YAZARLAR

  • 08 Haziran 2025, Pazar
  • Yeni Yazı

Üretken Yapay Zekâ: Türkiye’nin Yeni Yeraltı Zenginliği

Değerli Gazete Ankara okurları,
07.06.2025 tarihinde özel bir televizyon kanalında yayınlanan ve yapay zekânın eğitimden ekonomiye kadar birçok alandaki etkisinin tartışıldığı bir programı izlerken zihnimde bazı düşünceler şekillendi. Konukların sözleri arasında dolaşırken, bir cümle özellikle içime işledi: "Yapay zekâ trenine binemeyenler, geleceği perondan izleyecekler." İşte bu yazı, o programın tetiklediği düşüncelerin bir yansımasıdır.

  • 07 Haziran 2025, Cumartesi
  • Yeni Yazı

Kurban: Afrika’da Bir Lokma, Gazze’de Bir Umut

İnsanlık, yılın belli zamanlarında kendi vicdanıyla baş başa kalır. Kurban Bayramı da işte böyle zamanlardan biridir. Yalnızca bir ibadet değil, bir muhasebedir bu bayram. Kurban Bayramı, sadece kurban kesmenin ötesinde; adaleti hatırlamanın, empati kurmanın, kardeşliğin sorumluluğunu yüklenmenin çağrısıdır.

  • 06 Haziran 2025, Cuma
  • Yeni Yazı

Kurban Bayramı: İnsanın Kendini Aşma Yolculuğu

Her bayram sabahı, toprağın üzerinde huzur, gökyüzünde merhamet vardır. Minik çocukların bayramlık telaşıyla karışan ezan sesleri, yılların içinden süzülüp gelen bir kadim çağrının yeniden yankılanmasıdır. Kurban Bayramı, sadece bir dini vecibenin yerine getirildiği gün değil; insanın kendini, nefsini ve sınırlarını aşma iradesidir.

  • 05 Haziran 2025, Perşembe
  • Yeni Yazı

Terzilik Üzerine Sosyolojik Bir Düşünce: Her Defasında Yeniden Ölçü Alanlar

Bazı meslekler vardır ki yalnızca bir geçim kapısı değil, aynı zamanda hayatı anlama biçimidir. Gündelik yaşantının içinden süzülen bir bilgelikle insan ruhuna dokunur, sessizce çok şey söyler. Terzilik de bu özel mesleklerden biridir. Kumaş kesmek, dikiş atmak, prova yapmak... Bunlar sadece bir kıyafet değil, bir insan hayatının öyküsünü dikmek gibidir. Her ilmekte sabır, her ölçüde pür dikkat, her düzeltmede ise derin bir saygı gizlidir.

  • 03 Haziran 2025, Salı

Adli Yargının Sorunları ve Üretken Yapay Zekâ Destekli Adaletin Geleceği

Bu yazı, yargı camiasının içinden değil, bilgisayar mühendisliği alanında uzun yıllara dayanan akademik birikim, araştırmacı kimlik ve teknoloji odaklı kamu politikaları deneyimi üzerinden kaleme alınmıştır.  Bir kamu üniversitesi'nde sürdürdüğüm akademik çalışmalarım boyunca, yapay zekâ, karar destek sistemleri ve algoritmik etik gibi konularda edindiğim birikim, bu yazının temelini oluşturmaktadır.

  • 02 Haziran 2025, Pazartesi

Yeni İnsanlığın Eşiğinde: Saf İnsanın Sonu mu?

21. yüzyıl, insanlık tarihinde yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda varoluşsal bir kırılma noktasına işaret etmektedir. Sanayi Devrimi'nin ardından şekillenen “modern insan” profili, bugün dijital çağın, yapay zekânın, genetik mühendisliğin ve nöroteknolojinin etkisiyle yeniden tanımlanmakta; hatta evrimsel bağlamda bambaşka bir yöne doğru evrilmektedir. Giderek daha fazla düşünür ve bilim insanı, “doğal insanın”, yani biyolojik evrim süreci içerisinde şekillenmiş geleneksel insan modelinin yerini, bilişsel ve fiziksel kapasitesi artırılmış, dijital eklemelerle zenginleştirilmiş ve belki de ölümsüzlük kavramına yaklaşmış yeni bir varlığa bırakacağını savunmaktadır. Bu yeni dönüşüm paradigmasının merkezinde iki temel kavram yer alır. Bunlar transhümanizm ve teknolojik tekilliktir (singularity). Bu deyimleri tanımlayıp yazımıza devam edelim.

  • 31 Mayıs 2025, Cumartesi

Çöp Tenekesiyle Geçmiş Arasındaki İnce Çizgi

Değerli Gazete Ankara okuyucuları, bu yazıyı toplumsal davranışlara dair eleştirel bir bakış açısıyla, sade bir anlatımla yazmaya çalıştım.

  • 30 Mayıs 2025, Cuma

Çok Gezen mi Bilir, Çok Okuyan mı? Cevap: En Çok Cahil Bilir!

Yıllardır tükenmeyen ve içilen çayların buharıyla yeniden alevlenen klasik bir tartışmadır bu: “Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı?
Kahvehanelerde oyun masaları kurulmadan, çaylar masalara gelmeden açılır bu bahis. Biri çıkar, “Ben tam 40 ülke gezdim kardeşim, hayatı yerinde gördüm,” der. Diğeri atılır: “Ben binlerce kitap okudum, filozofların aklını çeldim, onları fikirlerimle cebelleştirdim.” der.

  • 29 Mayıs 2025, Perşembe

İstanbul’un Fethi: Orta Çağın Kapanışı, Yeni Çağda Bir Milletin Dirilişi

Tarih, öyle anlar saklar ki hafızasında; bu anlar yalnızca bir devletin değil, bir milletin kaderini ebediyen değiştirir. 29 Mayıs 1453, işte tam da böyle bir dönüm noktasıdır. Bir çağ kapanmış, yeni bir çağ açılmış; yalnızca surlar değil, kalpler de fethedilmiştir. İstanbul’un fethi, yalnızca bir askerî başarı değil; inançla, bilgiyle, stratejiyle ve kararlılıkla yazılmış bir medeniyet manifestosudur.

  • 28 Mayıs 2025, Çarşamba

Mikro Sertifikalar ve Türkiye'de Uygulanabilirliği Üzerine Bir Değerlendirme

Günümüz dünyası, bilginin hızla üretildiği ve dönüştüğü bir çağın içindedir. Artık klasik diploma sistemleri, iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını karşılamada yeterli esnekliği gösterememekte; bireyler, değişen mesleki becerilere daha hızlı ve etkili bir biçimde ulaşma ihtiyacı duymaktadır. Bu bağlamda, mikro sertifikasyon sistemleri - ya da kısa adıyla “mikro sertifikalar”- eğitim dünyasında yeni bir değerler dizisi olarak karşımıza çıkmaktadır.