YAZARLAR

27 Mayıs 2025 Salı, 00:00

Üniversite Mezunu Gençlerde Gelecek Kaygısı: Umutsuzluk Sarmalından Umut Politikalarına Geçiş Nasıl Olmalıdır?

Bu yazı, üniversite mezunu gençlerin içinde bulunduğu umutsuzluk hâlini anlamak ve anlamlandırmak için bir çerçeve sunmayı amaçlamaktadır. Zira her toplumsal dönüşüm, öncelikle gençliğin taptaze zihninde başlar.

Türkiye’de üniversite mezunu gençler arasında artan gelecek kaygısı yalnızca bireysel değil; aynı zamanda yapısal ve toplumsal bir soruna işaret etmektedir. Bu yazımızda, gençlerin yaşadığı umut kaybının sosyoekonomik temelleri, psikolojik yansımaları ve olası çözüm yolları ele alınmakta; genç bireyler için hem bireysel hem de sistemsel düzeyde yol gösterici öneriler sunulmaktadır. Eğitim sisteminden istihdama, sosyal sermayeden girişimcilik kültürüne kadar geniş bir perspektifte kısa analizler yapılacaktır.

Üniversiteler yalnızca mesleki donanım sağlayan kurumlar değil; aynı zamanda toplumun umut ve yenilik rezervuarlarıdır. Ancak Türkiye’de her yıl mezun olan binlerce genç, diplomalarıyla birlikte artan bir hayal kırıklığını da omuzlarında taşımaktadır. “Ne için okuduk?” sorusu, artık bireysel bir serzenişten çıkmış; toplumsal bir sorgulama hâline gelmiştir.

Üniversite Mezunlarının Umutsuzluk Kaynakları

       İstihdam Alanlarının Darlığı: Türkiye’de yükseköğretime erişim artarken, nitelikli istihdam olanaklarının aynı hızla gelişmemesi, üniversite mezunları arasında işsizlik oranlarının yükselmesine neden olmaktadır. TÜİK 2024 verilerine göre, her dört üniversite mezunundan biri işsizdir.

       Bölüm-Meslek Uyumsuzluğu: Eğitim sisteminde rehberlik eksikliği ve plansız kontenjan artışları, mezunların iş gücü piyasasında karşılığı olmayan alanlara yönelmesine yol açmaktadır. İhtiyaca göre değil, sistemin yönlendirmesiyle şekillenen bir eğitim modeli, gençleri “diplomalı mağdur” hâline getirmektedir.

       Geleceğe Dair Belirsizlik: Küresel ekonomik dalgalanmalar, yapay zekâ gibi teknolojilerin iş gücü üzerindeki etkisi ve politik istikrarsızlıklar, gençlerin geleceği “öngörülemez” olarak algılamalarına neden olmaktadır. Bu durum yalnızca ekonomik değil, aynı zamanda varoluşsal bir krize de dönüşmektedir.

Umutsuzluk Psikolojisi İçerisinde Kaybolan Anlam ve Aidiyet

Üniversite mezunu gençler yalnızca iş bulamamaktan değil; aynı zamanda toplumsal sistemde kendilerine yer bulamamaktan da şikâyetçidir. “Bir yere ait olamamak” duygusu, bireyin özgüvenini zedelemekte ve aidiyet hissini yitirmesine yol açmaktadır. Bu ruh hâli, yurt dışına göç etme eğilimlerini artırmakta; beyin göçü artık bir istatistik değil, somut bir gerçekliğe dönüşmektedir.

Ne Yapmalı? Kişisel Tavsiyeler, Sistemsel ve Bireysel Yaklaşımlar

Kişisel Tavsiyeler

Bir akademisyen olarak değil, hayatın içinden gelmiş bir ağabeyiniz olarak şu önerilerde bulunmak isterim:

       Yeteneklerinizi Genişletin: Üniversite diploması bir son değil, bir başlangıçtır. Yazılım, veri analizi, yapay zekâ, iletişim becerileri, yabancı dil... Hangi bölümden mezun olursanız olun, bu beceriler çağın her kapısını açan pasaportlardır.

       Girişimcilikten Korkmayın: Bugün birçok büyük şirket, bir garajda doğdu. Elinizdeki bilgi birikimi ve çevrimiçi kaynaklarla kendi yolunuzu açabilirsiniz.

       Dayanışma Ağları Kurun: Yalnız değilsiniz. Mezunlar dernekleri, gençlik platformları, kooperatifler ve açık kaynak projeleriyle dayanışarak güçlenin.

       Eleştirin Ama İnşa Edin: Eleştirmek bir haktır; ancak esas olan, daha iyisini kurabilecek vizyona sahip olmaktır. Unutmayın: “Her şeyi yıkmak kolaydır, ama yapmak maharettir. Harabeler yıkımla, mamureler emekle kurulur.” Sizde bu vizyon var, ben buna inanıyorum.

Sistemsel Yaklaşımlar

       Yükseköğretim Reformu: Üniversite kontenjanları, ülke ihtiyaçları doğrultusunda yeniden planlanmalıdır.

       İstihdam Politikaları: Genç işsizliğini azaltmak için teknoloji temelli, sürdürülebilir istihdam modelleri geliştirilmeli ve desteklenmelidir.

       Girişimcilik Ekosistemlerinin Güçlendirilmesi: Teknoparklar, kuluçka merkezleri, mikro kredi programları gibi desteklerle genç girişimcilere alan açılmalıdır.

       Ulusal Gençlik Stratejisi: Gençlerin yalnızca tüketici değil, üretici bireyler olarak sisteme entegre edilmelerini amaçlayan uzun vadeli bir vizyon belgesi hazırlanmalıdır.

Bireysel Yaklaşımlar

       Beceri Tabanlı Gelişim: Üniversite eğitimi yanında yeni nesil yetkinlikler (kodlama, yapay zekâ, iletişim, proje yönetimi vb.) mutlaka edinilmelidir.

       Yaşam Boyu Öğrenme: Öğrenmenin üniversiteyle sona ermediği; tam tersine, orada başladığı içselleştirilmelidir.

       Topluluklara Katılım: Sivil toplum kuruluşları, öğrenci kulüpleri ve dijital üretim topluluklarına katılarak sosyal sermaye oluşturulmalıdır.

Sonuç

Sevgili genç arkadaşım, yaşadığın kaygıyı küçümsemiyorum; aksine çok iyi anlıyorum. Fakat bilmelisin ki, her kriz aynı zamanda bir kırılma ve yeniden inşa fırsatıdır. İçinden geçtiğimiz bu belirsizlik çağında en güçlü dayanaklarımız bilgi, dayanışma ve dirençtir.

Umudu dış koşullarda arama; çünkü umut dışarıdan ithal edilen bir meta değil, içeriden üretilen bir değerdir. Gelecek senin ellerinde şekillenecek. Bilgini, sezgini ve cesaretini birleştir. Çünkü bu ülkenin, senin gibi düşünen, sorgulayan ve çözüm üreten gençlere ihtiyacı var.

Unutma: “Geleceği şekillendirmek, geçmişi anlamakla; umudu büyütmek ise bilgiyle mümkündür.”

Sağlıcakla kalın.

Prof. Dr. O. Ayhan ERDEM
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi

Gazete Ankara DHP Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
www.gazeteankara.com.tr

“Türkiye’nin kalbi, Ankara’nın sesi”

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)