Cumartesi Okumaları – Düşünme Sanatı ve Masal Çağında Hakikat
Bir Görselden Düşünceye
Kıymetli dostum Ayhan Çetinkaya’nın sosyal medya paylaşımında yer alan bir görsel bu yazıya ilham verdi:
“Bilginin bu kadar kolay ulaşılabilir olduğu bir dönemde, insanların size masal anlatmasına izin vermeyin.”

Ayhan Çetinkaya, Kıvılcım Kitabevi’nin sahibi, TV Kayseri’de “Hayat Sohbetleri” programının yapımcısı ve sunucusu, kültürle yoğrulmuş, Kayseri’nin kadim ailelerinden gelen bir isim. Kırk yılı aşan dostluğumuzun temelinde düşünceye, kitaba, hakikate ve insana duyulan sevgi var.
Onun bugünkü paylaşımı da her zaman olduğu gibi, “düşünmenin bir yaşam biçimi” olduğunu hatırlattı.
Bilgi Bolluğunda Bilgelik Kıtlığı
Yaşadığımız çağ “bilgi çağı” olarak anılıyor, ama aslında bilgelik kıtlığı çağında yaşıyoruz.
Bilgiye ulaşmak saniyeler sürüyor; hakikate ulaşmaksa yıllar, hatta ömür istiyor.
Bu çağda masallar artık çocuklara değil, büyüklere anlatılıyor — hem de ekranlar, sosyal medya akışları ve parlak cümleler aracılığıyla.
Bugünün masalları, gerçeği eğip bükmenin rafine biçimleri oldu.
Oysa insanın en temel yeteneği, düşünme; en büyük sorumluluğu ise düşüncesini özgürleştirme cesaretidir.
Masalın Psikolojisi: Kaçış ve Konfor
Masal, çocuklukta korkularımızı yatıştırırdı; yetişkinlikte ise bazen sorumluluklarımızdan kaçma aracına dönüşüyor.
İnsan, gerçeğin ağırlığından kaçmak için yeniden masallara sığınır:
Basit anlatılar, net düşmanlar, hazır kahramanlar…
Böylece karmaşık bir dünyanın yükü azalır.
Ama o anda düşünme yetisi de askıya alınır.
İşte “masal çağında hakikat” tam da bunu sorgular:
Kime inanıyoruz, neden inanıyoruz ve neyi bilerek görmezden geliyoruz?
Düşünme Sanatı: Hakikati Aramak
Sokrates’in çağlar ötesine uzanan sözü hâlâ yankılanıyor:
“Sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez.”
Düşünmek, bilginin içinden anlam çıkarmaktır.
Anlam, yalnızca bilgiyle değil, tefekkürle doğar.
Bu yüzden düşünme sanatı, insanın iç dünyasında bir öz disiplin, dış dünyasında bir erdemdir.
Ayhan Çetinkaya’nın “Hayat Sohbetleri” programı da işte bu erdemi besliyor:
Her hafta, insanın iç yolculuğuna ışık tutan konularla, bilgiyle sezgiyi, kültürle bilinci buluşturuyor.
Toplum ve Anlatı: Masal Dinleyen Zihinler
Bir toplumun kalitesi, anlatanlarının çokluğundan değil, düşünenlerinin derinliğinden anlaşılır.
Bugün toplumlar, kendi masal anlatıcılarını seçiyor:
Ekranlardan, kürsülerden, dijital platformlardan her gün birileri konuşuyor.
Ama konuşmanın gürültüsü, düşünmenin sessizliğini bastırıyor.
Hakikatin en büyük düşmanı cehalet değil, sorgulamadan inanma isteğidir.
Ayhan Çatinkaya’nın idaresinde Kıvılcım Kitabevi gibi mekânlar ise bu gürültüye karşı, düşüncenin sığınağı olmayı sürdürüyor.
Cumartesi Ruhu: Kendimizle Randevu
Cumartesi Okumaları, haftanın yorgunluğunda insanın kendine ayırdığı düşünsel bir nefes alanıdır.
Bir kahve, bir kitap ve bir sessizlik…
Düşünme sanatı için bundan fazlası gerekmez.
Hakikatle bağ kurmanın yolu, başkalarının hikâyelerini dinlemekten değil, kendi düşüncemizin derinliğine inmektir.
Masalların içinde uyumak kolaydır; ama düşünmek, uyanmayı seçmektir.
Son Söz: Masal Değil Hakikat
Bugün hâlâ bize masal anlatanlar var: kimileri umut satarak, kimileri korku yayarak.
Oysa hakikat, satılamayan, yönlendirilemeyen bir değerdir.
Bu yazının başında sözü edilen o görsel, hepimize bir çağrıdır:
Bilginin kolaylaştığı çağda, düşünme zorunluluğumuz artıyor.
Düşünmeyi seçen birey, yalnızca kendini değil; toplumunu, geleceğini ve insanlığını da özgürleştirir.
Ve belki de Cumartesi’nin asıl anlamı budur:
Bir günlüğüne de olsa dünyayı susturup, hakikatin sesine kulak vermek…
Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Gazi Üni. Öğr. Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı – Köşe Yazarı
Kurucu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
Web: www.gazeteankara.com.tr - “Türkiye’nin kalbi Ankara’nın sesi”
YORUM YAP