YAZARLAR

04 Mayıs 2025 Pazar, 22:40

Yaşlılıkta Kent: Onurlu Yaş Alma Hakkı, Erişim, Yalnızlık ve Kent Politikaları

Şehir büyüdükçe yaşlılar küçülüyor; hızlandıkça geride kalıyor. Oysa bir kent, yaşlılarını unuttuğu anda kendini de yitirir. Onurlu yaş almak, yalnızca bir aile meselesi değil; toplumsal ve kentsel bir sorumluluktur.

Yaşlılık Sadece Bireysel Değil, Kentsel Bir Deneyimdir

Yaşlanmak kaçınılmaz bir biyolojik süreçtir. Ancak yaşlı kalmak, toplumun ve şehrin sunduğu imkânlarla doğrudan ilişkilidir. Bugün kentlerdeki hızlı yaşam, dijitalleşme, mekânsal dönüşüm ve yalnızlaşma eğilimleri; yaşlı bireylerin kentle olan ilişkisini zayıflatmakta, onları yalnızlaştırmakta ve görünmez kılmaktadır.

Oysa yaşlılık, geçmişin hafızası, toplumun vicdanı, geleceğe dair derin bir birikimin taşıyıcısıdır. Bu yazı, kentlerin yaşlı bireylerle kurduğu ilişkiyi; erişim, hizmet, katılım, yalnızlık ve onurlu yaşam hakkı üzerinden değerlendirmeyi amaçlamaktadır.

Kentte Yaşlı Olmak: Görünmeyen Riskler ve Sessiz Geri Çekiliş

Kentte yaşlı olmak; sadece yavaş yürümek değil, çoğu zaman koşan şehirde çarpılma hissi yaşamak demektir.

  • Merdiven yerine asansör aramak,
  • Bank yerine duvar kenarında soluklanmak,
  • Uzak sağlık merkezine gitmek için üç vesait değiştirmek,
  • Bir alışveriş merkezinde yön bulmakta zorlanmak…

Şehir gençleşirken, yaşlılar için fiziksel olduğu kadar sosyal olarak da erişilmez hâle gelmektedir. Kaldırımlar, geçitler, otobüs durakları, banklar, tuvaletler, sosyal merkezler; yaşlı bireylerin hayatla bağını güçlendirecek biçimde yeniden düşünülmelidir.

Erişilebilirlik: Sadece Rampa Değil, Hayata Katılma Hakkı

Erişilebilirlik yalnızca fiziksel bir kolaylık değil; yaşam hakkına saygıdır.
Yaşlılar için erişim sorunları, günlük hayatın her alanında kendini gösterir:

  • Otobüslerde yüksek basamaklar,
  • Banklarda az sayıda oturma alanı,
  • Kamusal alanlarda yeterli aydınlatma olmaması,
  • PTT, eczane, sağlık ocağı gibi temel hizmetlere uzaklık...

Bu alanlarda yaşlılar için özel tasarım, yaş dostu kent modeli çerçevesinde geliştirilmelidir. Kaldırımlara sadece taş değil; şefkat de döşenmelidir.

Yaşlılıkta Yalnızlık: Kalabalık Şehirde Sessiz Bir Çöküş

Modern şehirlerde aile yapısının değişmesi, çocukların farklı şehirlere taşınması ve apartman yaşamının getirdiği bireyselleşme, yaşlılar için yalnızlık krizini derinleştirmektedir.

  • Aynı apartmanda kimseyle konuşmadan günler geçiren yaşlılar,
  • Telefonu gün boyu bir kez bile çalmayan anneler, babalar,
  • Bayramda bile kapısı çalınmayan büyükler…

Bu yalnızlık, sadece duygusal değil; fiziksel ve zihinsel sağlığı da doğrudan etkilemektedir.

Yerel yönetimlerin bu alanda geliştireceği çözümler şunlar olabilir:

  • Mahalle temelli yaşlı ziyaret ağı
  • Yaşlılar için sosyalleşme merkezleri
  • Gönüllü destek sistemleri
  • Telefonla danışma ve dostluk hatları

Yaşlılar ve Kent Hizmetleri: Eşitlik Nerede Başlar?

Kent hizmetlerinin yaşlı dostu olabilmesi için bazı temel yaklaşımlar benimsenmelidir:

  • Ücretsiz ve ayrıcalıklı ulaşım kartları,
  • Yaşlılara yönelik evde bakım, sağlık taraması ve psikolojik danışmanlık,
  • Yaşlılara yönelik kültür ve sanat etkinlikleri,
  • Eğitim ve yaşam boyu öğrenme olanakları (örneğin, "Üçüncü Yaş Üniversitesi").

Bir şehir, yaşlılarını sadece “geçmişin tanığı” olarak değil; bugünün aktif yurttaşı olarak görebilmelidir.

Onurlu Yaş Alma Hakkı: Hukuki Değil, Vicdani Bir Sorumluluk

Onurlu yaş almak; sadece bir bakım meselesi değil, bir saygı, bir değer görme hakkıdır.

Yaşlılara hizmet sunarken nezaket,

Onların deneyimlerini değerlendiren yerel platformlar,

Kuşaklar arası bağları kuvvetlendiren gönüllü çalışmalar,
bu hakkın hayata geçirilmesinde anahtar unsurlardır.

Şehirler, yaşlı bireylerin kendilerini yük değil, değerli hissettikleri alanlara dönüşmelidir.

Sonuç: Yaşlılara Saygı, Şehre Sadakati Artırır

Bu pazar, yaşlı bir komşumuza selam verelim. Bir parkta bir teyzeye oturacak yer bırakalım. Otobüste göz göze gelmeyi unutmayalım.
Çünkü şehir, sadece hızlı olanlar için değil; tüm hızların içinden geçenler için var olmalıdır.

Unutmayalım:
Yaşlısına sahip çıkan şehir, geçmişine sahip çıkan toplumdur.
Ve geçmişine sahip çıkan bir toplum, geleceğini korkusuzca inşa edebilir.

Dr. Oğuz Poyrazoğlu – Kurucu, Sorumlu Yazı İşleri Müdürü – Gazete Ankara Dijital Haber Portalı

“Türkiye’nin Kalbi Ankara’nın Sesi”: https://www.gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)