Tarihin Aynasında Süregelen Bir Kavga: Anlamı Ne?
Emekli Öğretim Üyesi Dr. Orhan Uysal hocamız, Türkiye'nin siyasal tarihini çarpıcı bir netlikle özetliyor: 1945’ten günümüze, neredeyse her dönem bir siyasi kavganın gölgesinde geçti. İnönü-Menderes, Demirel-Ecevit, Özal-Demirel, Yılmaz-Çiller ve son dönemde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğindeki siyasi çizgiyle görüş ayrılığı yaşayan kesimlerle yaşanan iktidar-muhalefet gerilimleri, aslında sadece kişiler değil, zihniyetler ve gelecek tahayyülleri arasında süregelen çatışmalar olarak okunmalı.
Dünya yeni bir düzenin eşiğinde. Batı'nın belirleyici olduğu tek kutuplu yapı çözülürken, çok merkezli bir dünya sistemi doğuyor. Asya yeniden yükseliyor. Kültürel ve jeopolitik farkındalıklar, artık sadece devletler arasında değil, milletler düzeyinde de yeniden tanımlanıyor.
Devlet aklının kurumsal hafıza olmadan yaşayamayacağı bir çağdayız. Bürokratik yozlaşma yalnızca işlev kaybı değil; hafıza, itibar ve güven kaybıdır.
Devlet aklı, bir milletin zamana, mekâna ve krize karşı geliştirdiği en yüksek dayanıklılık biçimidir. Bu akıl ne yalnızca yönetenlere aittir ne de yalnızca bir yönetim biçimidir. O, milletin kalbinde çarpan bir dirayetin, ortak vicdanla biçimlenmiş bir yön bulma iradesidir.
Türkiye Cumhuriyeti ikinci yüzyılına adım atarken, bu yeni döneme yalnızca bir zaman değişimi olarak değil, bir medeniyet vizyonunun yeniden inşası olarak bakmak gerekiyor. Artık mesele sadece ekonomik kalkınma değil, insan merkezli, sürdürülebilir ve kuşatıcı bir kalkınma modelinin nasıl hayata geçirileceğidir.
Çiftçi, toprağın diliyle konuşur. Güneş daha doğmadan başlar onun günü. Rüzgârla yarışır, güneşe omuz verir, yağmuru dua gibi bekler. Tohumla konuşur, fidanla dertleşir, ürünle sevinir. Çünkü onun yaşamı, doğrudan toprağın kalp atışına bağlıdır.
Her hasat, bir ömrün emeğidir. Her ürün, alın terinin meyvesidir.
Bir toplumda yöneticilik, sadece bir yetki değil; önce vicdanla, sonra hesap verme bilinciyle taşınan bir emanettir. Hz. Ömer’in adalet anlayışı, bugünün yönetim krizlerine ışık tutacak ölçüde diridir, evrenseldir ve günceldir.
Şehir büyüdükçe yaşlılar küçülüyor; hızlandıkça geride kalıyor. Oysa bir kent, yaşlılarını unuttuğu anda kendini de yitirir. Onurlu yaş almak, yalnızca bir aile meselesi değil; toplumsal ve kentsel bir sorumluluktur.
Cuma Sohbetleri: Ahlak, Adalet ve Umut Üzerine Düşünceler
Siyaset; güç değil sorumluluk, kazanç değil emanet, hâkimiyet değil hizmet olduğu zaman anlam kazanır. Bugün ihtiyaç duyduğumuz şey yeni bir anayasadan önce; adalet, şeffaflık ve vicdanla örülmüş ahlaki bir toplumsal sözleşmedir.
1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, takvimde bir gün gibi görünse de çalışanların yaşamında her gün karşılarına çıkan bir mücadeleyi temsil eder. Bu mücadele yalnızca ekmek kavgası değil; saygı, adalet ve güven arayışıdır. Ve bu arayışın kalbinde, gerçek anlamda bir çalışma barışı ihtiyacı vardır.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.