Yeni Dünya Düzeni-1
Gazete Ankara’nın Okuyucu dostlarına merhabalar, Genellikle gazetemizde teknik içerikli yazılar yazma misyonunu gönüllü benimsemiştim ancak Dünyaya ve hayata dair birikimlerimize de okuyucularımızla paylaşma niyetiyle rotamızı çeşitlendiriyoruz...!
21 yüzyılın başlarını yaşadığımız günümüzde, bilim ve teknoloji hızla gelişerek toplum ve birey hayatında önemli değişiklikler yaratmıştır. Bunun yanında sosyal, ekonomik ve kültürel alanlarda büyük gelişmeler olduğu bilinmektedir.
Bu durum, Dünyada yeni bir devlet anlayışının ve devlet kavramının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Artık günümüzdeki devletler, orta çağdaki gibi sadece ordu besleyen savaş yapan jandarma devleti değil, okul, yol, hastane yapan, alt yapı yatırımlarında bulunan sosyal bir devlete dönüşmektedir. Ekonomik güç ise bugün artık maddi imkan kavramının üzerinde bir anlam taşımaktadır. Bu anlam ulusları meydana getiren bireylerin verimli ve üretken olma yeteneklerinin gelişmişliği ile ifade edilmektedir. Başka ulusların ve bireylerin ürettiği değerlere ve üretimlere zorbaca el koyan veya üretim kültürünü geliştirmeyip, hazır kaynaklardan yararlanan milletlerin ekonomik güçleri göreceli olarak gelişmiş görünse de uzun vadede gerilemeye ve yok olmaya mahkûmdur. Eğer sadece maddi imkânları ele alarak ekonomik gücü tanımlarsak, orta doğuda petrole dayalı ekonomilere sahip tüm Arap ülkeleri önemli ekonomik güçler olarak tanımlanabilir. Ancak gerçeğin bu olmadığı da ortadır. Hazıra tüketilen kaynaklarla oluşturulmuş olan sanal ekonomik güç kalıcı olmayacaktır.
Geleceğin dünyasında mücadele ve savaşlar görünürde hangi nitelikleri taşırsa taşısın, asıl savaşların ve mücadelenin ekonomik nedenler yüzünden olacağı kesin gözükmektedir. Bugün ABD’nin Grönland, Kanada ve Panama kanalına çökme niyeti buraların ekonomik potansiyeli ile doğrudan ilişkilidir. Eskiden birçok ülkeye demokrasi ve insan hakları getireceğiz yalanıyla yapılan işgaller artık doğrudan yalansız olarak yapılmaktadır. Artık haklıların değil güçlülerin hukukunun geçerli olduğu dünya düzeni gelmektedir. Savaşların gerçek nedeni herkesin bildiği gibi durgunlaşan ve dış borçları milli gelirlerini aşan Amerikan ve batı ekonomilerini canlandırmak ve ekonomilerine ucuz enerji kaynakları sağlayabilmektir. Bu tip savaşlar ne ilktir ne de son olacaktır. Ancak kesin olan bir realite sonun başlangıcı ufukta görünmeye başlamıştır. Tarih, ekonomilerini yağmaya ve çapula yöneltmiş devletlerin kalıntılarıyla doludur. Evrensel yasaların dişlileri, insanı dikkate almayan, insanlığa zulüm ve acı getiren tüm diktatörleri, krallıkları ve imparatorlukları dişleri arasında öğüterek tarihin külleri arasına savurmuştur.
Günümüzde antik çağların aç gözlü dev tiranları ve canavarları insanlığın başına yeni belalar açmak için gezegenimize geri dönmüşlerdir. Ancak insanlığın evrensel vicdanı bu canavarları ve tiranları geldikleri cehennemin alevleri arasına geri gönderecektir.
İnsanlık yenidünya düzeni arayışlarında, ağır bedeller ödeyerek evrensel yasaların anlamını kavrayacağı yeni bir döneme giriyor. İnsan bilincinin ve düşüncesinin gelişmesine paralel olarak insanlığa dayatılan dogmatik yalanlar, tabular ve baskıcı sistematikler birer birer yıkılacakları günlere doğru sürükleniyorlar. Değişimin suları yukardan aşağıya doğru karşı konulmaz seller gibi akıyor. Bu değişimi anlamayan ve suları yukarı akıtmaya çalışanları, köpükleri arasında boğarak ilahi yazgıya doğru sürüklüyor.
Aydınlanma sürecinin insanlığı kavrayan ışıklarını yeni yeni görmeye başlayan kültürel coğrafyamız, paylaşma kültürünün yanında, üretim ve bilgi kültürünün öneminin bilincine varmaya başlıyor. Ülkeleri yöneten egemenler; üretmeden tüketmenin kalıcı bir yol olmadığını ve hakça paylaşılmayan üretiminde kalıcı bir barışı sağlamayacağını anlayacakları günlere kadar insanlığı yeni savaşlar, gözyaşı ve acılar beklemektedir. Ancak insanlaşma süreci bir gün mutlaka insanlığın bu gezegendeki macerasına yepyeni imkanlar sunacak ve insanlık kıyametini (yeniden dirilişini) yaşayıp yeni dönemin insanlık düşüncesini evrende hâkim kılacaktır. Yüzüklerin efendileri, sahip olmak istedikleri güç ve iktidarın onları nasıl birer yaratık haline getirdiklerine tanık olacaklardır. İnsanlık bu yüzüğü ateş dağındaki efendisine geri verme iradesini bir gün mutlaka gösterecektir.
YORUM YAP