İstihdamda maliyet freni: SGK prim desteği işveren yükünü nasıl değiştirecek?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın açıkladığı yeni SGK İşveren Primi desteği, istihdam maliyetlerinin hızla arttığı bir dönemde işverenler açısından kritik bir denge unsuru olarak öne çıkıyor. Aylık 7 bin 184 liradan 64 bin 656 liraya kadar uzanan destek tutarı, özellikle kadın, genç ve mesleki yeterlilik belgesine sahip çalışanlar için işverenin üzerindeki prim yükünü ciddi biçimde azaltmayı hedefliyor.
Bakan Vedat Işıkhan’ın açıklaması, yalnızca bir rakam güncellemesi değil; iş gücü piyasasına verilen yön sinyali olarak değerlendiriliyor.
Neden bu destek önemli?
Türkiye’de istihdamın önündeki en büyük engellerden biri, işverenin katlandığı sigorta primi ve yan maliyetler. Özellikle KOBİ’ler açısından bu yük, yeni personel alımını çoğu zaman ertelenen bir karar haline getiriyor.
SGK prim desteği, bu noktada devletin işverenle maliyeti paylaşma iradesini ortaya koyuyor. Destek tutarının geniş bir aralıkta belirlenmesi ise teşvikin;
-
Çalışanın niteliğine
-
Ücret düzeyine
-
İstihdamın “ilave” olmasına
bağlı olarak kademeli uygulanacağını gösteriyor.
Hangi kesimler hedefleniyor?
Bakanlık açıklamaları ve önceki uygulamalar birlikte değerlendirildiğinde, bu destek politikasının özellikle üç gruba odaklandığı görülüyor:
-
Kadın istihdamı: İş gücüne katılım oranı halen istenilen seviyede değil
-
Gençler: İlk işe girişte maliyet riskini azaltma hedefi
-
Mesleki yeterlilik belgesi sahipleri: Nitelikli iş gücünü teşvik etme amacı
Çalışma Ekonomisi Uzmanı Dr. Selin Yılmaz’a göre:
“Prim desteği, işvereni ‘nitelikli çalışan daha pahalıdır’ algısından uzaklaştıran önemli bir araçtır. Bu yönüyle sadece istihdam sayısını değil, istihdamın kalitesini de etkiler.”
Rakamlar ne söylüyor?
Aylık 64 bin lirayı aşan üst sınır, yüksek ücretli ve nitelikli istihdamda devletin prim yükünün önemli bölümünü üstlendiğini gösteriyor. Bu da destek mekanizmasının yalnızca düşük ücretli işlere değil, katma değerli üretim yapan sektörlere de hitap ettiğine işaret ediyor.
Ayrıca uygulamanın 2026 sonuna kadar uzatılması, işverenler açısından öngörülebilirlik sağlayan kritik bir unsur olarak öne çıkıyor.
Ekonomik ve toplumsal etkisi ne olabilir?
Bu tür destekler doğrudan maaş artışı sağlamasa da dolaylı olarak:
-
İşe alım iştahını artırabilir
-
Kayıt dışı istihdamla mücadeleyi güçlendirebilir
-
Kadın ve genç işsizliğini sınırlayabilir
-
İş gücü piyasasında daha dengeli bir yapı oluşturabilir
Ancak uzmanlar, teşviklerin kalıcı etki yaratabilmesi için denetim ve hedefleme mekanizmalarının güçlü olması gerektiğine dikkat çekiyor.
Bu ne anlama geliyor?
Bu düzenleme bize şunu gösteriyor:
-
Devlet, istihdamı doğrudan desteklemek yerine maliyeti paylaşma yolunu tercih ediyor
-
SGK primleri, istihdam politikasının en etkili araçlarından biri olmaya devam ediyor
-
Desteklerin süresinin uzatılması, işverenlere orta vadeli planlama imkânı sunuyor
-
Politika, nicelikten çok nitelikli istihdama geçiş sinyali veriyor
Özetle: Bu teşvik, istihdamı korumaya yönelik geçici bir hamle değil; iş gücü piyasasında denge kurma çabası olarak okunmalı.
Kaynak: İHA
Haber Editörü: Hasan Mutlu
E-posta: bilgi@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32
YORUM YAP