YAZARLAR

30 Kasım 2025 Pazar, 08:00

Pazar Sohbetleri No:3 - Teknoloji, Yapay Zekâ ve İnsanlığın Geleceği: Akılla Akıl Arasında Sıkışan Dünya

Dijital çağ, insanlık tarihinin en büyük fırsatını da en büyük kırılganlığını da içinde taşıyor. Peki yapay zekâ ile insan zekâsı arasındaki bu yeni ilişkiyi nasıl anlamalıyız?

Küresel Dünyanın Yeni Eşiği: Zekâ, Artık Tek Bir Varlığa Ait Değil

Dünya geçtiğimiz yüzyıllarda savaş, kıtlık, sanayileşme ve bilgi devrimi gibi pek çok eşiği geçti.
Ama bugün karşı karşıya olduğumuz eşik çok farklı:
Zekânın paylaşılması.

Artık bilgi yalnızca insanda değil;
sezgiler yalnızca insanda değil;
karar alma yalnızca insanda değil.

ABD’nin yapay zekâ yatırımları trilyon doları aşarken, Çin “Yeni Dijital İpek Yolu” projesiyle küresel veri hâkimiyetini artırıyor.
Avrupa Birliği, tarihte ilk kez teknolojiye değil insana merkez veren bir yapay zekâ yasası çıkardı:
EU AI Act.
UNESCO ise 2021’de tarihin ilk küresel AI etik bildirgesini yayımladı:
UNESCO Recommendation on the Ethics of AI.

Bütün bunlar bize şunu söylüyor:

“Teknoloji yalnızca bir araç değil, insanlık için yeni bir ortak akıl mekânıdır.”

Bu yeni gerçeklik insanı güçlendiriyor mu, yoksa sınırlarını mı zorluyor?
İşte bugünkü Pazar sohbetimizin ilk sorusu budur.

 

Türkiye’nin Dijital Yükselişi: Ankara’dan Yükselen Akıl

Türkiye teknoloji yarışında artık sadece izleyen değil, üreten bir ülke.
Savunma teknolojilerindeki dönüşüm, dünyada dikkatle izleniyor:

  • Baykar’ın yapay zekâ destekli milli İHA sistemleri
  • ASELSAN’ın akıllı savunma çözümleri
  • HAVELSAN’ın simülasyon ve komuta–kontrol algoritmaları
  • Roketsan’ın otonomi tabanlı sistemleri

Ancak teknoloji yalnız savunma değildir.
Türkiye özellikle son beş yılda:

  • E-Devlet uygulamalarında
  • Akıllı OSB projelerinde
  • Dijital eğitim platformlarında
  • Şehir güvenlik ve yönetim sistemlerinde
  • Sağlık bilişiminde

bölgesinin en hızlı dijitalleşen ülkelerinden biri hâline geldi.

Ankara bu hikâyenin merkezidir.
Hem devlet aklının hem akademik dünyanın hem de savunma sanayinin buluşma noktasıdır.

Bugün pazar sabahı bu şehrin içinden dünyaya baktığımızda şunu açıkça görüyoruz:

Türkiye yalnız teknoloji tüketmiyor; teknoloji vizyonu üretiyor.

 

Yapay Zekâ ve İnsan: Etik, Mahremiyet, Kimlik

Teknoloji gelişiyor, fakat insan bu gelişimi anlamlandırmakta zorlanıyor.
Bir yanda yapay zekânın ürettiği sınırsız hız ve veri,
diğer yanda insanın yüzyıllardır taşıdığı sorular:

  • Kimlik:
    Yapay zekâ içerik üretiyorsa “özgünlük” nedir?
  • Mahremiyet:
    Verilerimiz analiz ediliyorsa “mahremiyet” nerededir?
  • Özgür irade:
    Algoritmalar davranışlarımızı yönlendiriyorsa “seçimlerimiz bize mi aittir?”
  • Eşitsizlik:
    Dijital fark büyüdükçe toplumlar arasında uçurum derinleşir mi?

OECD’nin 2024 AI raporu bu konuyu şöyle açıklar:

“Yapay zekâ teknik bir mesele değildir; ahlaki ve toplumsal bir meseledir.”
Kaynak: OECD AI Principles.

Bu noktada bir gerçeği kabullenmemiz gerekiyor:
Teknoloji güçtür, ama yönünü belirleyen insandır.


Geleceğin Türkiye’si: Akıllı Sistemler, Bilge İnsanlar

Bir ülkenin dijital geleceği yalnızca teknoloji yatırımlarından ibaret değildir.
Onu ayakta tutacak üç temel sütun vardır:

1. Dijital Okuryazarlık

Yalnızca teknoloji kullanmak değil, teknolojiyi anlamak.
Toplumun dijital bilinç düzeyi arttıkça ulusal rekabet gücü de artar.

2. Etik ve Hukuk

Yapay zekânın gücü şeffaf, adil ve insan onuruna uygun kullanılmazsa teknoloji toplumsal çatışma üretir.

3. Eğitimde Dijital Dönüşüm

YÖK’ün yeni “Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Çerçevesi” Türkiye için büyük bir fırsattır.
Geleceğin meslekleri, geleceğin eğitimiyle mümkündür.

Türkiye bu üç sütunu güçlendirdiğinde yalnızca teknoloji kullanan bir ülke değil,
teknoloji üreten bir medeniyet olacaktır.

 

Sonuç: Yapay Zekâ Çağında İnsan Kalabilmek

Bu pazar sohbetinde, dünyanın belki de en temel sorusunu konuştuk:

“Teknoloji bizim hizmetkârımız mı, yoksa fark etmeden yeni bir ‘ortak zekâ kaderi’ mi yaratıyoruz?”

Gerçek şu ki:
Yapay zekâ ne iyidir ne kötüdür — onu kullanan aklın niteliği kadardır.
Türkiye’nin geleceği, akıllı teknolojilerin yanında bilge insanı da yetiştirebilmesine bağlıdır.

Her Pazar olduğu gibi bugün de kendimize şu soruyu bırakalım:

“Geleceği teknoloji mi kuracak, yoksa insan mı yönlendirecek?”

Cevabı verecek olan, teknoloji değil;
biziz.

 

Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Gazi Üniv. Öğr. Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı – Köşe Yazarı
Kurucu & Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr 


YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)