İnsan, alıştığı acıyı bile yitirmekten korkar! Zamanla acılar insan yaşamının bir parçası haline geliyor. Bu yüzden birçok insan, gözyaşlarına neden olan insanları hayatından silmek yerine, kendi gözyaşlarını silmeyi tercih ediyor. Pek çok kişinin duygusal acının kaynağıyla yüzleşmek yerine bu acıya katlanmayı tercih etmesi, insan doğasının derin ve karmaşık bir paradoksudur. İster romantik, ister ailevi, ister platonik olsun, ilişkilerde insanlar çoğu zaman kendilerini tekrar tekrar inciten davranışlara tahammül ederken bulurlar. Acı çekmelerine neden olan kişilerden uzaklaşmak yerine, tanıdık olanla teselli bulurlar – bu tanıdıklık ne kadar kederle dolu olursa olsun tahammül ederler. Çünkü bilindik olan, bazen yaralayıcı olsa bile, bilinmeyenden daha az korkutucu gelir insanlara.
Değerli okuyucularımız, bu yazımızda ifade edeceklerim, hiçbir kişi, kaynak, kurum veya kuruluşu bağlamaz. Sadece kendi lisanı halimizce, dilimizin döndüğü kadar, biraz eleştirel, biraz da hüzünlü bir şekilde kader mevzunu anlatmaya çalışacağız. Ayrıca bu satırların sahibi özel olarak bir dini eğitim almamıştır (İlahiyat Fakültesi v.b.) Bu gazete makalesini bu açıklamalar ve sınırlar içerisinde okuyup, değerlendirmenizi dilerim. İyi okumalar...
Dijitalleşen dünyada artık seçimler sadece meydanlarda değil, ekranların arkasında, algoritmaların derinliklerinde kazanılıyor ya da kaybediliyor. Bir zamanlar sadece analiz ve otomasyon aracı olan yapay zekâ (YZ), bugün artık siyasi kampanyaların gizli ama çok etkili bir ortağı haline geldi. Peki, bu sessiz aktör seçim süreçlerini nasıl etkiliyor? İşte cevabı...
Kış mevsimi, aynı gökyüzü altında yaşayan herkese farklı yüzlerini gösterir. Kar taneleri, kiminin üzerine yumuşacık bir örtü gibi düşerken, kimini de esen rüzgârı ve ayazıyla titretir. Lüks tatil merkezlerinde beyaz örtünün büyüsü içinde kayak yapanlar için kış, eğlence ve dinlenceyle anılırken, bacası tütmeyen evlerde ise bambaşka bir anlam taşır, çok değişik hikâyelere konu olur. Bu evlerde, soğuk, yalnızca sıcaklığı değil, hayatın adaletini de sorgulatan bir gerçekliğe dönüşür.
Değerli okuyucularımız bu gün üzerinde duracağımız konu ülkemizin gerçekleri ve geleceğimizi şekillendirecek bir konu olmasından dolayı çok önemlidir! Bir durum tespiti ve çözüm önerileridir. Bu nedenle bugünkü yazımız bir gazete makalesi olarak biraz daha uzun olacaktır. Şimdiden sıkılmadan okumanız dileğiyle…
Artık hepimiz kabul ediyoruz ki yapay zekâ (YZ, İngilizce: Artificial Intelligence ya da kısaca, AI) hayatımıza sadece girmekle kalmadı, adeta davetsiz bir misafir gibi yerleşti. E-postalarımızı yazıyor, toplantılarımızı planlıyor, çocuklarımızın ödevlerine yardım ediyor, şirketlerin stratejik kararlarında bile söz sahibi olabiliyor, iş başvurularını değerlendiriyor, kredi notlarımızı hesaplıyor, hastalık teşhisinde bulunuyor, hatta sanat eseri bile üretiyor. Doğaldır ki bu yüksek teknoloji kullanılmak üzere ve insanlık yararına faydalı olması için oluşturuldu. Ancak bu sistemin kullanılması değil, hiçbir hukuki çerçeveye sahip olmaması büyük bir risk oluşturuyor. Ama bu kadar güçlü bir oluşum karşısında hâlâ hiçbirimiz şu sorunun cevabını bilmiyoruz: Hata olduğunda sorumlusu kim olacak?
Değerli Gazete Ankara okuyucuları, bugün yazımızın ana teması; “Koltuğu güç olarak algılayanlar ona oturmak için değil, sırtında taşımak için kullananlardır. Bunlar kendi düşüncelerinin oluşturduğu fuzuli yüke hamallardır. Ama esas olan yürekleri taşımaktır. Ben yüreklere hamallığa talibim..." sözlerinin anlamlandırılması ile ilgilidir…
Bu yazımızda, Türk eğitiminde Yapay Zekânın rolünü inceleyeceğiz ve mevcut uygulamaların eşitsizlikleri artırma riski taşıyıp taşımadığını değerlendireceğiz.
Günümüzün modern dünyası, insanı doğuştan sahip olduğu ve aslında bedava olan birçok nimetten uzaklaştırmaktadır. Tüketim odaklı yaşam tarzı, bireylerin ruhsal ve fiziksel huzurunu göz ardı ederek maddi kazanca odaklanmalarına neden olmaktadır.
5 Nisan Avukatlar Günü, sadece alelade bir gün değil, hukukun önemini, adaletin sağlanmasında avukatların rolünü ve adil bir dünya için verdikleri mücadeleyi anma günüdür. Bu nedenle bu günde, toplumumuzun adaletin teminatı olan, avukatlarımızın adalete katkılarını hatırlamak için kutlamalar yaparız. Avukatlar Günü, yalnızca bir mesleğin kutlaması değil, aynı zamanda bu hukuk savaşçılarının, hukukun üstünlüğünü savunma, insan haklarını koruma ve demokratik kurumlarımızın bütünlüğünü sağlamada üstlendikleri kritik rolün hatırlatılmasıdır. Bugün, onların özverileri, fedakârlıkları ve adalet arayışlarına olan sarsılmaz bağlılıklarını hatırlamak için iyi bir fırsattır.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.