Kurumsal Hafıza Olmadan Devlet Aklı Yaşamaz: Bürokratik Yozlaşmaya Karşı Yapısal Çözüm Arayışı
Devlet aklının kurumsal hafıza olmadan yaşayamayacağı bir çağdayız. Bürokratik yozlaşma yalnızca işlev kaybı değil; hafıza, itibar ve güven kaybıdır.
Devlet Aklı Bir Tezdir, Kurumsal Hafıza Onun İcra Mekanizmasıdır
Geçtiğimiz yazıda “Devlet Aklı Nedir?” sorusuna birlikte cevap aradık. Devlet aklını, bir milletin ortak tecrübesiyle şekillenen, uzun vadeli hedeflerini yöneten ve kriz anlarında kendini gösteren stratejik refleks olarak tanımladık.
Ancak o aklın varlığını sürdürebilmesi için, onu taşıyan bir yapıya ihtiyaç vardır. İşte tam da burada devreye giren yapı: Kurumsal Hafızadır.
Kurumsal hafıza; devlet aklının damarlarında dolaşan bilgidir.
Eğer bu damarlar tıkanırsa, akıl felç olur.
Eğer bu bilgi unutulursa, milletin iradesi yönsüz kalır.
Kurumsal Hafıza Nedir? Neden Hayatîdir?
Kurumsal hafıza, yalnızca arşiv odalarındaki belgelerden ya da mevzuatlardan ibaret değildir.
Asıl hafıza; kadim bir valinin tecrübesinde, emekli bir öğretmenin ilk ders gününde, bir zabıta amirinin davranış kodunda yaşar.
Devletin hafızası:
- Kriz anında nasıl karar alınacağını,
- Bir afet olduğunda ilk hangi adımın atılacağını,
- Bir karara halkın nasıl tepki vereceğini,
- Hangi söylemin toplumu birleştireceğini
bireylerin zihninden değil; kurumların geleneğinden ve kültüründen öğrenir.
Türkiye’de Kurumsal Hafıza Neden Zayıflıyor?
1. Liyakatin Zayıflaması
Kurumların hafızası, liyakatle oluşur; sadakatle değil.
Her yeni gelenin kadroyu tamamen değiştirdiği bir sistemde, hiçbir tecrübe kalıcı olamaz.
2. Kurumsal Sürekliliğin Bozulması
Bir bakanlık her üç yılda bir yeniden yapılandırılıyorsa; o kurumun kültürü, sadece “şekil”den ibaret kalır.
3. Denetim Mekanizmalarının Pasifleşmesi
Etkin iç denetim, kurumsal hafızayı korur. Denetim yoksa yozlaşma görünmez olur, görünmeyen ise hızla yayılır.
4. Bürokratik Cesaretin Kaybı
Girişimcilik değil, “sorun çıkarmama” anlayışı egemen olduğunda, bürokrasi kendini korumaya alır, risk almaktan ve sorumluluk üstlenmekten kaçınır. Bu da zamanla kurumları âtıl hale getirir.
Kurumsal Hafızayı Güçlendirmek İçin 5 Yapısal Öneri
1. Kurumsal “Anayasa”lar Hazırlanmalı
Her kamu kurumu, yalnızca görev tanımlarını değil; kültürel ve tarihsel deneyimlerini belgelemelidir.
“Kurumsal hafıza kitapçıkları” hem yeni nesil yöneticiler için rehber hem de toplumsal denetim için referans niteliği taşımalıdır.
2. Liyakat Temelli Atama Sistemi “Anayasa”llaşmalı
Siyasi konjonktürden bağımsız bir atama ve terfi sistemi kurulmalı.
Bir kurumun hafızası, istikrarla yoğrulur.
3. Denetim ve Danışma Kurulları Yeniden Yapılandırılmalı
Etik kurullar, iç denetim birimleri ve ombudsmanlık gibi yapılar etkili hale getirilmelidir.
4. Emekli Bürokratlar ve Eski Yöneticilerle Hafıza Aktarım Programları Kurulmalı
“Devlet tecrübesi yaşatılarak aktarılır” ilkesinden hareketle, geçmişten bugüne köprü kuracak platformlar tesis edilmelidir.
5. Mahalli Düzeyde Kurum Kültürü Geliştirilmeli
Ankara’daki kurallar, Ardahan’daki uygulamalarla uyumlu değilse, kurumsal sadakat ve motivasyon zamanla dağılır. Mahalli bilgi merkeze değer katmalıdır.
Bürokratik Yozlaşma: Sessiz Bir Tehdit
Yozlaşma bazen açık bir yolsuzluk değildir.
Yozlaşma bazen bir müdürün hiçbir karar almadan günü geçirmesidir.
Bazen liyakatsiz bir kadronun denetimsizce yönetime alınmasıdır.
Ve bazen; herkesin her şeyi bilmesine rağmen kimsenin hiçbir şey yapmamasıdır.
Bu nedenle yozlaşmaya karşı mücadele, yalnızca cezayla değil; bilinçle, kültürle ve kurumsal dirençle verilmelidir.
Sonuç: Devlet Aklı Kalıcı Olmak İstiyorsa, Kurumsal Hafızayı Onarmalıdır
Devlet aklı; yazılır.
Kurumsal hafıza; yaşanır.
Devlet aklı; hedef koyar.
Kurumsal hafıza; uygulama gücüdür.
Bu ikisi birbirinden ayrılamaz.
Kurumsal hafıza canlı kalırsa, devlet aklı da yaşayan bir akla dönüşür.
Yoksa yöneticiler değişir, sistem değişir ama devlet yerinde sayar.
Hz. Ali’nin Hikmetli Sözüyle Kapanış:
"Devletin dini adalettir. Adalet yıkılırsa, devlet çöker."
Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara DHP Köşe Yazarı
opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
www.gazeteankara.com.tr
“Türkiye’nin kalbi, Ankara’nın sesi”
YORUM YAP