Emperyalistlerin Yerli İşbirlikçileri
Donald J. Trump’ın ABD Cumhurbaşkanı seçilmesiyle birlikte Amerikan emperyalizmi, dünya kamuoyunda yeniden gündeme geldi. Bir yandan Kanada’yı eyalet yapmaya yönelik açıklamaları, öte yandan Danimarka Krallığına bağlı özerk bir bölge olan Grönland adasını almaya yönelik girişimleri ve Ukrayna’nın zengin doğal kaynaklarına el koyma hamleleri, bu emperyalist politikaların çarpıcı örnekleridir. Özellikle dünya medyasının önünde, Beyaz Saray’da Ukrayna devlet başkanı Volodymyr Zelenskyy’ye sömürge valisi gibi davranması ve onu azarlamaya çalışması, Amerikan emperyalizminin çirkin yüzünü bir kez daha gözler önüne serdi.
Emperyalizm denildiğinde, yerli işbirlikçiler de akla gelir. Zira emperyalizm, varlığını sürdürebilmek için yerli işbirlikçilere ihtiyaç duyar.
Emperyalistlerin yerli işbirlikçileri tarihsel ve siyasi olarak tartışmaya açık bir konudur. Genel olarak, "emperyalist düzenin yerli işbirlikçileri" ifadesi, emperyalist güçlerin çıkarlarına hizmet eden, kendi ülkelerinin ekonomik, siyasi veya sosyal yapısını emperyalist politikalar doğrultusunda şekillendiren kişi veya grupları ifade eder. Emperyalist güçler etki altına almak istedikleri ülkelerde bu politikaları izlemişlerdir.
Bu amaçla emperyalistler pek çok araçlar kullanılabilir. Siyasi figürler, medya, sivil toplum kuruluşları, tarikatlar, cemaatler, bürokrasi, akademi ve büyük şirketler bunlar arasında sayılabilir. Bu unsurlar kullanılarak bir ülkeyi içten fethedilebilir. Ayrıca emperyalistler terör örgütleri kurarak veya bunları destekleyerek hedef ülkeleri kontrol altına almaya çalışabilirler.
Trump ile birlikte tekrar gündeme geldiği üzere günümüzde en büyük emperyalist güç ABD olarak karşımıza çıkmaktadır. İstediği ülkede darbe yaptırmakta, savaşlar başlatarak istediği ülkeleri işgal edebilmektedir. Bunları yaparken yerli işbirlikçileri kullanmaktadır.
Yerli işbirlikçiler olgusunu somut bir örnek üzerinden, ABD’nin işgal ettiği Afganistan’dan çekilmesi olayı üzerinden inceleyecek olursak: Bilindiği üzere Amerika Birleşik Devletleri (ABD) 20 yıl civarında (Ekim 2001-Ağustos 2021) Afganistan’a hakim olduktan sonra çekilmek zorunda kaldı. Terörist örgüt olarak gördüğü Taliban’a ülkeyi teslim etti. Belki de perde arkasında bu örgütle anlaşma yaptı. Zira ABD'nin geçmişte benzer şekilde hareket ettiği biliniyor.
ABD Afganistan’dan çekilirken, kendisinin 20 yıl boyunca kullandığı veya ABD çıkarlarına hizmet eden Afganları da ülke dışına çıkardı. Kimilerini ABD’ye, kimilerini kontrol edebildiği ülkelere yerleştirdi. NATO çerçevesinde Afganistan’da bulunan Fransa, İngiltere, Almanya vs. ülkeler de hem kendi vatandaşlarını ve hem de kendilerine hizmet eden Afganları tahliye ettiler.
Bu sırada dünya medyasına servis edilen görüntüler oldukça dikkat çekiciydi: Havalanmakta olan ABD’ye ait kargo uçağına binemediği için tekerleklerine, kanatlarına tutunan insanlar, uçağın önünden koşan insanlar. İçine balık istifi yığılmış insanlar. Tekerleklerine tutunan iki Afgan uçak kalktıktan bir süre sonra düşerek vefat etti. Emperyalist medya, bu görüntüler aracılığıyla ABD'yi bir kurtarıcı olarak lanse etmeye çalıştı.
Verilmek istenen mesajın şu olduğu görülüyor: Afganistan yaşanacak bir yer değil. İnsanlar yurtdışına çıkmak, başka ülkelerde, özellikle ABD’de yaşamak istiyor. Taliban yönetiminden kaçıyorlar. İnsanların hakkı hukuku yok. Kadınlar katlediliyor.
Bir tür algı yönetimi. Bilindiği gibi dünyaya hâkim olan medya, Amerikan ve diğer birkaç batılı ülkeye ait medya kuruluşları. Bunlar yaptıkları haberlerle ve yorumlarla kendi çıkarlarına ve hedeflerine uygun algı yaratmaya, kamuoyu oluşturmaya çalışıyorlar. Bunu da demokrasi, insan hakları, hak, adalet vs. diyerek yapıyorlar.
Öncelikle şunu sormak lazım; ABD’nin orada ne işi vardı? Ne için gitti? 20 sene (Ekim 2001-Ağustos 2021) gibi uzun bir zamanda neden orada müreffeh ve demokratik bir devlet düzeni kuramadı? Taliban’ı yok etmek üzere gittiği halde neden yok edemedi ve ülkeyi bu örgüte teslim etti?
Yukarıda bahsettiğim görüntülerin bu kadar çok servis edilmesinin subliminal mesajının ABD’yi kurtarıcı göstermek olduğu anlaşıyor. Taliban’dan kaçan insanlara kurtarıcı olacak.
Ülkeden kaçan bu insanların kahir ekseriyetinin 20 yıllık süreçte ABD’ye çalışan, bir tür Amerikan çıkarlarına hizmet eden, dolayısıyla emperyalist güçlerin yerli işbirlikçileri olduğu anlaşılıyor.
ABD kargo uçağı, önünden kaçan, kendisine tutunan insanlar olmasına karşın havalanıyor ve iki Afgan düşerek ölüyor? Bir uçağın bu şartlarda kalkması doğru mu?
Uçaktan düşerek ölen iki insanın katili kim?
Tekerleğine tutunan insanlar olduğu halde uçağın kalkması insan haklarına uygun mu?
Olayın bu boyutu hiç gündeme gelmiyor. En azından iki insan uçağın kalkması neticesinde vefat ediyor. Bunun sorumlusu kim?
Bu olay aslında emperyalizmin insan hayatına değer vermediğini de gösteriyor.
Betimlenen bu olayda emperyalizmin yerli işbirlikçilerine gelecek olursak; öncelikle hükümet başkanı Eşref Gani Taliban Kabil’e girmeden ülkeyi terk etti. İşgal döneminde devlet başkanlığı yapanlar iş birliği yapmakla suçlandı. Amerika ve NATO tarafından kurulan Afgan Ulusal Ordusu (ANA) ve Afgan Ulusal Polisinin (ANP) Taliban karşısında hızla çökmeleri bazı kesimler tarafından ABD’ye “bağımlı bir yapı" olarak eleştirilmelerine neden oldu.
Batılı devletler tarafından desteklenen sivil toplum kuruluşları (STK’lar), ABD fonlarıyla destelenen medya kuruluşları ve bu kuruluşlarda çalışan gazeteciler, ABD ve batı propagandası yapmakla suçlandılar.
ABD Ordusu ve NATO için çalışan yerel personel; çevirmenler, lojistik destek sağlayanlar ve askeri üslerde çalışan Afganlar, Taliban tarafından "hain" olarak görüldü. ABD çekilince birçoğu ülkeyi terk etmeye çalıştı. ABD projelerinde yer alan müteahhitler ve iş insanları, ABD'nin ekonomik çıkarlarını yerel düzeyde uygulamakla suçlandı.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi olayında, yukarıdan anlatılanlardan görüleceği üzere siyasiler, sivil ve güvenlik bürokrasi, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, gazeteciler, işgalcilerin kurduğu kurum ve kuruluşlarda çalışanlar, ABD projelerinde yer alan iş insanları vs. Taliban tarafından hainlikle, ABD ve Batı çıkarlarına hizmet etmekle itham edildi. Dolayısıyla emperyalist ülkelerin ayar vermek istedikleri, kontrol etmek istedikleri ülkelerde benzeri yapıları ve unsurları yerli işbirlikçiler olarak kullandıkları/kullanabilecekleri ifade edilebilir.
YORUM YAP