
Mesajı İnsanlara Doğru İletebilmek
Mesaj, kaynağın oluşturduğu, bir kanal aracılığıyla iletilen, alıcının geri bildirim oluşturduğu sembollerdir.
Mesajın kelimeler, ses ve beden dili olmak üzere üç unsuru vardır. Konuşmalar sesli mesaj, yazılar okunan mesaj, mimik ve jestler ise görülen ve hissedilen mesajlardır. Bunlardan en fazla beden dili ile mesaj aktarılmaktadır.
Mesajın iki önemli öğesi vardır: bunlardan birincisi olan içerik anlamla; ikincisi ise semboller ve kodlarla ilgilidir.
Mesajın özellikleri:
Mesajın dili önemlidir; açık ve anlaşılır olmalıdır.
Mesajın içeriği net ve kesin olmalıdır.
Mesajın zamanı doğru olmalıdır.
Alıcı mesajı almaya hazır olmalıdır.
Mesaj, uygun kanal ile aktarılmalıdır.
Yazıda kullanılan semboller, görsel anlatımla; konuşmada kullanılan semboller, sözlü anlatımla; sözsüz işaret, jest ve mimikler ise bedenimizle oluşturduğumuz işaretlerle anlatılır. Mesaj, uygun kanal ile aktarılmalıdır. Örneğin, görme engelli birine, renkli fotoğraflarla anlatmak yerine “sesli mesaj” daha etkili olacaktır.
İletişim sürecinin başarılı olabilmesi için mesaj, alıcının dikkatini çekecek biçimde düzenlenmeli, kaynağın ve alıcının ortak yaşam deneylerini yansıtan sembollerle iletilmelidir. Bu nedenle mesaj, alıcının görme, işitme, dokunma, koku, hissetme, temas organlarının ne kadarına ulaşırsa anlatım o kadar etkili ve başarılı olur.
Mesajı iletmeye yarayan ortam, araç, teknik ve yöntemlere kanal denir. Birden fazla iletişim kanalı bir arada kullanılabilir. İletişim sürecinde, mesajın kaynaktan alıcıya ulaşmasını sağlayan; mimikler, jestler, ses, sesin vurgusu, söz, yazı, resim, fotoğraf, ses dalgaları, televizyon, telefon, radyo, gazete, sosyal medya, toplantılar, reklam panoları, telefon kabloları, ışık dalgaları, radyo dalgaları, elektromanyetik dalgalar, titreşim yayan hava gibi ortam, yöntem ve teknikler kanala örnek olarak verilebilir.
Alıcı; kaynaktan gelen iletileri, biyolojik, psikolojik ve sosyal süreçlerden alıp yorumlayan ve bunlara sözlü, sözsüz geri bildirimde bulunan kişi ve gruplardır. Alıcı; yaş, bilgi ve seviye olarak mesajı algılayabilecek düzeyde olmalıdır.
Anlamın kodlanmasında 3 faktör etkilidir: İletişimin ortamına ve kişilere bağlı olan etkenlerdir.
İletişimin biçimi önemlidir: Anlamı kodlarken iletişim kuran kişilerin eğitimi, statüsü, rolü, konumu, durumu önemlidir. Örneğin, insan sevgisini; eşine, kızına, öğrencisine, babasına, annesine, komşusuna, iş arkadaşına farklı şekilde gösterir.
İletişimin yer ve zamanı önemlidir: Örneğin bir kurumda çalışan birisi, bir olaya kızgınlığını müdürünün, kuruma başvuru yapanların ve müfettişin yanında farklı tepkilerle gösterir.
İletişimin amaçları önemlidir: İletişimin olumlu olmasıdır, doğru anlaşılmak için iletişimin amacı önemlidir.
Doğru dinleme, sadece ses dalgalarının kulakta toplanması, beyne iletilmesi ve duyma işlemine dayanan fizyolojik işitme değildir. Aynı bilgileri işiten alıcılar, aynı şekilde algılamayabilir. Sözcüklere yüklenen anlam; alıcının eğitimine, kültürüne, tecrübesine, birikimine göre değişir. Alıcının mesajı çözerken kaynağı anlama niyetinde olması beklenir. Örneğin, 1940’larda Amerikalı radyo dinleyicileri, H. G. Wells’in “Dünyalar Savaşı” romanından yapılan bir radyo temsilinde, program başladığı için açıklamaları kaçırdıktan sonra dinlemeye başladıklarında, Merihliler’in istilasına uğradıklarını sanarak yiyecek ve silahlarını alıp dağlara çıkmışlardır. Milyonlarca insan sokaklarda telefon kulübelerinden yakınlarını arayarak “istilayı” anlatıp kendilerini kurtarmaları gerektiğini söylemiştir.
İletişim sürecinde kaynağın kodladığı, anlamı çözen ve değerlendiren alıcının dinlemesi, mesajı doğru algılaması ve mesaja yüklediği anlam büyük önem taşımaktadır.
Murat Ertan, Eğitim Bilim Uzmanı. Beden Dili ve İletişim Uzmanı
YORUM YAP