HABERLER

03 Ekim 2025 17:55 | Son Güncelleme: 04 Ekim 2025 19:33

Türkiye'den enerji arzında stratejik bir adım: Küçük modüler reaktörler

Ankara – Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye'nin enerji güvenliği, sanayi rekabetçiliği ve iklim hedeflerini bütüncül bir çerçevede ele alan "Nükleer Enerjide Stratejik Fırsat: Küçük Modüler Reaktörler ve Türkiye" başlıklı raporunu yayımladı. Raporda küçük modüler reaktörlerin (KMR) nükleer denizaltılar ve askeri üslerde kullanımının Türkiye'nin savunma kabiliyetlerine doğrudan katkı sağlayacağına işaret edildi.

Milli İstihbarat Akademisi’nin raporunda, artan enerji talebi, fosil yakıtlara bağımlılığın riskleri ve yenilenebilir kaynakların tek başına yeterli olamayacağına dikkat çekildi. Bu bağlamda KMR'lerin enerji arz güvenliğini sağlamada stratejik bir çözüm olarak öne çıktığı, Türkiye'nin kalkınma vizyonunda düşük karbonlu ve kesintisiz enerjiye erişimin kritik bir öncelik olduğu vurgulandı. Ayrıca, nükleer gücün uçak gemileri ve denizaltılar için uzun menzil, yüksek hız kapasitesi ve güç yoğunluğu gibi avantajlar sağladığı belirtilirken, Türkiye'nin NÜKDEN projesini hayata geçirmesinin stratejik önem arz ettiği kaydedildi.

Raporda, KMR'lerin yalnızca enerji üretiminde değil, ekonomik büyüme, teknoloji transferi ve uluslararası iş birliği açısından da değerli fırsatlar sunduğu aktarıldı.

Türkiye'nin 2053 enerji vizyonunda KMR'nin rolü

Rapor, Türkiye'nin uzun vadeli enerji planlarını analiz ederek KMR'lerin bu vizyon içindeki konumunu ortaya koydu. Türkiye'nin 2053 yılına kadar toplam 20 gigavat nükleer kurulu güce ulaşma hedefi bulunduğu hatırlatıldı. Bu hedefin önemli bir kısmının büyük ölçekli reaktörlerden karşılanacağı öngörülse de KMR'lerin 5 gigavat seviyesinde katkı sağlamasının öne çıkan bir senaryo olduğu belirtildi. Türkiye'nin enerji talebinin 2050'ye kadar 1.000 teravat saati aşacağı ifade edilerek, kaynak çeşitliliğinin stratejik önem arz ettiği vurgulandı.

Küçük modüler reaktörlerin özellikleri

Raporda KMR'lerin, 10-300 megavat aralığında tasarlanan, fabrika ortamında üretilebilen ve kademeli olarak devreye alınabilen yeni nesil reaktörler olduğu belirtildi. Geleneksel büyük ölçekli reaktörlere kıyasla daha kısa sürede inşa edilebildikleri, yaklaşık 5 yıl içinde devreye alınabildikleri, modüler yapıları sayesinde enerji talebine göre kapasitenin artırılabildiği, bunun da yatırımcılar için büyük esneklik sağladığı vurgulandı.

Ayrıca KMR'lerin gelişmiş güvenlik tasarımlarıyla öne çıktığı, tüketim merkezlerine daha yakın bölgelerde konumlandırılabildikleri ve bu sayede enerji iletim kayıplarını azalttığı aktarıldı. Bu özelliklerin, acil durum planlama bölgelerinin daha dar tutulmasına da imkan tanıdığı kaydedildi.

Elektrik dışı kullanım alanları

Raporda KMR'lerin yalnızca elektrik üretiminde değil, aynı zamanda bölgesel ısıtma, deniz suyu arıtma (desalinasyon) ve hidrojen üretimi gibi alanlarda da kritik roller üstlenebildiği ifade edildi. Türkiye gibi çeşitlilik arz eden enerji altyapısına sahip ülkelerde KMR'lerin farklı sektörlere uygun çözümler sunduğu, bunun da sanayinin enerjiye daha uygun maliyetlerle ulaşmasına ve temiz hidrojen üretiminin yaygınlaşmasına katkı sağladığı belirtildi.

Ayrıca askeri üsler, izole yerleşimler ve ada bölgeleri için şebeke dışı kullanım senaryolarında stratejik avantaj sağladığına dikkat çekildi.

Atık yönetimi, yakıt stratejisi ve güvenlik kültürü

Raporda, nükleer atık yönetimi ve işletmeden çıkarma süreçlerinin Türkiye için önemli bir zorluk olduğu, bu kapsamda kullanılmış yakıt ve radyoaktif atıkların depolanması, işlenmesi ve bertaraf edilmesi için özel yetkinliğe sahip merkezi şirketlerin kurulmasının önerildiği kaydedildi.

Ayrıca, nükleer yakıt tedarik zincirinde millîleştirme adımlarının atılmasının enerji arz güvenliği için stratejik öncelik olduğu belirtildi. Yerli bir yakıt şirketinin kurulmasının dışa bağımlılığı azaltacağı ve Türkiye'nin enerji bağımsızlığını güçlendireceği vurgulandı.

Raporda ayrıca, güvenlik kültürünün toplumsal kabul açısından temel şart olduğu, şeffaf güvenlik iletişimi, acil durum hazırlıkları ve risk yönetimi planlarının kamuoyuyla paylaşılmasının kritik olduğu ifade edildi.

Uluslararası iş birliği ve Türkiye'nin küresel rolü

Milli İstihbarat Akademisi, KMR teknolojisinin yalnızca ulusal enerji politikalarıyla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Türkiye'nin bölgesel ve küresel konumunu da etkileyecek stratejik bir unsur olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin KMR alanında üretici ve ihracatçı konuma gelmesinin, savunma sanayisinde İHA/SİHA teknolojilerinde sağlanan dönüşüme benzer bir etki yaratabileceği vurgulandı. Bu süreçte uluslararası ortaklıklar ve teknoloji transferinin kritik olduğu, Türkiye'nin hem Avrupa hem de Asya pazarlarında stratejik iş birlikleri geliştirmesi gerektiği ifade edildi.

Raporda, Türkiye'nin doğru yönetişim modeli ve nitelikli insan kaynağıyla ilerlediği takdirde sadece kullanıcı değil, küresel ölçekte teknoloji ihraç eden bir merkez haline gelebileceği; böylece enerji arz güvenliğini güçlendirirken, bölgesel liderlik ve küresel rekabet gücü kazanabileceği belirtildi.


Haber Editörü: Hasan Mutlu
E-posta: bilgi@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 32

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı BİLİM/TEKNOLOJİ

YORUM YAP

Yorumu Gönder

YORUMLAR (0)