Gülümsemenize Katkısı Olmayanı, Hayallerinize Ortak Etmeyiniz
Hayat, çoğu zaman büyük kırılmalarla değil; yanından sessizce geçip gittiğimiz küçük ayrıntılarla şekillenir. Sabahın ilk ışığında pencereden süzülen huzur, yolda karşılaştığımız bir yabancının içten gülümseyişi, bir dostun sesine gizlenen güven, kalbimizin derin koridorlarında sakladığımız geleceğe dair umutlar… Bütün bunlar, yaşamın ince dokusunu oluşturur. Fakat bu dokuyu birlikte ördüğümüz insanlar, hayatımızın gerçek mimarlarıdır. Çünkü insan, kimi zaman yanına aldıklarıyla büyür; kimi yanında taşıdıklarıyla da küçülür.

Gülümsemek, yalnızca dudakların kıvrılması değildir; insanın iç dünyasının dışarıya taşan en sade hâlidir. Bir gülümseme, karanlık bir odada yakılan küçük bir mum gibidir- hem size hem çevrenize ışık verir. Bu nedenle, gülümsemenize hiçbir katkısı olmayan birinin varlığı, zaman içinde ruhunuzda gölgeler bırakabilir. Bazı insanlar, farkında olmadan sizin ışığınızı alır; ancak kendi ışığından size tek bir kıvılcım bile vermez. Siz omuzlarınızda onların yükünü taşırken, kendi hayalleriniz yavaşça solmaya başlar.
Oysa hayaller… Hayaller, insanın en kıymetli yol azığıdır. En mahrem defterimizde sakladığımız, kimseye tam olarak anlatamadığımız; ama varlığıyla bize güç veren en içsel gerçekliğimizdir. Hayallerimizi kiminle paylaşacağımız, aslında kim olmayı seçtiğimizle ilgilidir. Çünkü insan, yalnızca kendi çabalarının değil; yolculuk boyunca elini tutanların, destek verenlerin ve inancını büyütenlerin ortalamasıdır.
Bu yüzden gülümsemenize en ufak bir katkı sunmayanı hayallerinize ortak etmek; kökleri beslenmeyen bir ağacı çorak toprağa dikmek gibidir. O ağaç büyümez, yeşermez, meyve vermez. Zamanla kurur; siz de hayal kırıklıklarınızın altında gölgesiz kalırsınız. Oysa hayaller, sevgiyle, güvenle, anlayışla ve samimiyetle sulandığında filiz verir. Bazen bir tek insanın “Ben inanıyorum, devam et.” demesi bile bütün bir yolculuğun yönünü değiştirir. Çünkü bazı bakışlar, insanın yüreğine dokunur; bazı sözler insanın ayakta kalma sebebidir.
Ne var ki biz insanlar, çoğu zaman “iyi niyet” kisvesi altında kendimizi tüketiriz. Kırılganlığımızı saklamayı erdem sayar, bizi inciteni hayatımızda tutmayı fedakârlık zannederiz. Oysa hayat, tek taraflı sabırla kurulmuş bir düzen değildir. Hayat; karşılıklı büyüyen bağların, birlikte atılan adımların, umutların toplamıdır. Sizin gülümsemenizi önemseyen insan; aslında sizin yaşam enerjinize saygı duyan insandır. Sizi incitmeden, eksiltmeden, gölge düşürmeden yanınızda yürüyen… Hayallerinizle alay etmeyen; aksine onları kendi kalbinin de bir emaneti gibi sahiplenen…
Bu nedenle seçimlerinizde ölçünüz hep aynı olsun: Size iyi geleni gönlünüze buyur edin; içinizi karartanı hayatınızdan çıkarın.
Çünkü unutmayın! Gülümsemek bir lüks değildir; insanın kendine borçlu olduğu en insani hâlidir. Hayaller ise yaşamın pusulasıdır; yönümüzü bulduğumuz en doğal rehberimiz.
Pusulanızı şaşırtanlarla değil, yolunuza ışık katacaklarla yürüyün.
Ve sonunda hepimiz aynı gerçeğe varırız: Hayat, birlikte gülümseyebildiklerimizle güzelleşir; hayaller ise ancak gülüşünüze değer verenlerle gerçeğe dönüşür.
Yüzünüz hep gülsün. Hayallerinize kavuşmanız dileğiyle..
Saygılarımla
Prof. Dr. Ayhan ERDEM – Köşe Yazarı
aerdem@gazeteankara.com.tr
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi
Gazete Ankara Dijital Haber Portalı
YORUM YAP