YAZARLAR

17 Temmuz 2025 Perşembe, 08:00

Prof. Dr. Asaf Varol: Bilimin, Mücadelenin ve İnsani Değerlerin Sessiz Kahramanı

Bazı hayatlar vardır; kitap sayfaları üzerine değil, yüreklere yazılır. Ve bazı insanlar vardır ki yaşadıklarıyla sadece bir meslek değil, bir ahlâk, bir yol, bir ilke bırakırlar ardında…Prof. Dr. Asaf Varol, işte bu kutlu istisnalardan biridir.

8 Eylül 1954’te Elazığ’ın Yukarı Malatacık köyünde, bir samanlığın rutubetli ortamında ıngaa sesleriyle başlayan bu hikâye; aslında Anadolu’nun mazlum ama onurlu çocuklarının ortak kaderidir. Doğar doğmaz “erkek” diye haykırılan sevinç çığlıklarının arasında, loğusa bir annenin unutulmuşluğu, bu toprakların kadim ama sessiz çilesini de fısıldar. 

Prof. Dr. Asaf Varol, o çileden bilgeye dönüşen bir hayatın temsilcisi…. Saman kokusu sinmiş çocukluğunda, erik dallarında türkü söyleyen bir oğlan çocuğundan, dünya bilim literatürüne adını kazımış bir akademisyene uzanan öykü; alın teriyle, yalnızlıkla ve dirençle yazılmıştır.

Çocuk yaşta boynuna astığı mendil tablasıyla mahalle mahalle gezerek ailesine katkı sunan Asaf’ın küçük ve nasır tutmuş elleri, o yıllarda hem ekmek parasına hem de kitaplara uzanırdı… Şehrin cılız formasyonlu çetin öğretmenlerinin bakışlarına maruz kalmış, ama horlanmaya değil hayallere tutunmuştur. Çünkü o yalnızca bir öğrenci değil, yoksulluğun içinden yeşeren bir inanç insanıydı.

O’nun kaderi, babasının cesaretle dedesine karşı durup Elazığ’a taşınmasıyla değişti. İşte bu yalnızca bir adres değişikliği değil, bilime açılan bir kapının aralanmasıydı. İlkokul sıralarından itibaren Asaf hep en önde oldu; yalnızca notlarda değil, hayata karşı duruşta da…

18 yaşında gittiği Almanya’da Kassel Üniversitesi’nde başlayan akademik yolculuğu, çilekeş annesini özleyince yönünü yeniden Anadolu’ya çevirdi. Elazığ Devlet Mühendislik ve Mimarlık Akademisi Makine Mühendisliği Bölümünü birincilikle bitirdi. Yüksek lisansını İstanbul Teknik Üniversitesi’nde, doktorasını DAAD bursuyla Almanya Karlsruhe Üniversitesi’nde tamamladı. Her coğrafyada bilgiye ulaşmak için yürüdü yürüdü hep yürüdü; ama hiçbir zaman insanlıktan, tevazudan sapmadı.

1982 yılında yurda döndüğünde yanında sadece diplomalar değil, bir vizyon da getirdi. Fırat Üniversitesi’nde bilgisayar eğitimini başlattı. Bilgisayarı bir makine olarak değil, bir insan yetiştirme aracı olarak gördü. O sadece teknolojinin dilini değil, insanın ruhunu da okuyabilen bir akademisyendi.

Kurucu rektörlükten fakülte açılışlarına, bilimsel sempozyumlardan Fırat TV’nin kuruluşuna kadar pek çok alanda iz bıraktı. Siirt Üniversitesi’nin temellerini atan ilk isim oldu. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Adli Bilişim Mühendisliği bölümünü kurdu. IEEE destekli ISDFS sempozyumu onun vizyonuyla uluslararası bir marka haline geldi. 400’e yakın yayına, onlarca kitaba ve sayısız bilimsel etkinliğe imza attı.

Ama tüm bunlardan öte… Onun asıl başarısı, bir öğrencisinin gözlerindeki güven, bir genç akademisyenin omzundaki cesaret, bir eşin kalbindeki vefa ve evlatlarının gözlerindeki gurur olarak okunmalıdır.

Eşi Değerli Nurhayat Hanım’a duyduğu derin bağlılık, bilimde olduğu kadar aile hayatında da şaşmaz bir pusulası olduğunu gösterdi. Kadının bilimsel hayattaki yerine olan inancı, eşini İngiltere’ye araştırmaya gönderecek kadar güçlüydü. Bağlı olduğu bölgenin toplumsal kodlarının ötesine geçen bir destekti bu.

Bazen koltuklara değil kalplere kurulmak gerekir. İşte Prof. Dr. Asaf Varol bunu başaranlardandır. Rektör adaylığı listelerine girememesi onun sarsılmaz iradesini değil, sistemi yıpratmıştır. Kaybeden sistem olmuştur. O kırgınlıklarıyla döndüğü evliyalar şehri, “Gakkolar” diyarı Elazığ’da yeniden gençlere umut olmaya devam etti. Çünkü onun için bilim; unvan demek değil, insan inşa etmekti.

Bugün Maltepe Üniversitesi’nde, emeklilik sonrası akademik hayatını sürdüren Prof. Dr. Asaf Varol’un odası hâlâ açık, çayı hâlâ sıcacık, sözü hâlâ dinlenendir. Öğrencilerine bilgiyle değil, insanlıkla yaklaşır. Her bir nasihati, yaşanmış bir ömrün süzgecinden geçmiştir. Unutulmamalıdır ki, ülkemizde tecrübe, derin hüsranlar, çileler ve en önemlisi zaman kaybı ile elde ediliyor. İşte bu değerli tecrübelerini ülkemizin müstakbel geleceği olan gençlerimize hiçbir menfaat beklemeden vermek onun en büyük özelliklerindendir.

Prof. Dr. Asaf Varol’un hayatı, sadece akademik başarılarla değil, insani derinlikle de anlatılır. Onu tanıyan herkes bilir: O iyi bir eş, örnek bir baba, vefalı bir dost ve yüreği memleket sevdasıyla yanan bir memleket evladıdır.

Bir ülkenin gençleri için en kıymetli rehber; başarıyı değil, insanlığı anlatan hayatlardır. İşte Prof. Dr. Asaf Varol’un yaşamı da böyle bir kılavuzdur: Bilimle yoğrulmuş, emekle büyümüş, sevgiyle taçlanmış bir ömür…

Prof. Dr. Asaf Varol’un adı, sadece yazdığı kitaplarla, verdiği derslerle ya da hazırladığı projelerle değil; yetiştirdiği onurlu bireylerle, dokunduğu yüreklerle ve iz bırakan insani yönüyle yol göstermeye devam ediyor. Onun bıraktığı miras, genç akademisyenler için sadece bir kariyer modeli değil, aynı zamanda bir karakter pusulasıdır.

Eğer bir gün “akademisyenlik” yalnızca ders anlatmak değil, bir hayat inşa etmektir denilecekse, bu tanım Prof. Dr. Asaf Varol’un adıyla anılmalıdır. Evet akademisyenliğe ilk adımı atacak gençlerimiz, sizin için örnek alınacak bir rehber, hedefe ulaşmak için bir deniz feneri arıyorsanız hangi yolu tercih edeceğiniz bellidir…

Son söz olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Eğer akademide örnek alınması gereken bir duruş arıyorsak, eğer "iyi insan" kavramını ete kemiğe bürünmüş haliyle tanımlamak istiyorsak, Prof. Dr. Asaf Varol ismi bu tanımın en berrak halidir. Sözlerime bir roman olacak hayatı bir kaç sayfa ile özetlemiş olmanın mahcubiyetiyle son veriyorum. Saygılarımla.

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı

aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
www.gazeteankara.com.tr

“Türkiye’nin kalbi Ankara’nın sesi”

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)