Teknoloji Fakültesinin Kuruluşu: Alman Bilim İnsanları, Mühendisler ve Albert Einstein
Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi'nin temelleri, 1937 yılında kurulan “Erkek Meslek Öğretmen Okulu’na ve dolaysıyla Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu'na dayanmaktadır. Bu okul, Türkiye'de mesleki ve teknik ortaöğretime öğretmen yetiştirmek amacıyla Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle kurulmuştur.
Ankara’da Teknikokullar bölgesinde olan bu kurum, ilk kurulduğu yıllarda “Erkek Meslek Öğretmen Okulu” olarak faaliyete başladı. Zaman içinde, eğitim süresinin ve programın dört yıla çıkarılması, atölye ile teorik derslerin ağırlığının artırılması gibi gelişmeler yaşandı, böylece kurumun yapısı ve işlevi değişti. Bu dönüşümün bir sonucu olarak, 1948–1949 eğitim-öğretim yılında okul “Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu” adını aldı. Bu yeni isim, kurumun yalnızca meslek öğretmeni yetiştiren bir okul olmaktan çıkararak, Türk sanayisine yön vermek ve öncülük etmek gibi bir misyon ile daha kapsamlı ve teknik bilgileri içeren, yükseköğretim düzeyinde bir yapı haline geldiğini ifade etmektedir. Ayrıca, 1970’lerden itibaren kız öğrencilerin de kabulüyle ismi, bir tabela değişikliği şeklinde değiştirilerek “Yüksek Teknik Öğretmen Okulu” şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Böylece kurumun hem cinsiyet farkını ortadan kaldıran hem de yüksek teknik öğretmen yetiştirme misyonunu vurgulayan bir yapı kazanmasına zemin hazırlamıştır.
1982 yılında, Yüksek Öğretim Kurulu’nun kurulması sonucunda, 2809 sayılı Kanun ile YÖK’e bağlı olarak Gazi Üniversitesi kurulmuş ve Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu, tekrardan bir tabela değişikliği şeklinde dönüşümle, Teknik Eğitim Fakültesi adını alarak Gazi Üniversite’sine bağlanmıştır. Bu dönüşüm, kurumun eğitim yelpazesini genişletmiş ve yüksek teknik öğretmen yetiştirme misyonunu üniversite düzeyine taşımıştır. Bu misyonu başarılı bir şekilde yerine getirdikten sonra, 24 Kasım 2009 tarihinde, 27416 sayılı Resmi Gazete‘de yayımlanan 2009/15612 sayılı kanunla, Teknik Eğitim Fakültesi'nin çok değerli tarihi ve mirası üzerinden yeniden yapılandırılmış ve Türkiye'nin gerçeklerine uygun bölümler açılarak, Teknoji Fakültesi adını almıştır. Bu değişiklikle birlikte, fakülte mühendislik eğitimi veren bir yapıya dönüşmüş ve uygulamalı mühendislik eğitimine odaklanmıştır.
Günümüzde Gazi Üniversitesi Teknoloji Fakültesi, mühendislik eğitimi alanında önemli bir konuma sahip olup, uygulamalı eğitim felsefesiyle öğrencilere teorik bilgilerin yanı sıra uygulama becerileri de kazandırmaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin erken dönemlerinde, özellikle 1930'lu ve 1940'lı yıllarda, birçok Alman mimar ve mühendis Türkiye'de önemli projelerde görev almıştır. Bunların arasında ünlü Fizikçi Albert Einstein’inde olması son anda gerçekleşmemiştir. Bu dönemde, Alman uzmanlar Ankara'da çeşitli kamu binalarının tasarım ve inşasında katkıda bulunmuşlardır. Bu bağlamda, Gazi Üniversitesi'nin bazı binalarının yapımında da Alman mühendislerin rol almış olduğu bilinmektedir. Bunlar arasında kurulduğu zamandaki ismiyle, “Erkek Meslek Öğretmen Okulu’, daha sonra Erkek Teknik Yüksek Öğretmen Okulu' olarak isim değişikliği yapılan okulun tarihçesine dair mevcut kaynaklarda, binaların yapımında görev alan Alman mühendisler hakkında bilgiler vardır. Bu durum, kesin olup üniversitenin resmi arşivleri veya ilgili tarihî belgelerin incelenmesi durumunda teyit edilecektir.
Albert Einstein Türk Vatandaşı Olmak İstedi mi?
Evet, Albert Einstein, Nazi Almanya’sından kaçarken Türkiye’den vatandaşlık almayı düşündü. 1933 yılında, Nazi rejiminin Yahudi bilim insanlarını üniversitelerden uzaklaştırması üzerine, Einstein bu durumdan etkilenen bilim insanları için bir çözüm arayışına girdi.
Einstein’ın Türkiye ile Bağlantısı
17 Eylül 1933 tarihinde Albert Einstein imzasını taşıyan bir mektup Atatürk’e teslim edilmek üzere T.C. Başbakanlığına gönderildi. Mektubunda Almanya’dan kaçmak zorunda kalan Yahudi bilim insanlarının Türkiye’de istihdam edilmesi konusunda yardım talep etti. Bu girişim sonucunda, birçok Alman bilim insanı ve mühendisi 1933'te Türkiye'ye gelerek İstanbul ve Ankara’daki üniversitelerde görev aldı. Özellikle İstanbul Üniversitesi’nin modernleşmesinde ve Ankara'da Erkek Meslek Öğretmen Okulu’nun kurulmasında önemli katkıları oldu.
Einstein’ın Türk Vatandaşlığı İddiası
Einstein’ın bizzat kendisinin yazarak imzaladığı mektupta (bkz:Resim1.), Türk vatandaşlığı almak istediği anlaşılmaktadır. "Albert Einstein, bu mektubunda özetle; Türkiye Cumhurbaşkanı'na hitap ederek, Nazi Almanyası’nda baskı gören 40 bilim insanı ve doktorun Türkiye’de çalışmalarına devam etmeleri için izin verilmesini rica etmektedir. Bu kişilerin bilimsel ve tıbbi alanlarda geniş tecrübeye sahip olduklarını ve Türkiye’ye büyük katkı sağlayabileceklerini vurgulamaktadır. Ayrıca, bir yıl boyunca herhangi bir karşılık beklemeden çalışmaya hazır olduklarını belirtmektedir. Einstein, bu talebin kabul edilmesi halinde Türkiye’nin insani bir adım atmış olacağını ve bunun ülkeye fayda sağlayacağını ifade etmektedir." Ayrıca kendisinin de akademik bir görev almayı değerlendirdiği, ancak isteği sonuçlanmadan ABD'den aldığı özel bir davet üzerine, 1933 yılında New Jersey eyaletinde yer alan Princeton Üniversitesi'ne gitmeyi tercih etmiş ve İleri Araştırmalar Enstitüsü'nde çalışmaya başlamıştır. 1940’ta ABD vatandaşı olmuştur. Bu arada isimleri belirtilen 40 bilim insanının tamamı gelememiş olmasına rağmen farklı alanlarda 190 mühendis ve bilim insanı Atatürk'ün özel ilgisi ve emirleriyle Türkiye'ye gelerek hizmetlerde bulunmuştur.
Yukarıda verilen bilgiler ışığında bir değerlendirme yapıldığında, Einstein’ın Türkiye’ye olan ilgisi, bilimsel iş birliği ve akademik reformlar açısından tarihî bir öneme sahiptir. Sağlıcakla kalın.
Resim 1. Albert Einstein'nin Atatürk'e yazdığı mektup
~o0o~
Nerede Bir Zulüm Varsa, Çatışma Varsa, Adaletsizlik Varsa Sona Erdirmek İçin Biz Oradayız. "Türkiye’nin Kalbi, Ankara’nın Sesi" olan Dijital Haber Portalı, https://www.gazeteankara.com.tr
YORUM YAP