Gazi Mustafa Kemal Atatürk: Zamanın ve Mekânın Ötesinde Bir Akıl
Bugün, 87 yıl önce Türk milletinin kalbinden yükselen bir sessizlik, bütün çağlara yayılan bir yankıya dönüştü.
10 Kasım 1938, yalnızca bir veda günü değil; bir milletin, bir devletin ve bir insanlık idealinin yeniden doğduğu gündür.
Dolmabahçe Sarayı’nda saat dokuzu beş geçe, bir ömür değil, bir çağ sustu.
Ama o anda başka bir çağ başladı: Cumhuriyetin fikrî, kültürel ve siyasal aklı sonsuzluğa mühürlendi.
Bir Liderden Fazlası: Zamanı Aşan Bir Akıl
Gazi Mustafa Kemal Atatürk, yalnızca bir askeri deha, bir inkılapçı veya bir devlet kurucusu değildir.
O, Doğu’nun irfanını Batı’nın aklıyla yoğuran, aklı vicdanla, bilimi imanla, ilerlemeyi kökle bütünleştiren bir medeniyet mimarıdır.
Onda “devlet adamı” kavramı, sadece yöneten değil, düşünen, hisseden, dönüştüren insan anlamına gelmiştir.
Her sözü, her kararı, bir akıl ve adalet harmanı, bir gelecek vizyonunun harcı olmuştur.
Küresel Hafızada Bir Türk Aydını
Atatürk, yalnızca Türkiye’nin değil, insanlığın ortak tarihine kazınmış bir akıldır.
Oxford’un kütüphanelerinde “rasyonel modernleşme teorisinin Doğulu öncüsü” olarak okutulur,
Harvard’da “post-emperyal dönemin demokratik mimarı” olarak tartışılır,
Tokyo’da “ulus bilincinin yeniden doğuşu”, Afrika’da ise “bağımsızlık idealinin ilham kaynağı” olarak anılır.
Çünkü o, coğrafyasıyla sınırlı bir lider değil; çağları aşan bir düşünce sisteminin vücut bulmuş halidir.
Atatürk, dünyanın hafızasında “bir ulusun yeniden doğuşunun öğretmeni”dir.
Milletin Kalbinde Ebedî Bir Zekâ
Bugün Türkiye’nin her köşesinde, her okulda, her evde onun adı geçerken bir tarih değil, bir şuur anılır.
Bu şuur, özgürlüğün, adaletin, bilimin ve insan onurunun birlikte var olabileceği bir ülke idealidir.
O nedenle 10 Kasım, bir yas günü değil; bir şükran, muhasebe ve diriliş günüdür.
Atatürk bedenen aramızda değil;
ama fikirleri, kurumları, ilkeleri ve en önemlisi insana dair umudu hâlâ yaşamaktadır.
O umut, bugün her Türk gencinin kalbinde sönmeyen bir meşaledir.
Atatürk ve Geleceğin Türkiye’si
Cumhuriyet, yalnızca bir yönetim biçimi değil; bir insanlık projesidir.
Atatürk’ün hedefi, Türk milletini “muasır medeniyet seviyesinin üstüne” taşımaktı.
Bugün yapay zekâ çağında, iklim krizlerinin ve küresel gerilimlerin ortasında, o hedefin anlamı daha derindir:
İnsanı merkeze alan, bilimi rehber kılan, adaleti ölçü bilen bir Türkiye.
Bu yüzden Atatürk hâlâ çağımızın en güncel lideridir.
Çünkü onun mirası geçmişe ait değildir; geleceği inşa etme kudretidir.
Sonsuzluğa İmzalanmış Bir Millet
10 Kasım sabahı sirenler çaldığında, Türkiye sadece Atatürk’ü anmaz;
aynı zamanda kendi varlık sebebini hatırlar.
Bir milletin kaderini yeniden yazabilecek kadar cesur,
bir devletin vicdanını kurabilecek kadar bilge olmanın gururunu duyar.
Ve biz biliyoruz ki,
Türkiye Cumhuriyeti var oldukça, Gazi Mustafa Kemal Atatürk de yaşamaya devam edecektir.
Çünkü o bir isim değil;
bir irade, bir ışık, bir gelecek felsefesidir.
Ruhu şad olsun; hatırası daima yaşayacak, emaneti ise milletimizin güç, kudret ve sarsılmaz iradesiyle korunmaktadır.

Editör Notu:
Bu başyazı, Gazete Ankara Dijital Haber Portalı adına kaleme alınmış olup, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına saygıyla ithaf edilmiştir.
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32
E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
Web: www.gazeteankara.com.tr “Türkiye’nin kalbi Ankara’nın sesi”
YORUM YAP