YAZARLAR

15 Nisan 2025 Salı, 04:22

Sayısal Propagandanın Yeni Yüzü: Yapay Zekâ Seçimleri Nasıl Etkileyecek?

Dijitalleşen dünyada artık seçimler sadece meydanlarda değil, ekranların arkasında, algoritmaların derinliklerinde kazanılıyor ya da kaybediliyor. Bir zamanlar sadece analiz ve otomasyon aracı olan yapay zekâ (YZ), bugün artık siyasi kampanyaların gizli ama çok etkili bir ortağı haline geldi. Peki, bu sessiz aktör seçim süreçlerini nasıl etkiliyor? İşte cevabı...

Yapay Zekâ Artık Bir Kampanya Aracı Değil, Stratejik Aktör

Yapay zekâ, siyasi kampanyalarda veri analitiği ile başlayan yolculuğunu, artık seçmen davranışlarını şekillendiren aktif bir rol üstlenerek sürdürüyor. Özellikle makine öğrenimi, doğal dil işleme ve üretken yapay zekâ teknolojileri sayesinde seçmenlere özel mesajlar saniyeler içinde üretilebiliyor. Hedef net: Kararsız seçmeni ikna etmek ve kararlı seçmeni daha da birleştirmek.

2010’ların başında ABD’de başlayan bu eğilim artık tüm dünyaya yayılmış durumda. Artık bir seçmenin sosyal medya etkileşimleri, arama motoru geçmişi ve hatta video izleme tercihleri, onun nasıl bir politikaya tepki vereceğini öngörmekte kullanılıyor.

Psikografik Hedefleme: Düşünceyi Biçimlendiren Yeni Silah

Cambridge Analytica skandalı ile dünya kamuoyunun dikkatini çeken psikografik hedefleme, seçmenlerin korkularını, umutlarını ve önyargılarını analiz ederek kişiselleştirilmiş propaganda üretmeye dayanıyor. Örneğin, göçmen karşıtlığı duygusu yüksek olan bir seçmene farklı, çevre kaygısı olan seçmene ise bambaşka bir içerik sunuluyor.

Bu bireyselleştirilmiş içerikler, siyasi söylemin eşit ve kamusal niteliğini zayıflatıyor; toplumun ortak zemininde değil, bölünmüş duygular üzerinde yükseliyor.

Deepfake’ler: Gerçek ile Yalan Arasındaki Çizgi Siliniyor

Bugün yapay zekânın en çarpıcı ama bir o kadar da tehlikeli kullanım biçimlerinden biri deepfake teknolojileridir. Derin öğrenme sayesinde, bir siyasetçinin hiç söylemediği bir sözü söylemiş gibi gösteren video ya da ses kayıtları üretilebiliyor.

Avrupa’dan Amerika’ya kadar birçok ülkede deepfake içerikler, seçmenleri manipüle etmek için kullanıldı. Sonuç: Gerçeklik algısının erozyona uğraması ve toplumsal güvenin ciddi şekilde sarsılması.

Yankı Odaları ve Filtre Balonları: Kendi Gerçeğimizde Kaybolmak

Yapay zekâ algoritmaları, kullanıcıların ilgi alanlarına göre içerik sunarken, aslında onları ideolojik yankı odalarına hapsediyor. Aynı düşünceler içinde dönüp duran bu bilgi akışı, farklı seslere tahammülü azaltıyor, kutuplaşmayı artırıyor.

Bu filtrelenmiş dünyalarda bireyler, kendilerine benzeyenlerden başka kimseyi duymuyor. Sonuçta demokrasinin en temel ilkesi olan çok seslilik ve tartışma kültürü sekteye uğruyor.

Düzenleme Zorunluluğu: Teknoloji Yasadan Hızlı İlerliyor

Yapay zekânın siyasi süreçlerdeki etkisi arttıkça, onu düzenleme ihtiyacı da gündeme geliyor. Avrupa Birliği bu alanda öncü adımlar atarak “Yapay Zekâ Yasası” taslağını hazırladı. Yasa, seçim süreçlerinde YZ’nin kötüye kullanımını sınırlamayı hedefliyor.

ABD’de bazı eyaletler, yapay zekâ üretimli içeriklere feragatname zorunluluğu getirdi. Ancak teknolojinin hızla evrilmesi, yasal düzenlemelerin arkasından sürüklenmesine neden oluyor. Bu durum, boşluklardan faydalanan kötü niyetli kullanımların önünü açıyor.

İki Ucu Keskin Bıçak: Tehdit mi, Fırsat mı?

Tüm bu karanlık tabloya rağmen, yapay zekâ sadece tehdit değil. Doğruluk kontrol sistemleri, sahte haber tespit yazılımları ve sosyal medya botlarını algılayan araçlar, yapay zekâ sayesinde daha etkin hale geldi. Hatta bazı ülkelerde seçim kurulları, dezenformasyonu gerçek zamanlı tespit için yapay zekâ teknolojisinden yararlanıyor.

Yani mesele, yapay zekânın kendisinde değil, onun nasıl kullanıldığı ve ne kadar denetlendiği ile ilgilidir.

Sonuç: Demokrasiye Hizmet mi, Tehdit mi?

Yapay zekâ teknolojisi artık seçim kampanyalarının gölge değil, aktif bir oyuncusudur. Peki, bu teknoloji bizi daha bilinçli bireyler hâline mi getirecek, yoksa manipüle edilmiş kitleler hâline mi?

Seçimlerin geleceği yalnızca sandıkta değil, veri merkezlerinde ve algoritmaların satır aralarında şekilleniyor. Demokratik sistemlerin, bu teknolojiyi sadece verimli değil, adil, şeffaf ve etik şekilde kullanmasının zamanı çoktan geldi.

Ve kesin olan şu: Yapay zekâ bir kenarda oturmayacak. O, siyasi kampanyaların tam merkezinde yer alacak. Şimdi görev, onun gücünü suistimal edenlerden koruyacak etik kalkanları oluşturmakta.

 ~o0o~

Nerede Bir Zulüm Varsa, Çatışma Varsa, Adaletsizlik Varsa Sona Erdirmek İçin Biz oradayız. "Türkiye’nin Kalbi, Ankara’nın Sesi" olan Dijital Haber Portalı,   https://www.gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)