YAZARLAR

13 Ekim 2025 Pazartesi, 10:30

102. YILINDA BAŞKENT ANKARA

“Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Başkenti Ankara’nın başkent oluşunun 102. yılı kutlu olsun.”

Prof. Dr. Güray KIRPIK (*)

Anadolu’nun Milli Mücadele Merkezi, İstiklal Harbi’nin karargâhı ve Cumhuriyet’in Başkenti Ankara, arkeolojik çalışmalara göre Frigler çağında bir başkent olarak kullanılmış, daha sonra birçok defa bir yönetim merkezi olarak seçilmiştir. Tarihçi Pausanias “Ankara” isminin Ankara kalesinin ilk kurucusu olan Frigya Kralı Gordios’un oğlu Midas’ın burada bir gemi demiri (çapa) bulması üzerine bundan hareketle de “demir” anlamında Midas’ın bu kaleli şehre “Ankyra” adını verdiğini bildirir. Bu bilgiye göre şehri Kral Midas kurmuştur.

Kral Midas’ın mezarı ve kalıntılarının bulunduğu Antik Gordion Tümülüsü (Tümülüs: içerisinde mezarlık bulunan yığma tepelik alan) ve Antik Kenti günümüzde BM UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’ndedir ve bir müze olarak gezilebilmektedir. Gordion’da Kral Midas’ın kemikleri bulunduktan sonra özel bir çalışma ile hazırlanmış ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ne kaldırılmıştır.

Bununla ilgili olarak Ankara’da MÖ. 8. ve 7. yüzyıllarda Anadolu’nun ortasında, güneyinde ve batısında hüküm süren ve merkezi Ankara olarak bilinen Friglerle ilgili buluntu ve belgeler oldukça fazladır. Ankara, Friglerden Lidyalılara, Lidyalılardan Perslere, Perslerden İskitlere, İskitlerden Büyük İskender’e, Büyük İskender İmparatorluğu’ndan sonra O’nun generallerinin ve Galatların (MÖ.280-274) ve Romalıların eline geçmiştir. Anadolu’yu Roma’ya bağlayan Sezar Augustus Octavianus, Anadolu Eyaleti’nin başkenti olarak Ankara’yı seçmiştir.

İskitlerden Sonra Ankara’ya Türklerin Gelişi ve Artuk Bey’in Fethi (1073)

İskitler çağında Anadolu’nun başka yerleri gibi Ankara da onların bir yerleşim alanıydı. 1071 yılındaki Malazgirt Zaferi’nin ardından Alparslan’ın görev verdiği Müslüman Türk Kumandanı Artuk Bey tarafından 1073 yılında fethedilen Ankara, Selçuklular döneminde bir Şehzade Sancağı olmuş, beylikler çağında Ahiler Yönetiminin hükümet merkezi olmuştur.

Osmanlı Devleti’nin Ankara coğrafyası ile tanışması ise Osman Bey’in babası Ertuğrul Gazi zamanında gerçekleşmiştir. Aşıkpaşazade Tarihi’nde Ertuğrul Gazi’nin bizzat Engürü (Ankara)’den Kayı boyuyla birlikte Söğüt’e geldikleri ifade edilmektedir. Orhan Gazi döneminde Süleyman Paşa’nın Ankara üzerine gerçekleştirdiği sefer ile 1354 yılında Ankara ilk kez Osmanlı Devleti’nin bir parçası haline gelmiştir.

Osmanlı Devleti’nin Söğüt–Bursa–Edirne–İstanbul şeklinde sıralanan başkent sıralaması bilinmektedir. Osmanlı Devleti’nin zayıflamaya başladığı ve İstanbul’un güvenliğinin tehdit edildiği 17. yüzyıldan itibaren, 1656’da Venedik donanmasının Çanakkale Boğazı’nı ablukaya almasıyla başlayan endişeler, 18. ve 19. yüzyılda daha da artmıştır. Özellikle 1827 sonrası Boğazlar buhranı ve 93 Harbi (1877–78) döneminde İstanbul’un güvenliği konusundaki kaygılar devlet ve millet gündeminde yer edinmiştir.

Milli Mücadele ve Ankara’nın Başkent Oluşuna Giden Süreç

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün riyasetinde başlatılan Milli Mücadele yıllarında, 28 Ocak 1920’de Misak-ı Millî’nin kabul edilmesi üzerine işgal kuvvetleri Meclis’i basmış ve İstanbul’u işgal etmiştir. Bu sürecin ardından Ankara’nın Milli Mücadele karargâhı ve Cumhuriyet’in başkenti haline gelmesine uzanan gelişmeler şöyle sıralanabilir:

  • 22 Haziran 1919 – Amasya Tamimi’nin yayımlanması ve “Milletin azmi ve kararı, milletin iradesi” vurgusu,
  • 27 Aralık 1919 – Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Temsil Heyeti’nin Ankara’ya gelişi,
  • 28 Ocak 1920 – Misak-ı Milli kararlarında İstanbul’un güvenliğinin korunması gereği,
  • 16 Mart 1920 – İstanbul’un işgali üzerine Ankara’da 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması,
  • 1 Kasım 1922 – Saltanatın kaldırılması ve Cumhuriyet’in önünün açılması,
  • 17 Kasım 1922 – Vahdettin’in ülkeyi terk etmesi,
  • 24 Temmuz 1923 – Lozan Antlaşması’nın imzalanması ve başkent tartışmalarının gündeme gelmesi,
  • 13 Ekim 1923 – Ankara’nın başkent ilan edilmesi kararı:
    “Türkiye Devleti’nin makarr-ı idaresi (başkenti) Ankara şehridir.” (TBMM Karar No: 27, 2. Devre, I. Sene, Cilt 2, s.665)

Bu karar, 1924 Anayasası’nın 2. maddesine girmiştir. Başkentin belirlenmesinin ardından, 25 Ekim 1923’te Hükûmetin istifası üzerine “Şekl-i Hükûmet” tartışmaları yeniden gündeme gelmiş, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün girişimiyle “Türkiye Devleti’nin şekl-i hükûmeti Cumhuriyettir.” ifadesi Teşkilat-ı Esasiye’nin 1. maddesine eklenmiştir.

29 Ekim 1923 Pazartesi akşamı saat 20.30’da TBMM’de Cumhuriyet’in ilanı oybirliğiyle kabul edilmiştir. Saat 20.45’te Gazi Mustafa Kemal Atatürk Cumhurbaşkanı seçilmiş, mecliste “Yaşasın Cumhuriyet!” sesleri yükselmiştir. Aynı anda 101 pare top atışıyla kutlamalar başlamıştır.

Bu tarihi gecenin ardından 29 Ekim, Cumhuriyet Bayramı olarak ilan edilmiş ve her yıl ülke genelinde kutlanmaya başlanmıştır. Ankara, hem Cumhuriyet’in ilanı hem de başkent oluşu itibarıyla milli iradenin sembolü haline gelmiştir.

Milli Hakimiyet Anlayışı

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e göre, “Hakimiyet hiçbir mana, hiçbir şekil ve hiçbir renkte iştirak kabul etmez.” Bu ilkeye göre milli hakimiyetin esasları:

  • Milli Hakimiyet hiçbir sebep ve şekilde terk veya iade edilemez.
  • Milli Hakimiyet bölünemez ve devredilemez.
  • Milli Hakimiyet kendine denk veya üstün bir güç tanımaz.

Sonuç

102. yıldönümünde Milli Mücadele’nin karargâhı Ankara’nın başkent olarak kabulü, bir rastlantı değil; uzun bir tarihsel ve stratejik sürecin sonucudur. Cumhuriyet’in ilanı ve Ankara’nın başkent oluşu birbiriyle bütünleşen kararlar olarak Türk milletinin kaderini belirlemiştir.

Ankara, “Milletin kalbi ve gönlünün attığı ebedi merkez” olmasının yanı sıra, tarih boyunca Anadolu’nun birlik mayasının karıldığı bir Vatan Ocağı olarak varlığını sürdürmektedir.

“Ankara, merkez-i hükümettir ve ebediyen merkez-i hükûmet kalacaktır.”
13 Ekim 1923
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK

Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti Ankara’nın 13 Ekim 1923 günü başkent oluşuna dair teklifin TBMM’deki el yazılı ıslak imzalı olarak önerildiği 9 Ekim 1923 tarihli “Heyet-i Celile’ye” hitaplı öneri veren vekillerin imzalarından müteşekkil “Ankara’nın başkent olmasının kanuniyet ile kabul edilmesi” yönünde teklif veren mebusların listesinin bir kısmının da görüldüğü belge görselidir.


Prof. Dr. Güray Kırpık

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı - Köşe Yazarı

gkirpik@gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)