YAZARLAR

21 Nisan 2025 Pazartesi, 22:54

Hayal Kurmaktan Vazgeçmeyin: Hayallerinize Kota Koymayın!

Her büyük değişim, bir hayalle başlar. Hayaller küçümsenebilir ama onların gücünü bilenler, dünyayı değiştirenlerdir.

Hayal kurmak… Basit bir eylem gibi görünse de insanlık tarihindeki en büyük dönüşümlerin kıvılcımı hep bu eylemle başlamıştır. İnsan zihninin sınırsız gücünü ve yaratıcı potansiyelini harekete geçiren şeydir hayal. Bilim, sanat, edebiyat, siyaset, teknoloji, hatta bağımsızlık mücadeleleri bile bir hayalle doğar.

Bir çocuk, gökyüzüne bakıp uçmayı hayal ettiğinde; yıllar sonra o hayal, Wright Kardeşler'in kanatlarına dönüşür. Bir mucit, karanlık geceleri aydınlatma düşüncesine saplandığında, binlerce deneyin ardından Edison’un ampulü yanar. Bir lider, esaretten kurtulmuş bir halkı yeniden ayağa kaldırmayı hayal ettiğinde, Atatürk’ün öncülüğünde Cumhuriyet kurulur.

Bu örnekler bize bir gerçeği gösterir: Hayal kurmak, yalnızca geleceği düşünmek değil; aynı zamanda geleceği şekillendirmeye cesaret etmektir.

Ancak gelin görün ki, hayal kurmak çoğu zaman çevremizdeki bazı insanlar tarafından küçümsenir, hafife alınır, “olmayanla avunmak” olarak görülür. Bu kişiler iyi niyetli de olabilir, ama çoğu zaman kendi korkularını bize giydirmeye çalışırlar:
Boş ver, yapamazsın.
Bunu daha önce deneyen çok oldu, hiçbiri başaramadı.
Senin gibi biri nasıl böyle bir şey düşünebilir ki?

Oysa bu sözler birer bariyerdir. Zihinsel prangalardır. Ve hayalin özüne aykırıdır. Çünkü hayal, “henüz olmamış olanı” mümkün sayan iradenin adıdır.

Burada kritik bir noktaya dikkat çekmek isterim: Hayal, sadece bir düş değildir. Aynı zamanda bir eylem çağrısıdır. Hayal kurmak; plan yapmayı, hedef koymayı, mücadele etmeyi ve tevekkülle yol almayı gerektirir. Yani hayal etmek, pasif bir bekleyiş değil; aktif bir yürüyüştür.

Hayal kurmanın dört temel dinamiği vardır:

  • İnanç – Önce kendine inanırsın.
  • Motivasyon – Hayalin seni ayağa kaldırır, harekete geçirir.
  • Direnç – Yol boyunca engeller olur ama sen hayaline tutunursun.
  • Tevekkül – Emeğini verir, sonrasını Allah’a bırakırsın.

Hayal kuranlar; çok defa “hayalperest” olarak yaftalanmıştır. Ancak tarih, bu kelimeyle anılanların çoğunu “öncü”, “lider” ve “vizyoner” olarak hatırlar. Çünkü onlar, hayal ettikleri dünyaya başkalarını da inandırabilen insanlardır.

Bu nedenle gençlerimize, çocuklarımıza ve hatta içindeki çocuğu kaybetmemiş olan her yetişkine seslenmek isterim:
Hayallerinizden utanmayın. Onları küçük görmeyin. Herkesin sustuğu anda bile hayal kurmaya devam edin. Hayalinizi anlatırken gözleriniz parlıyorsa, bilin ki o hayal, sizin yol haritanızdır.

Unutmayalım:
Hayal etmek, sadece bireysel bir umut değildir. Aynı zamanda toplumsal bir kalkınma dinamiğidir. Yarınların girişimcileri, bilim insanları, liderleri ve sanatçıları; bugünün hayal kuran çocuklarıdır.

O hâlde kendimize sormamız gereken soru şudur:
Biz çocuklarımıza nasıl bir dünya bırakmak istiyoruz?
Onlara nasıl bir hayal ortamı sunuyoruz?

Eğer cevaplarımız içimizi tatmin etmiyorsa, işe hemen şimdi başlayabiliriz:
Kendi hayallerimizle barışarak.
Hayal kurmaktan utanmayarak.
Ve en önemlisi…
Hayallerimize kota koymayarak.

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)