Dil, Din, Etnik Köken ve Milliyetin Ötesinde: Gerçek Ayrım İyiler ve Kötüler Arasındadır
Dünyada insanlar sıklıkla dil, din, etnik köken ve milliyet temelinde kategorilere ayrılır, farklılıkların altı kalın çizgilerle çizilir ve bölünmüşlük yaratılır. Oysa insanlık tarihi bize defalarca göstermiştir ki, gerçek ayrım bu unsurlar arasında değil, sadece iyiler ve kötüler arasındadır.
Bazı toplumlar, bireyleri belirli kalıplara sokarak tanımlamaya çalışmış, bu süreçte de sıklıkla yanılgıya düşmüştür. Oysaki insanın özü, bireylerin yaptıkları seçimler ve sergiledikleri davranışlarla belirlenir. Dinler de bu gerçeği destekler; bir insanın iyi olmasını ya da kötü olmasını, ten renginden veya konuştuğu dilden bağımsız olarak değerlendirir.
Tarihte milletler, kendi içindeki etnik köken dolayısıyla oluşturulan yapay ayrımlar nedeniyle sayısız kez bölünmüş, savaşlara sürüklenmiş, hatta kimi zaman yok oluşun eşiğine gelmişlerdir. Oysaki en kritik anlarda bu farklılıklar anlamını yitirir. Bir felaketzedenin kurtarılmayı beklediği an konuştuğu dilin, bir çocuğun çaresizce yardım eline uzandığında ten renginin, yaşlı bir insanın yolda, karşıdan karşıya geçerken, ona destek verenin hangi milletten olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan, o kişinin iyilik yapma arzusudur; safiyane niyeti, bencil olmayan bir yüreğidir.
Şüphesiz ki dünyanın her yerinde iyiliği benimseyen insanlar vardır. Onlar, nezaket ve adaletle hareket eden, yardıma ihtiyacı olanlara el uzatan, bencil çıkarlar peşinden koşmayan kişilerdir. Bir doktor, etnik kimliğine bakmaksızın hastasını tedavi eder. Bir öğretmen, geçmişine bakmadan bir öğrencinin elinden tutar. Bir gönüllü, kriz anında kimseyi ayırt etmeksizin yardıma koşar... İşte bu örnekler iyiliği ifade eden çok güzel örneklerdir ve ülkelerin sınırlarını aşan değerlerdir. Ancak unutulmamalıdır ki, kötüler de her toplumda varlığını sürdürmektedir ve iyiler birlik olmadıkları sürece de devam edeceklerdir!
Bencillik, ayrımcılık ve çıkarcılık gibi kötü düşünceler, bireyin doğduğu yer veya konuştuğu dil ile ilgili değildir. Bunlar tamamen insanların ahlaki değerleri ve seçimleriyle ilgilidir. Bazı insanlar, gücünü baskıdan, çıkarcılıktan ve ayrımcılıktan alır. Nefret tohumları ekerek toplumları bölmek isteyenler, gücünü kin ve hoşgörü eksikliğinden alanlar, tarihte hep vardı ve var olmaya da devam edeceklerdir.
Eğer insanlar huzur ve refah içinde yaşamak istiyorlarsa ki her insanın ortak arzusudur. Bu yapay ayrımlardan kurtulmalı ve iyiliğe odaklanmalıdır. Sadece kendi kimliğini savunmakla değil, başka kimlikleri de anlamaya ve saygı göstermeye çalışmalıdır. Bireyleri, nereden geldikleri veya neye inandıklarıyla değil, karakterleri ve davranışlarıyla değerlendirmeliyiz. Adiller mi? Kendi yakınları dışında, diğer insanlara yardım etmeye istekliler mi? Birlik ve dayanışma içerinde kalabilmek için hep birlikte asıl sorulması gereken sorular bunlardır.
Ne yazık ki, tarih boyunca iyiler bir araya gelemezken, kötüler daima organize olmuş, çıkarları doğrultusunda birleşmişlerdir. İyiler bireysel davranırken, kötüler çoğu zaman kolektif bir güce dönüşerek, iyileri bastırmıştır. Kötü niyetli kişiler, küçük hesaplar peşinde koşarak başkalarını sömürmüş, nefret tohumları ekmiş ve insanlığın ortak değerlerini zayıflatmaya çalışmıştır. Onlar, güçlerini yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda birleştirirken, iyiler ise çoğu zaman birbirinden habersiz, yalnız ve savunmasız kalmışlardır. "İyiler birer birer çoğunluktayken, kötüler hep birlikte azınlıktadır"
İyilerin dağınıklığına karşı, kötülüğün örgütlü hareket edebildiği gerçeğini görmeli ve bu döngüyü kırmalıyız. Dünyanın daha fazla bölünmeye değil, daha fazla anlayışa, daha fazla duygudaşlığa ve daha fazla iyiliğe ihtiyacı vardır. Gerçek değişim, iyilerin bir araya gelip dayanışma göstermesiyle mümkündür.
Unutulmamalıdır ki tarih, bizi giydiğimiz kıyafetler, oturduğumuz evler ya da sahip olduğumuz servetle değil, yaptığımız iyiliklerle ya da neden olduğumuz zararlarla ve kırdığımız gönüllerle hatırlayacaktır.
Seçim bizim: İyiliği mi büyüteceğiz, yoksa insanları yıkıma götüren önyargıları mı?
YORUM YAP