Ankara’da yeni mesleki eğitim vizyonu: Üretim gücü sınıfta başlıyor
Ankara’da mesleki eğitimin geleceğine yönelik yapılan değerlendirmeler, yalnızca eğitim politikalarını değil, üretim kalitesi ve ekonomik sürdürülebilirliği de yeniden gündeme taşıdı. Ankara Ticaret Odası (ATO) ile Ankara İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde yürütülen “Mesleki Eğitimde Ankara Modeli”, iş dünyası ile eğitim sistemi arasındaki kopukluğu azaltmayı hedefleyen stratejik bir kalkınma yaklaşımı olarak öne çıkıyor.
Bu kapsamda ATO Duatepe Salonu’nda düzenlenen “Sektör–Meslek Öğretmenleri Buluşması”, kamu, özel sektör ve eğitim kurumlarını aynı masa etrafında buluşturarak mesleki eğitimin niteliğine dair yapısal sorunları ve çözüm önerilerini ele aldı.
Neden “Ankara Modeli” önemli?
Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Üst Kurul Üyesi ve ATO Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Akça, mesleki eğitimin yalnızca iş bulmaya yönelik bir araç olarak görülmesinin eksik bir bakış açısı olduğunu vurguladı.
Akça’ya göre mesleki eğitim;
-
Üretimin kalitesini belirliyor
-
Firmaların rekabet gücünü doğrudan etkiliyor
-
Toplumsal refahın tabana yayılmasını sağlıyor
Bu nedenle sektör ihtiyaçlarıyla örtüşmeyen bir mesleki eğitim yapısının, uzun vadede ekonomik büyümeyi de sekteye uğrattığına dikkat çekiliyor.
Sektör – okul kopukluğu neden kritik bir sorun?
Türkiye’de iş dünyasının sıkça dile getirdiği temel sorunlardan biri, mezunların uygulama becerilerinin yetersizliği. ATO verilerine göre birçok sektörde firmalar, işe alım sonrası uzun süreli ek eğitim vermek zorunda kalıyor. Bu durum;
-
Maliyetleri artırıyor
-
Verimliliği düşürüyor
-
Genç istihdamında gecikmelere yol açıyor
“Mesleki Eğitimde Ankara Modeli” tam da bu noktada, okulda verilen eğitimin sahadaki gerçek ihtiyaçlarla uyumlu hâle getirilmesini amaçlıyor.
Uzman çerçevesi: Eğitim–ekonomi bağlantısı
Eğitim ekonomisi alanında çalışan uzmanlara göre, güçlü bir mesleki eğitim sistemi olmayan ülkelerde sanayide orta kademe nitelikli iş gücü açığı kronikleşiyor. Bu da ithalata bağımlılığı artırıyor ve yerli üretimin katma değerini sınırlıyor.
Ahmet Akça’nın vurguladığı “kamu–özel sektör–eğitim iş birliği” modeli, bu açığın kapatılmasında uluslararası iyi uygulamalarla örtüşen bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.
Toplumsal etki: Gençler ve aileler açısından ne değişir?
Bu modelin başarılı olması hâlinde;
-
Gençler mezun olduklarında işe daha hazır olacak
-
Ailelerin “meslek lisesi” algısı güçlenecek
-
Üniversite dışı kariyer yolları itibar kazanacak
-
Ankara sanayisi nitelikli iş gücüyle güçlenecek
Bu yönüyle mesele yalnızca eğitim politikası değil, toplumsal zihniyet dönüşümü meselesi olarak da görülüyor.
Bu ne anlama geliyor?
Bu toplantı ve ortaya konan yaklaşım şunu gösteriyor:
-
Mesleki eğitim artık yardımcı bir alan değil, kalkınmanın merkezinde
-
Üretim gücü, sınıfta atılan doğru adımlarla şekilleniyor
-
İş dünyası, eğitimin pasif izleyicisi değil aktif ortağı olmak istiyor
-
Ankara, mesleki eğitimde model şehir olmayı hedefliyor
Özetle: Mesleki eğitim, yalnızca bireyin değil, ülkenin geleceğini belirleyen stratejik bir yatırım alanı olarak yeniden konumlandırılıyor.
Kaynak: İHA
Haber Editörü: Hasan Mutlu
E-posta: bilgi@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32
YORUM YAP