Her sabah uyanıp günün telaşına dalarken, çoğumuz beynimizin potansiyelini ne kadar kullandığımızı hiç sorgulamıyoruz. Peki, gerçekten beynimizin sınırlarını zorluyor muyuz, yoksa onu yanlış inanışlarla sınırlıyor muyuz? “Beynimizin sadece %10’unu kullanıyoruz” miti kulağa çekici gelebilir; ne var ki modern nörobilim, bunun yalnızca bir şehir efsanesi olduğunu ortaya koyuyor.
İnsan beyni hâlâ insanlık için en büyük gizemlerden biri olmayı sürdürüyor. "Dana Beyin Girişimleri İttifakı ve Avrupa Dana Beyin İttifakı" tarafından yürütülen bu küresel girişimler, yalnızca bilimsel farkındalık oluşturmakla kalmıyor; aynı zamanda insan beyninin hâlâ çözülmemiş sırlarına dair derin bir merak ve heyecan uyandırıyor. Beynin en dikkat çekici özelliklerinden biri, inanılmaz bilgi işleme kapasitesini son derece düşük bir enerji tüketimiyle gerçekleştirebilmesidir.
Dijital çağın kapılarını araladığımız bu günlerde, Yapay Zekâ insanlığın önünde belki de en kritik yol ayrımı gibi duruyor. Bir zamanlar yalnızca bilim kurgu hikâyelerinin konusu olan bu teknoloji, artık hayatın damarlarına kadar işlemiş durumdadır. Eğitimden sağlığa, ekonomiden hukuka kadar birçok alanda karar mekanizmalarımızı dönüştürüyor. Bu dönüşüm, yalnızca teknik bir ilerleme değil; aynı zamanda insanın kendi değerleriyle yüzleşmesini zorunlu kılan derin bir etik sınavdır.
Türk milletinin kader çizgisinde 30 Ağustos, yalnızca bir askeri zaferin tarihi değildir; bu gün, bağımsızlık idealinin vücut bulduğu, ulusal kimliğin yeniden inşa edildiği ve milletimizin küllerinden yeniden doğduğu eşsiz bir dönüm noktasıdır. Bu zafer, karanlıktan aydınlığa, umutsuzluktan dirilişe açılan kapıdır. 19 Mayıs 1919’da Samsun’da yakılan bağımsızlık meşalesi, üç yıl boyunca açlık, yokluk ve yorgunluğa rağmen hiç sönmedi; 26 Ağustos sabahı Kocatepe’nin sisli ufkunda yeniden parladı ve 30 Ağustos 1922’de Dumlupınar’da ebedileşti.
Hayat, insana hatalarıyla birlikte verilen bir imtihandır. Bazen düşünmeden söylediğimiz bir sözle sevdiklerimizi kırar, bazen yanlış bir kararımızla hem kendimize hem de başkalarına yük oluruz. Zaman geçer, olaylar unutulur gibi olur ama kalbimizin derinliklerinde o izler yaşamaya devam eder. İşte affetmek, o izleri silmeden, onları birer öğretmene dönüştürerek geleceğe daha özgür adımlarla yürümektir. Mevlânâ’nın dediği gibi: “Öfkeyle kalkan, zararla oturur. Affetmek, öfke ateşini suya dönüştürür.”
Türk tarihine baktığımızda bazı günler vardır ki milletin kaderiyle özdeşleşmiştir. 26 Ağustos, işte bu günlerin en başında gelir. Bu tarih, yalnızca bir savaşın günü değildir; bu tarih, Türk milletinin bağımsızlık iradesinin, vatan sevgisinin ve ebedî varlık mücadelesinin adı olmuştur.
Türkiye’nin en önemli meselelerinden biri olan barış arayışı, neredeyse yüz yıllık bir tarihsel bagajla bugün yeniden siyaset sahnesinde belirleyici bir konuma taşınmış durumdadır. Bu mesele yalnızca belli bir toplumsal kesimin değil, bütün bir ülkenin demokratikleşme ve kalkınma serüveniyle doğrudan ilişkilidir. Çünkü bu sorunun çözümü; bütün bir ülkenin huzura kavuşması ve özgürleşmesidir.
Bazı isimler vardır ki, sadece görev yaptıkları ülkenin değil, tüm insanlığın ortak hafızasında bir sembole dönüşürler. 88 yaşında pankreas kanseri ile verdiği cesur mücadelenin ardından hayata veda eden İtalyan asıllı ABD’li Yargıç Frank Caprio (1936-2025), böyle bir isimdir. Onun ölümü yalnızca bir yargıcın kaybı değil; adaletin, şefkatin ve insanlığın kaynaştığı nadir bir vicdanın aramızdan ayrılışıdır.
Bugün, Türk dünyasının unutulmaz liderlerinden, Azerbaycan’ın bağımsızlık mücadelesinin kahramanı ve Sovyetler Birliği sonrası dönemin ilk demokratik olarak seçilmiş Cumhurbaşkanı Ebulfez Elçibey’i ebediyete uğurlayışımızın 25. yıldönümünde hüzünle, minnetle ve derin bir saygıyla anıyoruz.
Bir sabah uyandığınızı düşünün. Telefonunuza gelen bir video hızla yayılıyor. Görüntüde siz varsınız; yüzünüz, sesiniz, hatta mimikleriniz… Ama aslında o sözleri hiç söylemediniz. İşte yapay zekânın etik sınırları çizilmezse, toplumu bekleyen en büyük tehlike budur: gerçek ile sahtenin iç içe geçtiği, güvenin kaybolduğu bir dünya.
“Günün manşetleri ve en çok okunan haberlerinden ilk siz haberdar olmak istiyorsanız e-posta adresinizi Gazete ANKARA e-bültenine kayıt edebilirsiniz!”
Nasuh Akar Mah. Türk Ocağı Cad. No:28/3, 06520 Çankaya/ ANKARA
+90 (312) 285 63 33
+90 (312) 285 63 33
www.gazeteankara.com.tr
bilgi@gazeteankara.com.tr
Haber Sisteminin Android/ iPhone/ iPad Uygulamaları mobil cihazlar üzerinden anlık olarak takip edilebilmesi amacıyla tasarlanmıştır.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK kapsamında toplanıp işlenir. Detaylı bilgi almak için Aydınlatma Metnimizi inceleyebilirsiniz.