Dijital İletişim
Geçmişte dumanla iletişim kuruluyor, güvercinlerle haberleşme sağlanıyordu. İlk çağ insanlarının av öyküsünü başkalarına anlatmak için mağara duvarına çizdiği resimlerle başlayan bilgi paylaşımı, binlerce yıl boyunca gelişerek devam etmiştir.
İletişim; televizyon, radyo, telefon, gazete, dergi, bilgisayar, internet, cep telefonu aracılığıyla kurulmaya başladı. Teknoloji sayesinde dünyanın en uzak yerindeki insanlarla yanımızda gibi iletişim kurabiliyoruz.
Bugün bilgisayar aracılığıyla internet; televizyonun, radyonun, telefonun, gazetenin, derginin hepsini kapsamaktadır. Televizyonlar, yerini bilgisayarlara ve akıllı telefonlara bırakmaktadır. Cep telefonları iletişim için en önemli araç haline geldi. İletişim kolaylaşmaya ve hız kazanmaya başladı.
Genç kuşak, dünyayı bilgisayar, cep telefonu ve internet üzerinden takip ederken interneti olmayan her cihaz sorgulanmaya başladı. Yeni teknolojik cihazlarla, sosyal medya önem kazanarak dijital iletişime hızlı bir geçiş yapılmaktadır.
Günümüzde teknolojinin ilerlemesinin doğal sonucu olarak gelişen ve elektronikleşen iletişim araçları, iletişime sürat ve kolaylık sağlamakla kalmamış; aynı zamanda iletişimi, kitle iletişimine çevirmiştir.
Sosyal Medyanın İletişime Etkisi
Dünyada popüler hale gelen sosyal ağlar, gerçek anlamda yüz yüze görüşme etkisi oluşturmasa da insan iletişimi konusunda hayatımızın bir parçası olmaya başladı. İnsanlar başkalarının hayatını merak etmekte, kendi hayatlarının ayrıntılarını, her anını anlatmak, fotoğraflarını paylaşmak istemektedirler.
Günümüzde sosyalleşme insanlarla bir arada olmak anlamını taşımıyor. Sosyal ağların iletişim olarak değerlendirildiğini, iletişimin sadece konuşmak ya da yazmak anlamına gelmediğini fark etmeliyiz.
Medya sadece gençleri değil, yetişkinleri de etkilemektedir. Basında çıkan haberlere göre; yetişkinler de sosyal medyadan ve bilgisayardan çok fazla etkilenmektedir. Birkaç yıl önce Avrupa’da bir genç bilgisayar karşısında sekiz saat kaldığı için öldü. Yetişkinlerin böyle etkilendiği bir ortamdan gençlerimizin etkilenmemesini beklemek ne kadar doğru olabilir.
Sosyal Medyanın İnsan Psikolojisine Etkisi
- Sosyal medya dedikodu kültürünü artırdı.
- Utanma duygusunu azaltıyor.
- Yüz yüze iletişimi azaltıyor.
- İnsanların çoğu kendini abartarak tanıtıyor.
- İhanetin boyutunu genişleterek artırdı.
- Başkalarını izleme ve ayrıntılarını araştırma kültürünü oluşturdu.
- Daha çok duyulma isteği oluştu.
- Daha çok görülme isteği oluştu.
- Sosyal medya kısa süreli şöhretleri oluşturuyor.
- Popülarite arttıkça, arkadaş sayısı ve takipçi sayısı artıyor.
- Takipçi sayısı arttıkça yalancı kahramanlar oluşuyor.
- Kendini beğenmeyi, bencilliği artırıyor.
- Ruh sağlığını olumsuz etkileyebiliyor.
- Sosyal medya bağımlılığı hastalığı oluştu.
- Beğenilme duygusunu tetikleyen paylaşımlar, insanları yalnızlaştırabiliyor.
- Ulaşamadığı, ulaşılamadığı zaman depresyona girenler olabiliyor.
- Sosyal medya iletişimi olumsuz etkilediği için insanları yalnızlaştırıyor.
- Tedbir elden gidiyor, kendiniz ile ilgili vermeyeceğiniz bilgileri veriyorsunuz.
- Gazetelerde internetten tanıştı diye cinayet, tecavüz, şantaj haberleri görüyoruz.
- Yüzsüzlük arttı. İnsanların yüzüne söylenemeyecekler ekrandan aktarabiliyor.
- Sosyal medyadaki iletilerden dolayı kavgalar artıyor.
- Sosyal medya tehlikeleri artırıyor.
- Sosyal medyada kendi kimliğinizden başkası olabiliyorsunuz.
- Sanal iletişim, yüz yüze iletişimden fazla ise insanlarda sıkıntılar oluşabiliyor.
- İş yerinde çalışanlar arsındaki huzuru bozabiliyor.
- Şirket bilgilerinin paylaşılması da yeni riskler arasında görülüyor.
- Sosyal olayları organize eden platform haline gelebiliyor.
- Kitleleri organize edip harekete geçmeleri sağlanabiliyor.
- Söylentiler oluşturarak kitleler olumsuzluklara sürüklenebiliyor.
- İnternet suçlarından korunmak için yasalara ihtiyaç duyulmaya başlandı.
- Kendimizi korumak için kurallara ihtiyaç doğdu.
Gençler Sanal Dünyalarda Esir Oluyor
Medya, çocukları gerçek dünyadan uzaklaştırarak etkisi altına almaktadır. İnsanlar iletişimin gereklerini unutuyor ve medyayla çok zaman geçiriyor. Böylece kendilerine, yakınlarına ve çocuklarına zaman ayıramıyor.
Gençlerin internet bağımlılığı oluşturmaları yanında, denetimsiz kullanımı da kendileri için zararlı olabilecektir. Gençler yaşlarına uygun olmayan sitelere girip ruhsal açıdan etkilenebileceklerdir. Anne baba ise sanal dünyanın zararlarını göz ardı ederek, gerçek dünyadan daha güvende olduğunu düşünecektir.
Çocukların beyni bilgisayar gibi boş, bizler onun içine bilgiler yüklüyoruz. J. Tschohl söylediği gibi: “Ne söylediğiniz değil, nasıl söylediğiniz önemlidir.” Eğer çocuğa yeteri kadar sevgi, ilgi ve duygu veremez isek o da sığınacağı limanlara gidecek televizyon ve bilgisayara yönelecektir.
Sosyal ağlar sık kullanıldığında, gelecek beklentisi olmayan, çevresindeki olaylara karşı duyarsız, zamanını nasıl değerlendireceğini bilemeyen, utanma duygusu azalan, tüketme eğiliminde insanlar olmaya başlar. İnsanları yüz yüze iletişimden uzaklaştırır, tembelleştirir, sabırsız hale getirir.
Murat ERTAN (Eğitim Bilim Uzmanı / Beden Dili İletişim Uzmanı)
YORUM YAP