YAZARLAR

03 Şubat 2025 Pazartesi, 14:28

"Eğer" ve "Ama"

EĞER, okullarda ahlakı sadece bilgi olarak öğretir, davranışa dayalı ahlak öğretemezsek toplumda hep ahlaksızlık olacaktır.

EĞER, “Adam olma”yı sadece makam, mevkii sahibi olarak görüp, “iyi insan” olarak göremez isek makam ve mevkilerde hep kötü insanlar olacaktır.

EĞER, hukuk düzeni egemen değilse, muktedirin zulmü herkesi korkutursa o toplumda “doğruyu söyleyen” “olduğu gibi görünen” dürüst insanlar değil, silik, riyakar, çıkarcı insanlar olacaktır.

EĞER, helal rızık, namuslu kazanmak değil, bol kazanmak ve zengin olmak amaç haline gelmişse orada sömürü düzeni normalleşecek, Soma maden kazası (cinayeti) gibi olaylar hep olacaktır.

EĞER, gayri meşru yollardan servet edinenler rahat ve saygın, meşru yollardan kazanç sağlayanlar ise fakrü zaruret içinde ve itibar edilmeyen konumda ise o toplumda hırsızlık, yolsuzluk, usulsüzlük hep olacaktır.

EĞER, şiddete dayalı bir anlayışla “Dayak cennetten çıkmadır” “Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir” gibi sözler eğitimde varlığını sürdürüyor, sevgi merkezli ve aklı ikna etmek şeklinde bir eğitim anlayışına ulaşılmıyorsa o toplumda şiddet, kavga, kaos hep olacaktır.

EĞER, para bir araç değil, amaç olmuşsa, o toplumda seviye olmayacak o toplum elden ele dolaşan kirli bozuk para gibi olacaktır.

EĞER, bir toplumda rol modeller, insanlığa faydalı olmuş kişiler değil de popüler kültürün ürünü kişilerden (Necati şaşmaz, Kıvanç Tatlıtuğ, Beren Saat gibi dizi film ve sinema yıldızları) oluşuyorsa o toplumda gençliğin dünyası şiddet ve eğlence merkezli olacaktır.

AMA

Günümüzde Müslümanım diyen insanların birçoğu Allah’a inanıyor AMA Allah’a güvenmiyor.

Peygamberimiz “Müslümanın yalancı olamayacağını” söylüyor, AMA günümüzde siyaseten yalan söylemeyi meşru olarak algılıyoruz.

Niteliğin nicelikten önemli olduğunu eski deyimle “keyfiyetin kemiyetten önemli” olduğunu söylüyoruz AMA “niceliğin egemenliği”ni kutsayıp alkışlıyoruz.

Toplumda infial uyandıran olaylara koro halinde öfkemizi kusuyoruz AMA infial uyandıran olayların olmaması için üzerimize düşen görevleri yapmıyoruz.

“Mümin müminin kardeşidir” diyoruz AMA Ortadoğu coğrafyasına bakıyoruz, mümin müminin kardeşinden ziyade düşmanı.

Meydanlarda, nutuklarda, en popüler söz malzemesi olarak sevgi ve hoşgörüyü kullanıyoruz AMA birbirimize güvensizliğimize, kavgamıza bakıldığında nefret ve düşmanlık bağımlılığımız ortaya çıkıyor.

Herkes hasbi olmaktan dem vuruyor AMA birçoğunun hayatına bakıyorsun hep hesabi davranıyor.

Güzel sözler söylüyoruz AMA güzel davranışlarla destekleyemiyoruz.

Güya sevgi adına anneler günü, babalar günü sevgililer günü kutluyoruz AMA aslında bizim sevgimizin ticaretini yapıyorlar, satışa geliyoruz.

Kamunun ehliyet liyakat esaslarıyla çalışmasını istiyoruz ama AMA torpilimiz varsa kaseti çevirir “oyunu kurallarına göre oynamaktan” söz ediyoruz.

Makro iktidarı eleştiriyoruz AMA mikro iktidarımızın onun küçültülmüş bir numunesi olduğunu görmüyoruz.

EĞER, Türkiye'nin bir deprem bölgesi olduğunu ve bu gerçeğe göre tedbir alınması gerektiğini biliyor AMA kulağımızın üstüne yatıp hiçbir şey yapmıyorsak aynı acıları tekrar tekrar yaşamamız kaçınılmazdır.