Adım Adım Ankara, 3 Müzeyle Başlayalım!
Anadolu Medeniyetleri Müzesi, Satranç Müzesi ve Türk Tarih Müzesi
Gazete Ankara’da ‘Bir tutam’ diye yola çıktık.
Sıra ‘adımlamaya’ geldi!
Bir kenti tanımak istiyorsanız okumak, araştırmak gerek elbette.
Bir de adımlamalısınız. Cadde, mahalle, müze, hatta mekânlarını...
Adımlamaya başladınız!
Söz konusu Ankara ise, kültürü, doğası ve tarihi zengin diğer Anadolu kentleri gibi adımlamakla bitmediğini keşfetmeniz uzun sürmez.
Bir de insanlarını katarsanız, işte o zaman tadına doyulmaz sayfalar açılır önünüzde.
Sizi alıp götüren öyküler bulursunuz. Satırları arasında kaybolur, sayfalar arasında başınız döner!
İlk aklıma gelenleri hemen sıralayayım:
Mekân dersek, Anıtkabir ile Kale.
Yürüyüş rotası isterseniz, Al Gözüm Seyreyle Turu (Zafer Anıtı’ndan Gençlik Parkı’na) veya Anafartalar Caddesi…
Saraçoğlu Mahallesi veya Yahudi Mahallesi, ‘mahalle’ dendiğinde ilk aklıma gelenler…
Müzeler
Ankara’nın 80 kadar müzesi var.
Elden geldiğince hepsini zaman içinde bu köşede konuk ederiz ama gelin bu yazıda üçünü adımlayalım.
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Hepsi kendi topraklarında toplanmış eserleriyle ünlü.
Ödüllü.
Bir kez gittiyseniz, ‘gezdim’ diyebilmek güç.
‘Gezdim’ diyebilmek için kaç kez gitmek gerektiğini henüz sayamadım!
Temalı gezileri de tavsiye ederim. Sevgili Oğuz Elbaş bilgilendirdi, en son müzik aletleri üzerinden müzeyi adımladım. Bitirmek ne mümkün!
‘Hepsini buldum!’ düşüncesiyle bir yazı yazdım, müzeden Sevgili Murat Yıldırım’a danıştım.
“Eksik var!” dedi, birkaç tane daha ekledi.
Yine müzeden Sevgili Yusuf Kıraç’a bir tema sormuştum,
“Kibele” diye yanıtlamıştı.
Haklıydı. Kutsanan kadınlar konusunda da müze, Anadolu gibi son derece zengindi.
Bence dünyanın en gözde ‘Bereket Anası’ bu topraklara ait. Dikkatli gözler yakalar, çift leopar kolçaklı tahtında oturmaktadır. Abartılı göğüsleri ve kalçası, hatta doğum anı canlandırması… Tam bir bolluk ve bereket simgesi. Dile kolay, 6000 yaşında, girişin yanı başında.
“Başka var mı?”
“Olmaz mı!”
Diğerlerini bulmak için müzenin tavaf edilmesi gerek.
Satranç Müzesi
Dünyanın en büyüğü.
Müzeler içinde Guinness tescilli kaç tane vardır bilmem ama bu müze öyle. Belgesi müze içinde, satranç takımları arasında sergileniyor.
Birten ve Akın Gökyay Çifti’nin memlekete hediyesi.
Sevgili Akın Ağabey bir yurtdışı seyahatinde bir satranç takımı görür, çok beğenir, almak ister. İster ama dükkân kapalıdır. O takımı almak için seyahat planları bile değişir…
Böyle başlar müzenin hikâyesi…
Dünyanın önde gelen kentlerine giderseniz, o kente ait hediyelik eşyaların yanında bir de o kente ait satranç takımı bulabilirsiniz.
Takımın taşları, o kente ait mekânlardan yapılmıştır; gezdiğiniz, gördüğünüz yerleri piyon, kale veya vezir olarak görürsünüz.
Pek hoşunuza gider.
Bizim yoktu, artık var!
Ankara’nın satranç takımı var. Birkaç çeşit hem de. Müze vitrinlerinde. Hatta hediyelik eşya bölümünde.
Müze rekorlar kitabına girdikten sonra satranç takımı sayısı tescillenin iki katına çıkmış durumda. Çok değerli takımlar hediye gelmeye de başlamış.
Hal böyle olunca, eldeki takımlar da müzeye sığmaz olmuş…
Çocuklara, büyüklere bir dünya satranç takımı.
Farklı temalarda, cam vitrinler içinde. Gezdikçe, satranç oynamak isteyeceksiniz.
Eh, bu da mümkün! Bir kahve veya çay eşliğinde, saklı bahçesinde…
Gökyay Çifti, müzede ziyaretçilerle buluşmaktan büyük keyif alıyorlar. Gelenler de dünyanın en büyük satranç müzesini kuranlarla tanışma fırsatı buluyorlar – başka bir yerde yapın, yapabilirseniz!
Türk Tarih Müzesi
Heykeltıraş Alper Çınar’ın atölyesindeki heykeltıraşlarla, memlekete armağanı 200’ün üzerinde dev heykelli, görenin gözlerine inanamadığı müze.
Kompozisyonları heykellerden oluşuyor, benzerleri yok.
Uzak bir coğrafyada, dağınık duran Türk yazıtlarının hepsi burada, birebir boyutlarında, yürüyüş mesafesinde.
Bir de kapalı alanı var. Bir-iki değil, dört dev boyutlarda panoramik tablolarıyla, ziyaretçileri bir kez daha şaşırtmak, hayran bırakmak için bekliyor.
Oksana Legka ve Yaşar Zeynalov, bu işlerin deneyimli sanatçıları. İkişer eserle müzedeler.
Müzeyi kuran, zamanın Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel, konuklarına müzeyi gezdirmeyi çok severdi.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na da gezdirmiş. Cumhurbaşkanı,
“Biz de isteriz” demiş.
Demirel de almış Çınar’ı yanına, Kıbrıs’a benzerini yapmış, Kıbrıs’a hediye etmiş.
Hemen yakınındaki atölyede heykeltıraş Çınar’ı, dev heykellerini yaratırken görmek mümkündü. Bu da müzeye geldiğinizde, müzenin heykellerinin yapıldığı yerde, yapanla tanışma şansı veriyordu.
Artık heyecan verici bu şans yok…
Siz, siz olun, görür görmez sizi şaşkınlığa düşürüp, hayranlık uyandıracak bu eşsiz müzenin tadını çıkarmaya bakın.
Adım Adım Ankara
“Bitti mi?” diye sorarsanız, bitmedi elbet.
Adımlamaya devam edeceğiz.
Şimdilik bu kadar olsun.
Sağlıcakla kalın.
Dr. Necati Yalçın – Köşe Yazarı
E-posta: nyalcin@gazeteankara.com.tr
www.gazeteankara.com.tr
“Türkiye’nin kalbi Ankara’nın sesi” – Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
YORUM YAP