Şehirde Genç Olmak: Umut, Alan ve Geleceğe Tutunma Mücadelesi
Pazar Buluşmaları: Şehir, İnsan ve Hayat Üzerine
Bir şehirde genç olmak, yalnızca yaşla ilgili değil; alan bulmak, değer görmek, söz hakkı kazanmak ve geleceğe tutunabilmekle ilgilidir. Şehir gençleri yok saydıkça, aslında kendi geleceğini de susturur.
Şehir Gençleri Ne Kadar Taşıyabiliyor?
Gençlik; dinamizmin, yeniliğin, sorgulamanın ve hayal kurmanın zamanıdır. Ancak şehirler gençleri yalnızca “nüfusun bir parçası” olarak görüyorsa, onların potansiyelini bastırır, enerjisini heba eder, yaratıcılığını boğar.
Bugün birçok genç için şehir;
- Fırsatlar kadar engellerin,
- Seçenekler kadar belirsizliklerin,
- Sosyallik kadar yalnızlığın da mekânı hâline gelmiştir.
Oysa bir şehrin geleceği, bugün gençlere verdiği alan kadar güçlüdür.
Gençliğin Kentle İmtihanı: Görünürlük, Katılım, Umut
1. Görünmek İsteyen Gençler, Görmezden Gelinen Hayatlar
Gençler; şehirde sadece eğlenmek isteyen değil, düşünen, üreten, katkı sunmak isteyen bireylerdir.
Ama çoğu zaman:
- Politikada temsil edilmezler,
- Şehir planlamasında dikkate alınmazlar,
- Kütüphane, etüt salonu, kültür merkezi gibi ihtiyaçları unutulur.
Sadece “sorun” olarak görülen gençlik, çoğu zaman sorularını sorma imkânı bile bulamaz.
2. Şehirde Alan Aramak: Fiziki Değil, Sosyal Bir Mücadele
Gençler parklarda oturmak ister, ama güvenlik görevlisi yaklaşır.
Kütüphaneye gitmek ister, ama oturacak yer bulamaz.
Bir atölyeye katılmak ister, ama bütçesi yetmez.
Sosyal mekânlar ya ticari ya da erişilmezdir.
Gençler şehirde kendi kimliklerini ifade edebilecekleri, üretip paylaşabilecekleri, hata yapıp öğrenebilecekleri alanlara ihtiyaç duyar. Bu alanlar:
- Mahalle gençlik merkezleri,
- Açık hava kütüphaneleri,
- Ücretsiz atölyeler,
- Sokak sanatı alanları olabilir.
3. Gençlik Yalnızlığı: Kalabalıkta İzole Olmak
Dijital çağın gençliği görünürde bağlı, gerçekte kopuk yaşıyor.
- Sosyal medya ile iletişim var ama ilişki yok.
- AVM’ler var ama buluşacak dostlar eksik.
- Festivaller var ama ruhu olmayan etkinlikler çoğalıyor.
Yalnızlık, gençlik enerjisini içe çeker; umudu törpüler. Şehir bunu görmezden geldiğinde psikolojik yalnızlık sosyolojik bir kopuşa dönüşebilir.
Gençlerin Beklentisi: Katılım, Değer, Umut
Gençlerin şehirden beklediği aslında çok net:
Söz hakkı – Mahalle meclislerinde, gençlik platformlarında aktif katılım.
Eşit erişim – Eğitim, kültür, spor, teknoloji alanlarına ekonomik engel olmadan ulaşım.
Gelecek fırsatları – Staj, istihdam, girişimcilik destekleri, burslar.
Saygı – Gençliğe güvenen, onun değerini tanıyan bir kamu dili.
Gençler şehre sadece tüketici olarak değil; katılımcı yurttaş olarak dâhil edilmek istiyor.
Genç Dostu Şehir: Slogan Değil, Sorumluluk
“Genç dostu şehir” olmak; afiş bastırmakla, festival düzenlemekle sınırlı değildir. Gerçekten gençleri önemseyen bir şehir:
- Gençlerle birlikte düşünür,
- Onlara mekân ve imkân sunar,
- Hatalarını suç değil deneyim olarak görür,
- Başarısını sadece akademik başarıyla değil; yaşama tutunma biçimiyle ölçer.
Genç dostu bir şehir, umut yorgunu gençleri yük değil, yol arkadaşı olarak görür.
Sonuç: Şehir Gençlerini Duymazsa, Kendi Sesini Yitirir
Bu pazar, gençleri dinleyelim.
Kendi çocuklarımızı değil; sokaktaki, kütüphanedeki, otobüsteki gençleri de…
Şehirde genç olmak ne anlama geliyor onlar için? Ne eksik ne fazla?
Unutmayalım:
Bir şehir, gençlerine yer verirse geleceğine sahip çıkar.
Bir şehir, gençlerine kulak verirse geleceğini duyar.
YORUM YAP