Oyun Bittiğinde: Şah ve Piyonun Aynı Kutuda Buluşması
Hayat, bir satranç tahtasına benzer. Kimimiz şah oluruz; göz alıcı, stratejik ve yön veren… Kimimiz piyon; sessiz, sabırlı, görünmez ama ilerlemeye kararlı. Gün gelir, oyun biter ve fark ederiz ki, şah da piyon da aynı kutudadır.
Bu basit görünen ama derin anlamlar taşıyan gerçek, bize yaşamın adaletini ve insan olmanın değerini gösterir. Mevki, güç, unvan ya da servet… Tüm bunlar geçicidir. Önemli olan, hamlelerimizde ne kadar insanî değer taşıdığımızdır. Şahın ihtişamı, piyonun sabrına; piyonun kararlılığı, şahın hamlesine bağlıdır. Hayatın gerçek gücü, işte bu denge ve karşılıklı bağlılıkta gizlidir.
"Oyun bittiğinde, şah ve piyonun konulduğu kutu", yalnızca yaşamın kaçınılmaz sonunu değil, yolculuğun anlamını da temsil eder. Şahın yüksekten baktığı dünyada kazandığı her zafer, piyonun küçük adımlarına dayanır. Piyonun sessiz ilerleyişi, bazen şahın görkemli hamlesinden daha büyük bir değere sahiptir; çünkü sabır ve azim, zamanla gerçek güce dönüşür.
Hayatın acımasız rekabetinde insanlar çoğu zaman statüye, unvana, başarıya takılır. Ama unutmamalıyız ki, güç ve mevki bir gün hepimiz için eşitlenir. İşte o eşitlik anında insanın gerçek değeri ortaya çıkar: Başkalarına ne kattığı, hangi küçük iyilikleri yaptığı, hangi sessiz fedakârlıklarla ilerlediği… Şahın ihtişamı, piyonun varlığına bağlıdır; oyun ne kadar zorlu olursa olsun, her iki rol de birbirini tamamlar.
Duygusal olarak düşündüğümüzde, bu söz insana alçakgönüllülük ve empati kazandırır. Günlük koşuşturmacada, mevki kavgalarında ve güç yarışlarında kendimizi kaybettiğimizde hatırlamamız gereken basit bir gerçek vardır: Hepimiz aynı kutuda buluşacağız. Şahın ihtişamı, piyonun sabrı; zenginliğin gururu, fakirliğin sessiz çaresizliği… Tüm bunlar bir gün aynı noktaya, aynı insanî hakikate çıkar.
Ve gençlerimiz için bu söz, bir rehberdir aslında. Büyük hedefler uğruna koşarken, küçük adımların, sessiz çabaların ve sabırlı ilerleyişin önemini unutmamak gerekir. Hayat, sadece büyük hamlelerden ibaret değildir; piyonun kararlılığı olmadan şahın hamlesi tamamlanamaz.
"Oyun bittiğinde, şah da, piyon da aynı kutuya konur." (Alexander Sergeyevich Pushkin). Bu “kutu”, insan olmanın, yolculuk yapmanın ve hayatı tüm renkleriyle yaşamış olmanın simgesidir. Kazanmak, kaybetmek, fark edilmek ya da sessiz kalmak… Tüm bu deneyimler bir gün anlamını yitirir. Önemli olan, her hamlede insana ve hayata değer katabilmektir. Çünkü sonunda hepimiz aynı yolun yolcularıyız.
Gençlerimize düşen görev açıktır: Büyük hedefler kadar, küçük adımların ve sessiz fedakârlıkların değerini bilmek. Çünkü oyun ne kadar karmaşık olursa olsun, her hamle bir anlam taşır; her yaşam bir değeri.
Hayat, fark etmeden şahla piyonu aynı kutuda buluşturur ve bu buluşma, bize alçakgönüllülüğü ve empatiyi öğretir. Kazanmak, kaybetmek, fark edilmek ya da sessiz kalmak… Tüm bunlar bir gün anlamını yitirir. Önemli olan, yolculuğumuzu insana ve hayata değer katarak tamamlamaktır.
Oyun bittiğinde, şahla piyonun aynı kutuda buluştuğu an, insan olmanın en derin anlamını gösterir. Unutmayalım! İşte o an, yaşamın gerçek gücü ve değeri ortaya çıkar: Biz, hepimiz aynı yolun yolcularıyız.
Saygılarımla
Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
YORUM YAP