Proje Okullarında Liyakat Sınavı: Çocuklarımızın Geleceği, Keyfi Atamalara Kurban Edilemez
Türkiye’de eğitim sistemi, yıllardır birçok yapısal sorunla boğuşuyor. Ancak bazı sorunlar var ki sadece eğitim kalitesini değil, bir ülkenin geleceğini, milli güvenliğini ve sosyal adalet duygusunu doğrudan etkiliyor. Bu sorunların başında, proje okullarında öğretmen ve yönetici atamalarında yaşanan liyakat eksikliği geliyor.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın 2014 yılında “nitelikli insan kaynağı yetiştirme” amacıyla hayata geçirdiği proje okulları; Türkiye’nin en başarılı öğrencilerinin eğitim gördüğü, yüksek akademik potansiyel barındıran kurumlardır. Ancak bu okullar zamanla ne yazık ki stratejik fırsat olmaktan çıkıp, kayırmacı atamaların merkezi hâline gelmiştir.
Amaç Başkaydı, Geldiğimiz Yer Başka
Proje okulları; fen liseleri, seçkin Anadolu liseleri ve bazı mesleki-teknik liseler başta olmak üzere ülkenin öncü eğitim kurumlarını kapsayan bir modeldi. Amaç; bilim, kültür, sanat ve teknolojiye yön verecek bir nesil yetiştirmekti. LGS ile sınavla alınan bu öğrencilerin ortak özelliği, Türkiye’nin entelektüel ve sosyal sermayesini temsil etmeleriydi.
Ancak bu öğrencilerin hakkını verecek nitelikli öğretmen ve yöneticilerin görevlendirilmesi yerine, Bakanlık onayıyla yapılan, mülakatsız, şeffaflıktan uzak ve çoğu zaman hizmet puanı dahi gözetilmeyen atamalarla bu okullar “proje” değil, problem okulları” haline gelmiştir.
Liyakatin Yerine Getirilen Belirsizlik
Proje okullarında görev almak için ne bir puanlama sistemi ne kıdem şartı, ne alan yeterliği kontrolü aranmaktadır. 2016/9487 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile bu okullara doğrudan atama yapılabilmektedir. Bu durum;
- Kurum içi huzuru bozmakta,
- Öğrencilerin akademik başarısını gölgelemekte,
- Öğretmenler arasında adalet duygusunu zedelemekte,
- Kamuoyunda eğitim sistemine duyulan güveni aşındırmaktadır.
Bugün ülke genelinde 200’den fazla proje okulu bulunmakta ancak bu okullarda görev yapanların hangi kritere göre seçildiği, toplumun büyük bir kısmı tarafından bilinmemektedir.
Çözüm Var, Yeter Ki Niyet Olsun
Eğitim politikaları sadece bugünü değil, geleceği inşa eder. Proje okullarında yaşanan atama sorunlarını çözmek için şu adımlar ivedilikle atılmalıdır:
- Yönetmelik Yenilenmeli: Tüm atamalar, Öğretmen Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği’ne uygun, liyakat temelli hale getirilmelidir.
- Şeffaf Öğretmen Havuzu Kurulmalı: Belirli kriterlere göre oluşturulacak nitelikli öğretmen havuzuyla bu okullara başvuru sistemi getirilmelidir.
- Bağımsız Denetim Sağlanmalı: Atamalar ve performans süreçleri bağımsız akademik kurullar ve sivil denetim organlarınca takip edilmelidir.
- Öğrenci Odaklılık Unutulmamalı: Bu okullarda okuyan öğrencilerin psikolojik, sosyal ve akademik gelişimi için özel rehberlik ve destek sistemleri kurulmalıdır.
Unutmayalım: Bu Bir Milli Güvenlik Meselesidir
Proje okullarına giden öğrenciler, sadece akademik değil; gelecekte ülkeyi yönetecek, sistemleri kuracak, kararları alacak bireyler olabilir. Onların karşısına liyakatsiz kadrolar çıkarıldığında, aslında sadece bir öğrencinin değil, bir milletin potansiyeli ziyan edilir.
Son Söz Yerine: Çocuklarımızın Geleceği Siyasi Hesaplara Kurban Edilemez
Eğitim, sadece sınıflarda anlatılan derslerden ibaret değildir. Eğitim, adaletin, liyakatin ve şeffaflığın toplumun her hücresine işlemesidir. Proje okulları, bu ilkelerin örnek modeli olmalıdır.
Türk ve Türkiye Yüzyılı gibi büyük bir hedef koyduysak, bu hedefe ancak nitelikli öğretmenlerle, liyakatli yöneticilerle, mutlu öğrencilerle ulaşabiliriz. Aksi takdirde, “birilerinin çiftliği”ne dönüşmüş okullar üzerinden yeni Türkiye kurulamaz.
Çocuklarımızın geleceği için şimdi değilse ne zaman?
Liyakat için, adalet için, eğitimde kalite için artık bir şeyler değişmeli!
Gazete Ankara – Eğitimde Adalet İçin Yazıyoruz
“Türkiye’nin Kalbi Ankara’nın Sesi”
YORUM YAP