YAZARLAR

25 Nisan 2025 Cuma, 19:23

Kardeşlik Hukuku: Ortak Vicdandan Anayasal Barışa

Toplumun en derin ihtiyacı nedir diye sorsalar, şüphesiz cevabım şu olurdu: Merhametle yoğrulmuş bir adalet, adaletle temellenmiş bir kardeşlik...

Zamanın ruhu hızla değişirken, insanlar giderek yalnızlaşıyor, toplumlar içe kapanıyor, ülkeler sınırlarına değil duvarlarına sığınıyor. Oysa biz biliyoruz ki, gerçek güvenlik insanın insana selam verebildiği, yüzünü çevirmeden bakabildiği bir dünyadır. İşte bu yüzden, bugün kardeşliği konuşmak, geçmişi anmaktan çok daha fazlasıdır: Geleceği inşa etmektir.

Bir Ayet, Bir İlke, Bir Umut

Kur’an-ı Kerim Hucurât Suresi’nde “Müminler ancak kardeştir” buyurur. Bu ayet, sadece bir inanç çağrısı değil; aynı zamanda bir yaşam biçimi teklifidir. Kardeşlik, vicdanın sesini hukukun diliyle buluşturur. Yalnızca camide değil, sokakta; yalnızca bireyler arasında değil, toplumlar arasında da geçerlidir.

Ama burada altını çizmek gerekir: Bu kardeşlik anlayışı, hiçbir şekilde siyasal ümmetçilik gibi çağdaş ulus devlet yapılarının dışında duran bir tahayyül değildir. Tam tersine, anayasal vatandaşlık ilkesiyle uyumlu, eşitlikçi, çoğulcu ve hukuk merkezli bir kardeşliktir.

Türkiye’nin Mayası: Farklılıklar İçinde Birlik

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, bütün vatandaşlarına eşit mesafede duran bir anlayışla kurulmuştur. Kardeşlik hukuku da bu anayasal çerçevenin ruhunu güçlendiren bir değerdir. Kimlikleri zenginlik, farklılıkları renk, toplumsal yapıyı bir mozaik değil; sağlam bir mihenk taşı olarak görmenin tam zamanıdır.

Tarihimizin bize bıraktığı örnekler, bu anlayışa kök sağlar. Medine Sözleşmesi Vesikası, farklı inanç ve kültürlerin bir arada yaşama iradesini kayıt altına almıştır. Bugün o iradenin çağdaş karşılığı; laiklik, çoğulculuk, vatandaşlık hakları ve sosyal hukuk devleti ilkeleriyle sürmektedir.

Kardeşlik Bir Lütuf Değil, Sorumluluktur

Kardeşlik hukuku, gönül bağından öte, hak temelli bir dayanışmadır. Ötekinin yükünü taşıyabilmektir. Komşunun yoksulluğunu kendi eksiği bilmek; göçmeni, sığınmacıyı, öteki dili konuşanı yabancı değil insan bilmek; özetle insanı insanla tamamlamaktır.

İnançlar bize bu duyarlılığı öğretirken, anayasa da bu sorumluluğun güvencesini verir. Kardeşlik, salt dinî bir vecibe değil; sosyal barışın, hukuki eşitliğin ve siyasal istikrarın da temelidir.

Bugünden Yarına: Kardeşlik, Barışın Stratejik Adıdır

Artık dünya öyle bir noktada ki, kardeşlik sadece ahlaki bir çağrı değil; barışın, güvenliğin ve birlikte yaşamanın stratejik adıdır. Irkçılığa, ayrımcılığa, kutuplaşmaya karşı durmak; bir dini tercih değil, evrensel bir insanlık görevidir.

Bu cuma, bir ayeti yalnızca okumakla yetinmeyelim; bir ilkeyi ilişkilerimize, bir umudu geleceğimize katmaya niyet edelim.

Unutmayalım:
Toplumun iyiliği, bireylerin birbirine kardeşlik hukuku ile bakabilmesiyle başlar.
Ve bu bakış; inançtan beslenir, hukukla büyür, insanlıkla anlam kazanır.

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU
Kurucu – Sorumlu Yazı İşleri Müdürü – Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
“Türkiye’nin Kalbi Ankara’nın Sesi”
www.gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)