YAZARLAR

21 Kasım 2025 Cuma, 06:06

Şefkat Eğitimi: Toplumsal Şiddetin Panzehiri

 Toplumumuzda şiddet, artık günlük hayatımızın her köşesine sızmış durumda. Sokakta, okulda, trafikte, hatta evlerimizde bile şiddete tanık oluyoruz. Sosyal medyada atılan bir yorum, okulda yaşanan bir zorbalık olayı, trafikte bir sürücünün öfke patlaması... Hepsi aynı hastalığın farklı belirtileri: Merhametsizlik.

Kur'an-ı Kerim'de Allah, Peygamberimize hitaben şöyle buyuruyor: "Rabbinin yoluna hikmetle, güzel öğütle davet et. Onlarla en güzel şekilde mücadele et."

Bu ayet, bize sadece dini tebliğ konusunda değil, hayatın her alanında nasıl bir duruş sergilememiz gerektiğini gösteriyor. Hikmet ve güzel söz... İşte şiddetin karşısında duran iki güçlü silah.

Peygamber Efendimiz bir hadisinde, "İnsanlara eziyet edenlerin, onlara haksız yere zarar verenlerin vay haline!" diyerek, başkalarına acı çektirmenin ne kadar büyük bir günah olduğunu vurgulamıştı. Bugün etrafımıza baktığımızda, bu uyarının ne kadar güncel olduğunu görüyoruz.

Modern hayatın getirdiği stres, dijital oyunlardaki şiddet sahneleri, ekranlarda normalleşen kötü örnekler, bağımlılıklar... Bunların hepsi toplumsal şiddetin artmasında rol oynuyor. Özellikle çocuklarımız ve gençlerimiz, bu olumsuz etkilere karşı savunmasız durumda. Bir çocuk, saatlerce şiddet içerikli oyunlar oynadığında veya ekranlarda sürekli kavga, hakaret ve kötü muamele gördüğünde, bunları normal karşılamaya başlıyor. Empati yeteneği körleşiyor, merhamet duygusu zayıflıyor.

Peki çözüm nerede? Ben inanıyorum ki çözüm, şefkat eğitiminde yatıyor.

Hz. Peygamber'in hayatı, şefkat eğitiminin en mükemmel örneğidir. O, hiçbir zaman şiddete başvurmadı. Kendisine kötülük yapanlara bile merhamet gösterdi. Bir gün yolda yürürken, bir Yahudi cenazesi geçtiğinde ayağa kalkmış, yanındakiler "Ya Rasulallah, bu bir Yahudi cenazesi" deyince, "O da bir insan değil mi?" diye cevap vermişti. İşte insanlığın öğretmeni, bize böyle bir ders vermişti.

Şefkat eğitimi, evde başlar. Anne ve babalar, çocuklarına karşı şefkatli davrandıklarında, onlara merhamet gösterdiklerinde, aslında hayatın en önemli dersini vermiş olurlar. Bir çocuk, evinde sevgi ve şefkat gördüğünde, bunu dışarıya da yansıtır.

Öğretmenlerimizin rolü de bu noktada çok kritik. Bir öğretmen, sadece ders anlatan biri değildir; aynı zamanda karakter inşa eden, değer kazandıran bir rehberdir. Hz. Peygamber'in "Bana edep öğretmek için gönderildim" sözü, eğitimin özünü özetliyor. Bilgi aktarmak önemli elbette, ama karakter eğitimi, ahlak eğitimi, şefkat eğitimi daha da önemli.

Toplum olarak, anne babalarımıza ve öğretmenlerimize ne kadar minnettar olsak azdır. Onlar, bizleri sadece besleyip büyütmediler; bize değerler kazandırdılar, bizi insan yaptılar. Ellerinden öptüğümüz, dualarını aldığımız bu değerli insanlar, aslında toplumun mimarlarıdır.

Şiddetin panzehiri şefkattir. Merhametsizliğin ilacı sevgidir.

Eğer daha yaşanabilir bir toplum istiyorsak, çocuklarımıza ve gençlerimize şefkat eğitimi vermeliyiz. Onlara empati yapmayı, başkalarının acısını hissetmeyi, farklılıklara saygı duymayı öğretmeliyiz. Ancak o zaman, şiddetin gölgesinden kurtulup, huzurlu bir geleceğe yürüyebiliriz.

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)