YAZARLAR

14 Nisan 2025 Pazartesi, 08:00

Kış ve Hayat: Herkese Ayrı Ayrı Gelen Mevsim

Kış mevsimi, aynı gökyüzü altında yaşayan herkese farklı yüzlerini gösterir. Kar taneleri, kiminin üzerine yumuşacık bir örtü gibi düşerken, kimini de esen rüzgârı ve ayazıyla titretir. Lüks tatil merkezlerinde beyaz örtünün büyüsü içinde kayak yapanlar için kış, eğlence ve dinlenceyle anılırken, bacası tütmeyen evlerde ise bambaşka bir anlam taşır, çok değişik hikâyelere konu olur. Bu evlerde, soğuk, yalnızca sıcaklığı değil, hayatın adaletini de sorgulatan bir gerçekliğe dönüşür.

Kayak merkezlerinde, karın saf beyazı insanlara huzur verir, kartpostallık manzaralar yaratır. Karın az veya yetersiz yağdığı zamanlarda tatilin keyfi kaçar. Kalın montlar içinde, sıcak içeceklerini yudumlayanlar için kış romantik bir masal gibidir. Ancak şehirde veya kırsalda, geçim sıkıntısı çekenler, zor şartlarda yaşayanlar için aynı mevsim, çetin bir sınavdır. Kaloriferin sıcaklığını hissetmeyen, sobasının başında ısınamayanlar için kış; soğuğun, çaresizliğin ve soysal eşitsizliğin diğer adıdır.

Sokakta yaşayanlar içinse kış, hayatta kalma mücadelesinin en sert ve zor sınavıdır. Karın bembeyaz örtüsü, onlar için sadece ayaklarının altındaki soğuk bir düşmandır. Üşüyen eller, donan parmaklar ve rüzgârın çeliği bile delip geçen acımasızlığı, onların her gün yüzleşmek zorunda kaldığı yaşam gerçekleridir.

Kışın farklı yüzleri, aslında toplumsal farkları da gözler önüne serer. Bir yanda şömine başında sıcak çikolatasını içenler, “viskisini” yudumlayanlar, diğer yanda bir battaniyenin altında ısınmaya çalışanlar… Evet kış, herkese ayrı gelir; kimi için huzur, kimi için çile…

Bu yüzden, soğuk günlerde biraz daha duyarlı olmak gerekir. Bir kap sıcak çorba, bir çift eldiven, bir selam ve sıcak bir gülümseme bile kışın sertliğini yumuşatabilir. Çünkü kışın ne getirdiği, onu karşılayacak imkânlarla belirlenir. Kimi karın keyfini çıkarırken, kimi için o kar bir yük olur. İşte bu yüzden, kış herkes için aynı değildir.

Bu mevsimde, küçük bir fincan sıcak çay ya da kahvenin etrafında toplanan dostların sohbeti, kışın soğuğunu bir nebze olsun unutturur. Tatil merkezlerinde kayak ve kardan adam yapma ve kartopu oynamanın keyfi, yaşamın getirdiği zorluklara karşı kısa bir soluklanma imkânı sunar. Ancak, şehrin kenar mahallelerinde, bacası tütmeyen evlerin pencerelerinden süzülen soğuk, insanın içini dondurur; burada kış, hayatın zorluklarını, ekonomik ve sosyal adaletsizliğin acı yüzünü bir kez daha gözler önüne serer.

Kışın bu iki uç noktası arasında, aslında toplumsal bir hikâye yatar. Sıcaklık arayışında olanlar, birbirlerine yardım eli uzatır; komşuluk ilişkileri güçlenir, paylaşılan ekmek, paylaşılan umut olur. Böyle günlerde, bir çift eldivenin, bir battaniyenin ya da sıcak bir gülümsemenin değeri artar. Çünkü kış, herkese ayrı ayrı gelir; kimine lüks bir tatil, kimine ise zorlu bir sınav sunar.

Diğer yandan iyimser bir bakışla yaklaşıldığında, kışın getirdiği farklı dokunuşlar, sadece doğanın sert yüzünü değil, aynı zamanda insan ilişkilerindeki sıcaklığı da ortaya çıkarır. Bazı evlerin pencerelerinden sızan loş ışıklar, içerde paylaşılan anıların ve umutların simgesi olurken, şehrin karmaşası içinde ısınma çabası, birbirine destek olmanın ve dayanışmanın en gerçek örneklerine dönüşür. Kimi sokak lambalarının altında yürürken kalabalıklar içinde hissedilen yalnızlık, bir yandan geçmişe dair özlemli bir hatırayı canlandırır, diğer yandan da geleceğe dair umutları yeşertir.

Belki de kışın en öğretici yanı, bu farkların içimizde yarattığı duyarlılıktır. Soğuğun, sadece bedenimizi değil, ruhumuzu da etkilediği bu mevsimde, toplumsal dayanışmanın, paylaşımın ve duygudaşlık kurmanın önemi ortaya çıkar. Herkesin aynı soğuğa maruz kaldığı gerçeği, aslında insanları birbirine yaklaştırır; farklılıklarımızı anlamamıza ve ortak paydalarımızı keşfetmemize vesile olur.

Kış, adeta hayatın kırılganlığını ve dayanma gücünü simgeler. Zorlukların içinden geçerken, paylaşılan küçük bir sıcaklık, insanın içindeki sevgi ve merhameti ortaya çıkarır. İşte bu yüzden, kışın getirdiği her soğuk akşamda, belki de en çok ihtiyacımız olan şey; birbirimize duyduğumuz sımsıcak duygular ve desteklerdir.

Evet değerli okurlar, bu yazımızda kışın farklı kesimlere nasıl farklı dokunduğunu ve bu mevsimin aslında iyimser bir bakışla, istenildiğinde toplumsal dayanışmayı, paylaşımı ve duygudaşlığı nasıl canlandırdığını vurgulamaya çalıştık. Sağlıcakla kalın…

~o0o~

Nerede Bir Zulüm Varsa, Çatışma Varsa, Adaletsizlik Varsa Sona Erdirmek İçin Biz Oradayız. "Türkiye’nin Kalbi, Ankara’nın Sesi" olan Dijital Haber Portalı,  https://www.gazeteankara.com.tr

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)