Yapay Zekâ Destekli Sanatsal Üretim: Yaratıcılığın Evrimi mi, Simülasyon Çağı mı?
Sanat, insanlık tarihinin en kadim ve çok katmanlı üretim biçimlerinden biridir. Her dönem, teknolojik araçlar ve toplumsal bağlam doğrultusunda sanatın biçimsel ve içeriksel yönlerini dönüştürmüştür. 21. yüzyılın ikinci çeyreği ise, yapay zekâ teknolojilerinin sanatsal üretimde aktif rol almasıyla yeni bir kırılma eşiğine gelmiştir. Özellikle görsel ve işitsel sanatlar alanında yapay zekâ ile üretilen içerikler, yalnızca estetik değil; etik, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla da ciddi tartışmalara yol açmaktadır.
Bu çalışma, yapay zekâ destekli müzik klibi üretimi örneği üzerinden sanatın geleceğini sorgulamakta; üretim biçimleri, mesleki dönüşüm, kültürel temsil ve eğitsel adaptasyon gibi çok boyutlu etkenleri akademik bir zemin üzerinde tartışmayı amaçlamaktadır.
Yapay zekâ (YZ), yalnızca rasyonel karar verme süreçlerinde değil; yaratıcı üretim alanlarında da etkili olmaya başlamıştır. Görüntü oluşturma (DALL·E, Midjourney), metin üretimi (ChatGPT, Claude), video sentezi (Veo3, Sora) ve ses sentezi (ElevenLabs, Voicemod) gibi araçlar, geleneksel sanat formlarına alternatif üretim yolları sunmaktadır.
Boden (2004), yaratıcı üretimi “beklenmedik fakat anlamlı” olarak tanımlarken, bu tür üretimlerin yalnızca biyolojik zihinle sınırlı olmadığını da öne sürer. Ancak burada asıl mesele, yaratım sürecinde etik niyetin, kültürel hafızanın ve insani sezgilerin yer alıp almadığıdır.
2025 yılında yayınlanan Sezen Aksu’nun yapay zekâ ile üretilmiş klibi, yalnızca teknolojik bir başarı değil; aynı zamanda emek eksenli sanat üretiminde radikal bir dönüşümün simgesi olarak okunmalıdır. Klip, Google Gemini’nin video üretim platformu olan Veo3 aracılığıyla; oyuncu, set, ışık veya teknik ekip olmadan tasarlanmıştır. Geleneksel bir klipte 50 ila 100 kişinin emeği gerekirken, bu üretim yalnızca birkaç kişinin bilgisayar başında gerçekleştirdiği bir süreçle tamamlanmıştır.
Bu durum, Debord’un (1967) “Gösteri Toplumu” kavramını yeniden hatırlatmaktadır: Görüntü ve estetik hâkimiyeti, üretim sürecindeki emeğin yerini almaktadır. Ancak bu “gösteri”, görünmeyeni, işsizliği, kültürel tekdüzeliği ve etik boşlukları perdelemektedir.
YZ destekli üretim süreçleri, maliyetleri dramatik biçimde azaltmakta; ancak bu azalma doğrudan işgücü talebinin düşmesi anlamına gelmektedir. Oxford Economics’in 2020 raporuna göre, otomasyon teknolojileri 2030 yılına kadar dünya genelinde 20 milyon üretim işçisinin yerini alabilir. Medya ve yaratıcı sektörler de bu eğilimden kaçınamaz.
Yalnızca set çalışanları değil; senaryo yazarları, prodüksiyon yöneticileri, görüntü yönetmenleri gibi meslek grupları da bu dönüşümden etkilenmektedir. Bu durum, Marx’ın (1867) “Üretim araçlarını kim kontrol ediyorsa, artık değer de onun eline geçer” tespitini yeniden gündeme taşımaktadır.
Stanford AI Index Report 2025’e göre, yapay zekânın en fazla dönüştürdüğü sektörlerden biri medya ve eğlence sektörüdür. Bu bağlamda iletişim fakültelerinin müfredatları, üretim biçimlerinin evrimiyle birlikte yeniden tasarlanmak zorundadır. Geleneksel prodüksiyon teknikleri yerini artık yapay zekâ destekli hikâye anlatımı, prompt mühendisliği, algoritmik etik ve dijital telif hukuku gibi yeni alanlara bırakmalıdır (McStay, 2023).
Aksi hâlde üniversiteler, geleceğe değil geçmişe yatırım yapmaya devam edecektir. Bu da mezunların sektörel adaptasyonunu geciktirir ve nitelikli işsizliği artırır.
Bir diğer önemli boyut, kültürel kodların yapay zekâ üretiminde nasıl temsil edildiğidir. Yapay zekâ sistemlerinin büyük bölümü Batı merkezli veri setleriyle eğitilmektedir. Bu durum, Batılı estetik anlayışların evrensel norm gibi sunulmasına neden olmakta; yerel, özgün anlatım biçimlerinin bastırılmasına yol açmaktadır. Bu bağlamda, Zuboff’un (2019) “gözetim kapitalizmi” kavramı genişletilerek “estetik kapitalizmi”nden söz etmek mümkün hale gelmektedir.
Bir görüntü yerli olabilir, ancak ruhu ithal olduğunda kültürel otantiklik tehlikeye girer. Sanatın içeriği değil, çerçevesi evcilleştirilmiş olur.
Tüm bu gelişmelerin ışığında temel soru tekrar karşımıza çıkmaktadır: Yapay zekâ her şeyi yapabiliyorsa, insan ne yapacaktır?
Bu soruya verilecek cevap, sanatın özüne dair önemli bir felsefi pozisyonu da ortaya koyar. Yapay zekâ, bir form yaratabilir; ancak içerik olarak “yaşanmışlık” üretemez. Çünkü sanat, yalnızca formun değil; sezginin, niyetin ve duygunun da bileşimidir (Heidegger, 1950). Bir acıyı simüle etmek mümkündür, fakat onu yaşayıp anlamlandırmak, gözyaşına dönüştürmek yalnızca insana özgüdür.
Sonuç ve Öneriler
Sanatın geleceği, teknolojinin değil; teknolojiyi kimin ve nasıl kullandığının belirleyeceği bir yoldadır. Yapay zekâyı şeytanlaştırmak da, yüceltmek de indirgemeci yaklaşımlardır. Esas olan, bu teknolojiyi insanlık yararına yönlendirebilecek etik ve kültürel kapasitenin inşasıdır.
Bu bağlamda şu öneriler sunulabilir:
- Eğitimde Güncelleme: İletişim ve güzel sanatlar fakültelerinde yapay zekâ odaklı müfredatlar geliştirilmelidir.
- Etik Kurullar: YZ ile üretilen sanatsal içerikler için etik değerlendirme komisyonları oluşturulmalıdır.
- Dijital Telif Yasası: YZ üretimlerinde kullanılan veri setlerinin kaynaklarına dayalı yeni telif hukuku oluşturulmalıdır.
- Kültürel Temsiliyet Takibi: Yapay zekâ sistemlerinin veri kaynakları şeffaflaştırılarak yerli kültürlerin temsili korunmalıdır.
Sanat, hâlâ insan ruhunun en derin yansımalarından biridir. Yapay zekâ bunu kolaylaştırabilir; ama asla ikame edemez. Önemli olan, bu teknolojiyi bir efendi değil, bilinçli bir hizmetkâr kılabilmektir.
Saygılarımla.
Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
www.gazeteankara.com.tr
“Türkiye’nin kalbi Ankara’nın sesi”
Faydalanılan Kaynaklar
- Boden, M. A. (2004). The Creative Mind: Myths and Mechanisms. Routledge.
- Debord, G. (1967). La Société du Spectacle. Buchet-Chastel.
- Heidegger, M. (1950). The Origin of the Work of Art. In Poetry, Language, Thought.
- Marx, K. (1867). Das Kapital. Verlag von Otto Meissner.
- McStay, A. (2023). Emotional AI: The Rise of Empathic Media. SAGE Publications.
- Oxford Economics (2020). How Robots Change the World.
- Stanford University (2025). AI Index Report.
- Zuboff, S. (2019). The Age of Surveillance Capitalism. PublicAffairs.
YORUM YAP