Ekonomide yatırım–istihdam–üretim–ihracat zinciri

Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki AK Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ekonomi programını bir kez daha yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve sürdürülebilir büyüme ekseninde tanımladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2025 yılı üçüncü çeyrek iş gücü verilerine atıfla işsizlik oranının mevsim etkisinden arındırılmış olarak yüzde 8,5 seviyesinde gerçekleştiğini, iş gücünün 35 milyonun, istihdamın ise 32 milyonun üzerine çıktığını ifade etti.

İhracat cephesinde son 30 ayın 22’sinde mal ihracatının arttığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Temmuz ayında 24 milyar 911 milyon dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihinin rekorunun kırıldığını, Ekim 2025 itibarıyla yıllıklandırılmış mal ihracatının 270,2 milyar dolara ulaştığını belirtti.

Turizmde bu yıl hem ziyaretçi sayısında hem de gelirlerde rekor beklendiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ihracatçılar için “Türk ekonomisinin akıncı beyleri” ifadesini kullanarak reel sektörle istişarelerin önümüzdeki dönemde daha da artacağı mesajını verdi.

“İstikrar ve güven” vurgusu: 23 yılın özeti

Cumhurbaşkanı Erdoğan, HAK-İŞ Konfederasyonu’nun 50. kuruluş yıl dönümü programında yaptığı konuşmada, son 23 yıla yayılan değişimi şu sözlerle özetledi:

“Türkiye'nin 23 yılda elde ettiği tarihî başarısının gerisindeki en büyük etken, istikrar ve güven ortamının siyasete ve topluma hâkim olmasıdır.”

Kısa ömürlü koalisyon hükümetlerinden “liyakate ve dirayete dayalı yönetim kadrolarına” geçişin önemine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002’de 238 milyar dolar seviyesindeki millî gelirin bugün 1,5 trilyon dolar sınırına dayandığını, kişi başına düşen millî gelirin 3 bin 600 dolar bandından 14 bin doların üzerine çıktığını, Merkez Bankası rezervlerinin de 27 milyar dolardan 180 milyar doların üzerine yükseldiğini hatırlattı.

Ekonomi politikasının odağında üretim ve istihdamdan vazgeçmeden büyüme hedefinin bulunduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, Orta Vadeli Program çerçevesinde tek haneli enflasyon hedefine kararlılıkla yüründüğünü vurguladı.

Emek, sendikal hareket ve HAK-İŞ’e özel teşekkür

ATO Congresium’daki programda HAK-İŞ’in 50 yıllık yolculuğuna geniş yer ayıran Cumhurbaşkanı Erdoğan, Konfederasyon’u “erdemli sendikacılığın ülkemizdeki sancaktarı” olarak nitelendirdi ve şu değerlendirmeyi yaptı:

“Örgütlü emek ve hak mücadelesi için sendikalar elbette vazgeçilmezdir. Fakat unutmayalım ki sendikalarımızın varlığı işçiyle kaimdir, emekçi ile kaimdir. Alın teri ve emek, hiçbir ideolojiye ipotek edilemeyecek kadar kutsaldır.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişte işçi–işveren ilişkisinin ideolojik kamplaşmalar üzerinden okunduğu dönemlerin emek mücadelesine katkı yerine zarar verdiğini, HAK-İŞ’in ise kurulduğu günden bu yana soğuk savaş kökenli kutuplaştırıcı sendikal anlayışlardan uzak durduğunu ifade etti.

Darbelere, vesayet girişimlerine ve demokrasiye yönelik saldırılara atıf yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, HAK-İŞ’in 12 Eylül’den 28 Şubat’a, 27 Nisan e-muhtırasından 17–25 Aralık ve 15 Temmuz’a uzanan süreçlerde milli iradeden yana tavır aldığını, Konfederasyon’un bu duruşunun Türk sendikal tarihinde özel bir yere sahip olduğunu söyledi.

İş sağlığı ve güvenliği başlığında Beşiktaş Gayrettepe ve Kocaeli Dilovası’ndaki iş kazalarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evine ekmek götürmek için alın teri döken emekçilerin can güvenliğinin korunmasında devlet, işveren ve sendikaların ortak sorumluluğu bulunmaktadır” mesajını verdi.

“Terörsüz Türkiye” süreci ve Meclis’te yeni dönem

TBMM’deki grup konuşmasının önemli başlıklarından birini de “Terörsüz Türkiye” süreci oluşturdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör hadisesini Türkiye’nin sırtında “yarım asırlık bir pranga” olarak nitelendirerek, sürecin geldiği aşamayı şöyle anlattı:

“‘Terörsüz Türkiye’ süreciyle inşallah ülkemizi yarım asırlık bir beladan kalıcı ve kati olarak kurtaracağız. Bu, sadece güvenlik meselesi değil, aynı zamanda demokrasi, toplumsal barış ve geleceğimizin ortak vizyonu meselesidir.”

Bu çerçevede Gazi Meclis çatısı altında kurulan Millî Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun çalışmalarını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, iş dünyasından insan hakları kuruluşlarına, akademiden sendikalara, emekli askerlerden şehit ve gazi derneklerine kadar geniş bir kesimin dinlendiğini, son oturumda Millî Savunma Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Millî İstihbarat Teşkilatı’nın komisyonu bilgilendirdiğini kaydetti.

Sürecin “siyaset üstü” bir zeminde yürütülmesi gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, tüm siyasi partileri ve milletvekillerini ortak sorumluluk bilinciyle hareket etmeye çağırdı.

Yargı tartışmaları, ana muhalefetle gerilim ve “adalet” vurgusu

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında İstanbul merkezli bir soruşturma üzerinden yürüyen yargı tartışmalarına ve ana muhalefetin söylemlerine de değindi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sert eleştirilerine atıfla, söz konusu davanın tarafı olmadıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu davada bizim tek tarafımız adaletin tecellisi talebidir” mesajını verdi ve yargı mensuplarını hedef alan açıklamaların hukuk devleti ilkesine zarar vereceğini ifade etti.

Yargının bir “siyasi kondisyon alanı” olarak görülmesini doğru bulmadığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, adalet sisteminin itibarının korunmasının hem iktidar hem muhalefet hem de toplumun tüm kesimleri için ortak bir hassasiyet olması gerektiğini vurguladı.

Gönül coğrafyası, mülteciler ve dış politika ekseni

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin dış politika vizyonunu anlatırken “gönül coğrafyası” kavramını öne çıkararak, Osmanlı sonrası ortaya çıkan siyasi harita ile tarihi ve kültürel bağlar arasındaki ilişkiye değindi.

“Hiçbir ülkenin toprağında gözümüz yoktur, olamaz. Ancak gönül coğrafyamıza, insanlığa, insani değerlere sırtımızı dönme lüksümüz yoktur.”

Suriye başlığında, Türkiye’nin milyonlarca savaş mağduruna kapılarını açtığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tavrı “ensar–muhacir” perspektifiyle tanımladı ve “Suriye’nin güvenliği bizim güvenliğimizdir” sözleriyle, ülkenin güvenlik–insani diplomasi dengesi içindeki yerini vurguladı.

Filistin, Sudan, Ukrayna, Türk dünyası ve KKTC’ye yönelik mesajlarında da Türkiye’nin kriz bölgelerinde hem diplomatik hem insani girişimlerle aktif rol üstlendiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi “bölgesinin parlayan yıldızı” olarak niteleyerek, iç barış güçlendikçe dış politikada da daha etkin adımlar atılabildiğini söyledi.

Genel çerçeve: Ekonomi, emek, güvenlik ve istikrar aynı denklemde

TBMM Grup Toplantısı ve HAK-İŞ 50. yıl programındaki konuşmalar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mevcut dönemi dört ana eksen üzerinden okuduğunu ortaya koyuyor:

• Ekonomide yatırım–istihdam–üretim–ihracat odaklı büyüme ve Orta Vadeli Program eşliğinde tek haneli enflasyon hedefi,
• Emek ve sendikal hareketle diyalog, HAK-İŞ üzerinden tarif edilen “erdemli sendikacılık” vurgusu,
• “Terörsüz Türkiye” süreci ile Meclis merkezli yeni güvenlik ve toplumsal barış arayışı,
• Yargı, siyaset ve dış politika üçgeninde hukuk devleti, gönül coğrafyası ve çok katmanlı bölgesel vizyon.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM ve HAK-İŞ programlarındaki konuşmalarının tam metni ile ayrıntılı resmî açıklamalara, T.C. Cumhurbaşkanlığı’nın resmî internet sayfası üzerinden erişilebilir.

E-posta: opoyrazoglu@gazeteankara.com.tr
WhatsApp Haber Hattı: +90 531 512 62 63

Dr. Oğuz POYRAZOĞLU

Gazete Ankara Dijital Haber Portalı POLİTİKA