HABERLER

G[A]
02 Aralık 2025 15:30 | Son Güncelleme: 02 Aralık 2025 21:15

Türkiye’nin Akademik Geleceğinde Kritik Eşik: Öğretim Üyelerinin Emeklilik Yaşı Düzenlemesi Yeni Bir Dönemin Kapısını Aralıyor

YÖK’ün Emeklilik Yaşı Düzenlemesi Akademide Yeni Bir Dönem Başlatıyor

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın, öğretim üyelerinin zorunlu emeklilik yaşının 67’den 72’ye, sözleşmeli olarak ise 75’e kadar yükseltilebileceğine dair yaptığı açıklama, Türkiye’nin akademik insan kaynağı politikalarında uzun süredir beklenen bir reform niteliği taşıyor.

Bu düzenleme, yalnızca kıdemli akademisyenlerin sistem içinde tutulmasını değil, bilimsel üretkenliğin sürdürülebilirliğini ve kurumsal hafızanın korunmasını da hedefliyor. Açık kaynaklarda yer alan bilgiler, düzenlemenin YÖK nezdinde resmi gündemde olduğunu teyit ediyor.

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı yazarlarından Dr. Öğr. Üyesi Murat Karabulut, bugünkü değerlendirmesinde bu kritik değişikliğin hem akademi dünyası hem de Türkiye’nin bilim-teknoloji ekosistemi için taşıdığı önemi kapsamlı şekilde ele aldı.

Kıdemli Akademisyenlerin Sistem İçinde Tutulması: Stratejik Bir Adım

YÖK’ün planladığı yaş düzenlemesi, Türkiye’nin uluslararası rekabet gücünün önemli bir unsuru olan akademik nitelikli insan kaynağını güçlendirmeyi amaçlıyor. Özellikle:

  • 67–72 yaş aralığındaki profesör, doçent ve doktor öğretim üyelerinin bilgi birikimleri hâlâ en verimli seviyededir.
  • Doktora ve yüksek lisans tez danışmanlığı, laboratuvar yönetimi, araştırma projeleri ve kurumsal rehberlik açısından bu gruba duyulan ihtiyaç artarak devam etmektedir.
  • Düzenleme ile üniversitelerin insan kaynağı planlaması daha esnek, sürdürülebilir ve güncel hale gelecektir.

Bu boyutuyla düzenleme, yalnızca yaş sınırının teknik olarak değiştirilmesinden ibaret değil; Türkiye'nin bilimsel kapasitesini doğrudan ilgilendiren stratejik bir yükseköğretim politikasıdır.

 En Kritik Başlık: Zorunlu Emekli Edilen Akademisyenler İçin Hak İadesi

Dr. Murat Karabulut'un dikkat çektiği en önemli konu, kanun yürürlüğe girmeden önce 67 yaş sınırı nedeniyle zorunlu olarak emekli edilen akademisyenlerin durumu.

Bu konuda akademik camianın ortak talebi şu başlıklarda toplanıyor:

1. Geri Dönüş Hakkı

Kanun kapsamında;

  • 67–72 yaş aralığında olup zorunlu emekli edilen öğretim üyelerine
  • başvuru üzerine kadroya geri dönüş hakkı tanınması bekleniyor.

2. Özlük Haklarının İadesi

Geri dönüş durumunda:

  • önceki unvanlarının (Prof., Doç., Dr. Öğr. Üyesi)
  • maaş, ek ders, teşvik, hizmet süresi gibi tüm özlük haklarının
    kesintisiz şekilde iade edilmesi talep ediliyor.

3. Hizmet Süresinin Sayılması

Emeklilik ile dönüş arasındaki sürenin:

  • emeklilik ikramiyesi
  • derece/kademe
  • akademik hizmet yılı
    için aktif çalışma süresi olarak değerlendirilmesi bekleniyor.

4. İlave Ödemelerin İadesinin İstenmemesi

Zorunlu emeklilik sırasında üniversitelerin yaptığı küçük miktarlı ilave ödemelerin geri talep edilmesi, akademisyenlerin dönüş sürecini zorlaştıracağından hukuken ve idari olarak uygun görülmemektedir.

 YÖK’ün Açıklaması Neyi Gösteriyor?

Prof. Dr. Erol Özvar’ın konuşmaları, iki kritik niyeti ortaya koyuyor:

1.     Kıdemli akademisyenlerin sistemde tutulmasıyla kalite ve üretkenliğin korunması

2.     Türkiye’nin bilimsel rekabet gücünün artırılması için güçlü bir insan kaynağı politikası yaratılması

Bu bakımdan düzenleme, yalnızca yaş sınırı değil, yükseköğretim sisteminin geleceğine dair uzun vadeli bir vizyon taşımaktadır.

 Geçiş Hükümleri: Düzenlemenin Başarısı Burada Belirlenecek

Karabulut’un analizine göre, düzenlemenin gerçek anlamda başarılı olması için kanun metninde şu tür geçiş hükümlerinin mutlaka yer alması gerekiyor:

“Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihte 67 yaşını doldurmuş ancak 72 yaşını doldurmamış olan öğretim üyeleri, belirlenen süre içinde başvurmaları halinde görevlerine kaldıkları yerden devam eder.”

Bu hüküm;

  • hukuki belirsizliği ortadan kaldıracak,
  • üniversitelerin keyfi uygulamalarını önleyecek,
  • akademisyenlerin hak kaybını giderecek,
  • Türkiye’nin araştırma kapasitesini kısa sürede güçlendirecektir.

 Türkiye’nin Bilim ve Teknoloji Ekosistemi İçin Kritik Bir Eşik

Akademik tecrübenin korunması, Türkiye'nin bilimsel performansı açısından belirleyici bir faktördür.
Bu düzenleme:

  • Ar-Ge ve inovasyon süreçlerine ivme kazandırabilir,
  • Lisansüstü eğitim kalitesini artırabilir,
  • Uluslararası yayın ve patent üretkenliğini yükseltebilir,
  • Üniversite-sanayi iş birliğinde mentorluk kapasitesini genişletebilir.

Dolayısıyla konu yalnızca akademik bir mesele değil, Türkiye’nin kalkınma stratejilerinin merkezinde yer alan bir bilim-teknoloji politikasıdır.

 Sonuç: Akademi İçin Tarihi Fırsat Penceresi

Türkiye, yükseköğretim politikalarında önemli bir dönemece girmiş bulunuyor.
Zorunlu emeklilik yaşının yükseltilmesi, doğru geçiş hükümleriyle desteklenirse:

  • akademik mağduriyetler giderilecek,
  • kıdemli bilim insanları yeniden sistemle buluşacak,
  • Türkiye’nin üniversite kalitesi ve araştırma gücü güçlenecek,
  • uluslararası rekabetçilikte pozitif bir ivme yakalanacaktır.

Bu açıdan düzenleme, yalnızca bir emeklilik değişikliği değil; Türkiye’nin akademik geleceğini şekillendirecek stratejik bir reformdur.

 Kaynak Okuma İçin: Dr. Öğr. Üyesi Murat Karabulut’un Yazısı

“Öğretim Üyelerinin Emeklilik Yaşı Düzenlemesi ve Akademisyenlerin Özlük Hakları”
İlgili yazının tamamını okumak için Gazete Ankara Dijital Haber Portalı’ndaki sayfayı ziyaret edebilirsiniz: https://www.gazeteankara.com.tr/writers/murat-karabulut/ogretim-uyelerinin-emeklilik-yasi-duzenlemesi-ve-akademisyenlerin-ozluk-haklari-4502

 

Haber Editörü: Dr. Oğuz Poyrazoğlu
Kurucu ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü – Gazete Ankara DHP
E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı BİLİM/TEKNOLOJİ

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)