İşyeri Eğitimi Nedir, Neden Farklıdır?

Bugün Türkiye'nin geleceğini inşa edecek mühendis adayları, Teknoloji Fakültelerinde yalnızca teorik bilgiyle değil; aynı zamanda üretimin kalbinde, sanayinin nabzında eğitim alıyorlar. Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi başta olmak üzere ülkemizdeki tüm Teknoloji Fakültelerinde yer alan bu sistem, klasik mühendislik anlayışından farklı olarak sekiz yarıyıllık eğitimin bir dönemini doğrudan sanayiye tahsis etmektedir.

Yani öğrenci; öğrenme yolculuğunun 7 dönemini sınıfta, laboratuvarda, projelerle geçirirken; 8. dönemde doğrudan sektöre adım atar. Bu süreçte artık o sadece bir öğrenci değil, gerçek hayatla yüzleşen bir “mühendis adayıdır.”

İşyeri Eğitimi; bir dönemlik zorunluluk değil, hayata açılan kapıdır. Çünkü bu eğitim sayesinde;

• Öğrenci, teoride öğrendiği bilgileri uygulama imkânı bulur.
• Mühendislik kültürüyle tanışır, ekip çalışması, üretim disiplini ve problem çözme becerileri gelişir.
• Mezuniyet sonrası karşılaşacağı iş dünyasını daha öğrenciyken deneyimler.
• En önemlisi de, mezun olduğunda yalnızca diploma değil, tecrübe sahibi bir mühendis kimliğiyle hayata başlar.

Üniversite-Sanayi İşbirliğinin Faydaları

Üniversite-Sanayi İşbirliği, bugün çok konuştuğumuz ama çoğu zaman raflarda kalan bir kavramdır. Teknoloji Fakültelerinin İşyeri Eğitimi modeli, bu kavramı laftan eyleme taşıyan gerçek bir başarı örneğidir.

Sanayi kuruluşları için bu süreç, genç mühendis adaylarını yakından tanıma, potansiyel çalışanlarını yerinde gözlemleme ve kurum kültürlerine uygun insan kaynağına ulaşma imkânı sunar. Yani bu eğitim sadece öğrenciye değil, işverenlere ve ülke ekonomisine de kazandırır.

Öğrenciler İçin Yaşam Boyu Kazanç

İşyeri Eğitimi gören bir öğrenci için;

• Gerçek hayatı tanımak, profesyonel duruş geliştirmek,
• Sektörde kendini kanıtlamak,
• Mezuniyet sonrası iş bulmada avantaj yakalamak,
• Bitirme (Mezuniyet) projesini sahadan elde ettiği verilerle hazırlamak, sadece kısa vadeli faydalar değil; yaşam boyu taşıyacağı mesleki donanımın yapıtaşlarıdır.
• Bu süreçte olgunlaşır, farkındalığı artar, özgüveni gelişir. Çünkü artık o, “sadece öğrenen” değil; “üreten, uygulayan ve katkı sunan” bir bireydir.

Küresel ölçekte rekabetin hızla arttığı, teknolojik dönüşümlerin baş döndürücü bir hızla yaşandığı bu çağda; bilgiyle yetinmek, uygulamayı ihmal etmek lüks değil, risk haline gelmiştir. Türkiye’nin kendi teknolojisini üretmesi, yerli ve milli sanayi hamlelerini güçlendirmesi, ancak uygulama yeteneğine sahip nitelikli mühendislerle mümkündür.

İşte Teknoloji Fakültelerindeki İşyeri Eğitimi modeli, bu hedefe ulaşmada stratejik bir köprüdür. Bu modelin yaygınlaşması, güçlendirilmesi ve daha fazla desteklenmesi, sadece bireylerin değil, ülkenin geleceğine yapılan bir yatırımdır.

Son Söz: Tercih Zamanı, Fark Yaratanı Seçin

Sevgili gençler, değerli veliler, kıymetli eğitim paydaşları…

Şimdi tercih zamanı. Sıralanan fakülteler, parlayan bölümler, dolup taşan puan listeleri arasında bir detayı gözden kaçırmayın:

Teknoloji Fakülteleri, klasik mühendisliği yeniden tanımlayan, uygulama temelli, hayatla iç içe bir model sunuyor. Ve bu modeli taçlandıran İşyeri Eğitimi dersi, sadece bir dönemlik eğitim değil; bir ömürlük vizyon kazandırıyor.

Bir mühendisin en güçlü silahı, sadece bilgisi değil; bilgiyi nerede, nasıl ve ne zaman kullanacağını bilmesidir. Teknoloji Fakülteleri, bu farkındalığı kazandıran, bu beceriyi içselleştiren bir anlayışla eğitim vermektedir.

Unutmayalım! Geleceği kurgulayanlar, bugünün uygulayanları olacaktır.

Saygılarımla.

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı