YAZARLAR

11 Kasım 2025 Salı, 00:00

11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü ve Türkiye’nin Yeşil Mirası

Bir ülkenin gelişmişliği yalnızca teknolojisinde, binalarında ya da sanayisiyle ölçülmez. Asıl gelişmişlik, o ülkenin toprağına, suyuna, ağacına gösterdiği özenle anlaşılır. Çünkü orman, bir milletin hem geçmişi hem geleceğidir.


Bugün 11 Kasım... Yani Milli Ağaçlandırma Günü. Her yıl bu özel günde toprağa düşen her fidan, aslında bir umut tohumudur. Bir ülkenin geleceğine, çocuklarının nefesine atılmış imzadır.

Ormanlar yalnızca yeşil bir görüntü değildir; onlar yaşamın denge unsurudur. Bir hektar orman yılda yaklaşık 8 ton karbondioksiti emer, 6 ton oksijen üretir. Yani sadece 10 dönümlük bir orman bile 400 kişinin bir yıllık oksijen ihtiyacını karşılar. Türkiye’nin toplam yüzölçümünün yaklaşık %30’u ormanlarla kaplıdır (yaklaşık 23 milyon hektar). Ancak bu oran her bölgede aynı değildir; Anadolu’nun iklimsel çeşitliliği, ağaç türlerinde ve orman yoğunluğunda belirgin farklılıklar yaratır.

Türkiye’nin Orman Haritası: Her Bölge Kendi Yeşilini Taşır

Karadeniz Bölgesi : Türkiye’nin en yoğun orman örtüsüne sahip bölgesidir. Ortalama orman oranı %60’a yakındır. Bol yağışlı iklimi sayesinde kayın, gürgen, kestane, meşe, ladin ve köknar gibi türler geniş alanlar kaplar. Doğu Karadeniz’in yüksek kesimlerinde Doğu ladini ve sarıçam, Batı Karadeniz’de ise kayın ve kestane ormanları başroldedir.

Akdeniz Bölgesi : Sıcak ve kurak yazlara uyum sağlamış kızılçam ormanları bu bölgenin simgesidir. Toroslar’ın yüksek kesimlerinde sedir (Toros sediri), karaçam ve ardıç türleri yer alır. Akdeniz çalılık formasyonu (maki) da önemli bir ekolojik kuşaktır.

Ege Bölgesi: Ege’nin kıyı kesimlerinde zeytin, çam (özellikle fıstık çamı) ve defne ön plandadır. İç kısımlara doğru gidildikçe meşe türleri ve karaçam hâkim olur. Bölgenin orman oranı yaklaşık %30 civarındadır.

Marmara Bölgesi: Geçiş iklimi nedeniyle hem Akdeniz hem Karadeniz bitki örtüsüne sahiptir. Meşe, gürgen, kayın, çam ve kestane türleri görülür. Ancak yoğun sanayileşme ve kentleşme, bölgenin orman alanlarını daraltmıştır.

İç Anadolu Bölgesi : Kurak iklimi nedeniyle orman oranı düşüktür (yaklaşık %10 civarında). Bu bölgede karaçam, ardıç ve meşe türleri ön plana çıkar. Orman kadar önemli olan step alanlarında da ağaçlandırma projeleri büyük değer taşır.

Doğu Anadolu Bölgesi : Sert kara iklimine rağmen özellikle Erzurum, Kars, Bingöl ve Tunceli çevresinde önemli orman alanları bulunur. Bu bölgede sarıçam ve meşe türleri dayanıklılıklarıyla öne çıkar.

Güneydoğu Anadolu Bölgesi : Orman varlığı en sınırlı olan bölgedir (yaklaşık %5 civarında). Ancak Mardin, Diyarbakır ve Siirt çevresinde yapılan ağaçlandırma çalışmalarıyla meşe, badem ve fıstık türleri yeniden hayat bulmaktadır.

Türkiye İçin Uygun Ağaç Türleri: Toprağa Göre Umut Dikmek

Bir ağacın ömrü uzun, toprağa kök salışı derindir. Ancak her toprak, her iklim her ağacı kabul etmez. Türkiye’nin ağaçlandırma stratejilerinde en uygun türler şunlardır:

  • Kızılçam (Pinus brutia): Akdeniz ve Ege kıyı kuşaklarında en uygun türdür.
  • Karaçam (Pinus nigra): İç Anadolu ve yüksek dağlık alanlar için idealdir.
  • Sarıçam (Pinus sylvestris): Doğu Anadolu’nun soğuk iklimine dayanıklıdır.
  • Meşe türleri (Quercus spp.): Türkiye’nin hemen her bölgesinde doğal olarak yayılış gösterir.
  • Toros Sediri (Cedrus libani): Toroslar’ın gururudur; hem dayanıklı hem asildir.
  • Fıstık Çamı ve Zeytin: Ege’nin bereketli topraklarında ekonomik ve ekolojik değeri yüksektir.

Bir Fidan, Bin Nefes

Bugün bir fidan dikmek, sadece doğayı güzelleştirmek değildir. Bu, bir vatandaşa düşen en anlamlı milli görevlerden biridir. Toprağa dokunmak, ülkesine dokunmaktır. Her fidan, kuraklığa, yangına, erozyona ve umursamazlığa karşı  “bir karşı duruş , bir direniştir."

Unutmayalım: Orman, sadece ağaç değildir. O, suyun kaynağı, toprağın tutanağı, kuşun sığınağı, insanın nefesidir. Her 11 Kasım’da dikilen her bir fidan, bu ülkenin geleceğine atılmış en anlamlı imzadır.

Gelin, bu toprağa sevdamızı kökleştirelim. Çünkü Ağaç dikmek; toprağa sahip çıkmak, vatana kök salmaktır.”

Tablo 1’de Türkiye’nin bölgelere göre orman yoğunluğu ve baskın ağaç türlerini gösteren bilimsel verilere dayalı, sade ve anlaşılır bir tablo aşağıda yer almaktadır.

Tablo 1. Türkiye’nin bölgelerine göre orman yoğunluğu ve baskın ağaç türleri *

Bölge

Orman Yoğunluğu (Yaklaşık %)

Başlıca Ağaç Türleri

İklim ve Özellik

Karadeniz

%55 – %65

Kayın, Gürgen, Kestane, Ladin, Köknar, Meşe

Yağışlı, nemli; en yoğun orman bölgesi

Akdeniz

%45 – %50

Kızılçam, Sedir, Karaçam, Ardıç

Sıcak ve kurak yazlara dayanıklı türler

Ege

%30 – %35

Fıstık Çamı, Meşe, Zeytin, Defne

Yarı kurak, kıyı ve iç kesim farklılığı belirgin

Marmara

%35 – %40

Meşe, Gürgen, Kayın, Kestane, Çam

Geçiş iklimi; yoğun kentleşme tehdidi altında

İç Anadolu

%10 – %15

Karaçam, Ardıç, Meşe

Kurak, step iklimi; ağaçlandırma öncelikli

Doğu Anadolu

%15 – %20

Sarıçam, Meşe

Sert kış koşulları; yüksek rakım ormanları

Güneydoğu Anadolu

%5 – %8

Meşe, Badem, Fıstık

Kurak iklim; düşük orman varlığı, yeniden ağaçlandırma önemli

Bu tablo, Türkiye’nin doğal çeşitliliğinin ne kadar geniş olduğunu açıkça göstermektedir. Her bölge, kendi iklimine ve toprağına uygun ağaçlarla yaşar; önemli olan o uyumu korumaktır. Bu nedenle “Her bölge kendi yeşiline kavuşmalıdır” ilkesi, Milli Ağaçlandırma Günü’nün en anlamlı mesajlarından biridir.

Sonuç

Ormanlar, yalnızca doğanın değil, aynı zamanda toplumların da geleceğini şekillendiren stratejik varlıklardır. Bir ülkenin kalkınması, doğal kaynaklarını koruma bilinciyle doğrudan ilişkilidir. Türkiye, sahip olduğu iklim ve bitki çeşitliliğiyle dünya üzerinde nadir görülen bir ekolojik zenginliğe sahiptir. Bu zenginliğin korunması, ancak sürdürülebilir orman yönetimi, bilinçli ağaçlandırma politikaları ve toplumsal farkındalıkla mümkündür.

11 Kasım Milli Ağaçlandırma Günü, sadece bir etkinlik değil, geleceğe atılan bir sorumluluk davranışıdır. Her fidan, toprağın bağrına atılmış bir umut; her kök, ülkenin geleceğine tutunan bir inançtır.

Bu bilinçle hareket eden her birey, Türkiye’nin yeşil mirasına katkı sunar. Çünkü bir ağacın gölgesi, yalnız bugünü değil, gelecek nesilleri de serinletir ve bizler, bu mirası korudukça, vatanın yeşili de sonsuza dek var olacaktır.

Saygılarımla,
Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

"*Tablo 1, Orman Genel Müdürlüğü (OGM) ve TÜİK verilerine dayalı ortalama oranları temel almaktadır."

 

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)