“Teknoloji İnsan İçindir” Mesajıyla Açılış

İlk açılış konuşmasını gerçekleştiren Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Saadin Oyucu, salonda bulunan bütün misafirleri selamladı. Teknoloji Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ayhan Erdem ise, yapay zekânın psikiyatri alanında yalnızca teknik bir araç değil, insana dokunan yeni bir bilimsel destek mekanizması olduğuna dikkat çekti.

Prof. Dr. Erdem konuşmasında, teknolojinin soğuk bir mekanizma değil, “insanın acısını görmeye yarayan yeni bir mercek” olduğunu vurguladı. Bu tür disiplinler arası buluşmaların önemine değinirken özellikle 6 Şubat depremlerinin sadece şehirleri değil; toplumun ruhsal dokusunu, aidiyet hissini ve geleceğe dair umut duygusunu da derinden sarstığını ifade etti:

“Depremde kaybettiklerimizi rahmetle anıyoruz. Yalnızca binalar yıkılmadı; anılar, hayaller ve yaşam izleri de yıkıldı. Ancak dayanışmayı, teknolojiyi ve iletişimi insanın iyiliği için seferber ettiğimizde nelerin mümkün olabileceğini hep birlikte gördük.”

Erdem, deprem sonrasında kurduğu “Güneydoğu Depremleri Haberleşme ve Yardımlaşma Topluluğu” ile yalnızca bir hafta içinde 900’den fazla gönüllünün organize edilmesinin, teknolojinin insan odaklı kullanıldığında iyileşmeye destek olan güçlü bir araç hâline dönüşebileceğini gösterdiğini söyledi.

Konuşmasını şu çarpıcı sözlerle noktaladı: “Yapay zekâ hekimin rakibi değil; hekimin görmediğini gösteren, duymadığını duyuran ve son sözü yine insana bırakan bir akıl destekçisidir.” “Teknolojiyi insanın yerine koymuyoruz; teknolojiyi, insanın yarasını daha erken fark eden bir dost hâline getiriyoruz.”

 “Yeni Nesil Klinik Değerlendirmede Dönüşüm Yaşıyoruz”

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erguvan Tuğba Özel Kızıl ise konuşmasında; psikiyatrik değerlendirme süreçlerinin artık nesnel veriler, yapay zekâ temelli analiz yöntemleri ve yeni nesil klinik karar destek sistemleriyle yeniden şekillendiğini belirtti.

Prof. Dr. Özel Kızıl, bu dönüşümün yalnızca bilimsel değil, etik ve klinik sonuçları bakımından da geleceğe yön veren bir aşamaya işaret ettiğini ifade ederek şunları söyledi: “Böylesine önemli bir konuda Gazi Üniversitesi ev sahipliğinde bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum. Psikiyatrik değerlendirmede veri odaklı yaklaşımların merkezde olduğu yeni bir dönemin içindeyiz. Bu sempozyum, süreci bilimsel ve etik boyutlarıyla birlikte değerlendirmek için değerli bir fırsat sunuyor. Katılımınız için teşekkür ediyor, verimli bir program olmasını diliyorum.”

Yapay Zekâ ile Sesten Tanıya: Sessiz Çığlığı İşiten Bilim

Sempozyumun ilk bilimsel sunumu, Kırıkkale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Doç. Dr. H. Mihrimah Öztürk tarafından gerçekleştirildi. “Sesten Tanıya: Psikiyatride Konuşma Analizi ve Dijital Biyobelirteçler” başlıklı çalışmada; ses dalgaları, tonlama, ritim ve konuşma akışı gibi parametrelerin duygu durum bozukluklarını yüksek doğruluk oranıyla tespit edebildiği aktarıldı.

Öztürk, konuşmanın sadece iletişim aracı değil, travmanın insan sesine işlediği bir iz olduğunu belirterek, “Bazen kelimeler susar; fakat sesin titreşimi konuşmaya devam eder” ifadesiyle dikkat çekti.

Dil ile Zihin Arasındaki Görünmeyen Köprü Yapay Zekâ ile Okunuyor

Gazi Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Polat, “Konuşmanın Derin Bağlamını Yapay Zekâ ile Anlamak” başlıklı sunumunda, makine öğrenmesi algoritmalarının dilsel bağlamı anlamlandırmada ulaştığı noktayı ele aldı.

Polat, hekimin sezgisel değerlendirme gücü ile yapay zekânın analiz kapasitesi birleştiğinde daha kapsayıcı, daha tutarlı ve daha insancıl tanı süreçlerinin mümkün olduğunu vurguladı. “Artık yapay zekâ sadece söyleneni değil, söylenmeyeni de anlamaya adaydır.” sözleri dikkat çekiciydi. 

Deprem Sonrası Toplumsal Travmanın Okunması: Veriden İyileşmeye

Sempozyumun bir diğer duygusal etki bırakan sunumu, Proje Yürütücüsü Doç. Dr. Saadin Oyucu tarafından gerçekleştirildi.
“Deprem Sonrası Psikolojik Etkilerin Yapay Zekâ ile Değerlendirilmesi” başlıklı sunumda, afet bölgelerinde toplanan konuşma verileri, duygu durum analizleri ve saha gözlemleri üzerinden elde edilen bulguları ortaya koydu.

Oyucu, yapay zekâ destekli modellerin;

• Risk altındaki bireyleri erken tespit edebildiğini,
• Psikososyal destek algoritmalarının geliştirilebildiğini,
• Toplumsal dayanıklılık haritalarına veri sağladığını ifade etti.

Bu yaklaşımın makine üretimi bir çıktı değil, toplumsal iyileşmeye yönelen stratejik bir rehber olduğunun altı çizdi. 

Sonuç

Sempozyum boyunca yapılan katkılar, üç temel mesaja vurgu yaptı:   

•   Yapay zekâ, insanı dışlayan değil; insanı daha iyi anlayabilmek için kullanılan bir araçtır.
•   Psikiyatrik değerlendirmede nesnel veri, geleceğin tıbbının merkezinde yer alacaktır.
• Teknoloji ve tıbbın iş birliği, bireysel ruh sağlığının olduğu kadar toplumsal dayanıklılığın da ana bileşenidir.

Gazi Üniversitesi, Teknoloji Fakültesi’nin ev sahipliği yaptığı bu buluşma; bilimin şefkatle, verinin insan sesiyle, teknolojinin vicdanla buluştuğunda iyileşmenin yalnızca mümkün değil; daha hızlı, daha doğru ve daha kapsayıcı olduğunu bir kez daha ortaya koydu.

Saygılarımla

Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı