hedefleri, bu sistem kurulmadan tamamlanmış sayılmayacaktır.
2030’a giden yolda, artık sadece mezun vermek değil; mezunla öğrenmek zamanıdır.
 

Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Gazi Üni. Öğr. Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı – Köşe Yazarı
Kurucu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
Web: www.gazeteankara.com.tr - “Türkiye’nin kalbi Ankara’nın sesi”

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)